• ORGAN NAKLİ /

Böbrek nakli

Böbrek nakli böbrek yetmezliği yaşayan hastanın hem yaşam süresi hem hayat kalitesi açısından çok önemli bir tedavi yöntemidir.
 
SANKO Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Kenan Demirbakan, böbrek yetmezliği tanısı alan hastaların en kısa sürede organ nakli merkezlerine başvurmalarının, nakil sırasında gerçekleşebilecek riskleri azaltmak, yaşam sürelerini ve kalitelerini artırabilmek açısından önemli olduğunu söyledi.
 
SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi Cerrahı da olan Opr. Dr. Demirbakan, “Bu merkezlerde hasta en kısa sürede canlıdan böbrek nakli açısından değerlendirilmeli, böbrek nakli için donörü (vericisi) olmayan hasta uygun olan diyaliz şekline başlatılmalı ve kadavra listesine yazılmalıdır” dedi.
 
Bu süreçte alıcıların yakınlarının da böbrek vericisi olmak için değerlendirildiğini kaydeden Opr. Dr. Demirbakan, şöyle devam etti:
 
“Kan grubu uygun olanlardan yüksek tansiyon, diyabet ve böbrek patolojisi bulunmayan yakınları saptanır. Alıcı ve donör adayları organ nakli koordinatörü tarafından ilgili tetkikler yapılmak üzere takibe alınır. Önce kan grupları tekrar çalışılır. LCM (Lenfosit Cross Match) çalışılması sonrası alıcı ve donör, nefroloji uzmanı ve organ nakli cerrahlarınca değerlendirilir. Kliniğimizde canlıdan böbrek naklinde doku uyumu aranan şartlardan biri değildir. Olmazsa olmaz şart kan grubu uyumudur. Kan grubunun Rh faktörü önem arz etmez. Tüm hastalarımız ve vericiler konseyde değerlendirilir.”
 
BÖBREK NAKLİNİN FAYDALARI
 
Böbrek yetmezliği olan hastalar için böbrek naklinin, altın standart tedavi yöntemi olduğunu belirten Opr. Dr. Demirbakan, “Diyaliz, sağlıklı bir insanın böbreklerinin ancak 20’de biri kadar işlev görür. Başarılı bir böbrek nakli ise sağlıklı bir insanın böbrekleri ile nerdeyse aynı oranda donöre faydalı olur” şeklinde konuştu.
 
Nakil hastalarının çoğunun diyaliz tedavisi alan hastalara göre kendilerini daha canlı ve sağlıklı hissettiklerine dikkat çeken Opr. Dr. Demirbakan, şu ifadeleri kullandı:
 
“Nakil olmuş hastalar günlük işlerini, mesleklerini rahatlıkla yapabilirler hatta diyaliz tedavisi esnasında yapamadıkları aktiviteleri de çok rahat gerçekleştirebilirler. Çoğu, diyaliz dönemine göre cinsel anlamda daha aktif olur, kadın hastalar gebe kalabilirler, sağlıklı çocuklar dünyaya getirebilirler. Merkezimizde nakil sonrası doğum yapmış çok sayıda takipli hastamız vardır.”
 
PRE-EMPTİF BÖBREK NAKLİ
 
Böbrek yetmezliği yeni gelişenlere, diyalize başlanmadan yapılan nakile, “Pre-emptif Böbrek Nakli” dendiğini anlatan Opr. Dr. Demirbakan, “Böbrek nakilleri içinde sonuçları en yüz güldürücü olanıdır. Hastanemizde nefroloji uzmanımız tarafından değerlendirilerek böbrek yetmezliği tanısı almış ve diyaliz ihtiyacı doğan hastalarımız organ nakli ekibimiz tarafından böbrek nakli açısından değerlendirilerek eğer donörü yok ise uygun diyaliz programına alınmaktadır” değerlendirmesini yaptı.
 
ALICI-VERİCİ UYUMU
 
Alıcı kan grubu            Donör kan grubu                  
O                     yalnız O
A                     A ve O
B                     B ve O
AB                   tümü (O, A, B ve AB)
 
DOKU UYUMU
 
Doku tiplendirmenin insanların genetik izini ortaya koyan bir test olduğunu ifade eden Opr. Dr. Demirbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Alıcı ve donörün doku uyumu olup olmadığına bakılır. Kadavradan yapılan böbrek nakillerinde başarı büyük oranda doku uyumuna bağlıdır. Canlıdan yapılan nakillerde doku uyumunun çok önem arz etmediği anlaşılmıştır. Bu yüzden canlı vericili nakillerde doku uyumuna bakılmamaktadır.
 
Diyalize giren hastaların nerdeyse yüzde 50’si ilk beş yıl içinde ölmektedir. Bu yüzden doku grubu uyumu aranmadan yapılan böbrek nakilleri hastalar için umut olmaktadır. Üç temel doku antijeni vardır. Bunlar; A, B ve DR. Birisi anneden birisi babadan gelmek üzere toplamda altı karakteristik gösterir.”
 
Lenfosit Cross Match (LCM): Alıcı ve donörün kanlarının karıştırıldığı bu testte alıcının kanında donörün böbreğine karşı olabilecek antikorların varlığının saptandığını vurgulayan Opr. Dr. Demirbakan, şunları kaydetti:
 
“Yüksek miktarda antikor varlığında test pozitif çıkacaktır. Böyle bir durumda nakil yapılır yapılmaz böbrek dakikalar veya saatler içinde canlılığını kaybedecektir. Kan grubu ve doku uyumuna bakıldıktan sonra yapılır. Geçmişte nakil yapılmış ve kan almış alıcılarda pozitif çıkma olasılığı fazladır. Bu nedenle diyalize giren hastalara çok gerekmedikçe kan verilmemelidir. LCM pozitif çıkan hastalarda nakil yapılıp yapılmayacağı antikor alt tipine göre belirlenir. IgG tipinde nakil yapılamazken IgM tipinde rahatlıkla yapılabilmektedir.”
 
BÖBREK NAKLİ ÇEŞİTLERİ
 
Opr. Dr. Demirbakan, kadavradan ve canlıdan olmak üzere iki çeşit böbrek nakli olduğunun altını çizdi.
 
  1. KADAVRADAN NAKİL
Kadavradan nakli, hayatını kaybetmiş birinden alınan böbreğin nakledilmesiyle gerçekleştirilir. Organ naklinin daha çok sayıda böbrek yetmezliği olan hastaya yapılabilmesi için öncelik kadavradan nakil sayısını artırmak olmalıdır. Dünyada böbrek nakillerinin büyük bir kısmı kadavradan yapılan böbrek nakilleridir. Ülkemizde ise kadavradan yapılan nakiller çok az sayıdadır.
 
Ülkemizde 60 bin hasta diyalize girmekte ve her yıl bu sayıya altı bin yeni hasta eklenmektedir. Buna karşın yıllık ortalama iki üç bin arası böbrek nakli yapılabilmektedir. Diyaliz hastalarının yaklaşık yüzde 10’u her yıl hayatını kaybetmektedir.
 
  1. CANLI VERİCİLİ BÖBREK NAKLİ
Uzun süreli takiplerde canlıdan böbrek nakilleri kadavradan nakillere göre daha başarılı sonuçlar vermektedir. Ancak böbrek naklinde verici öncelikle kadavradan temin edilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde de böbrek yetmezliği hastaları için en iyi tedavi şeklinin canlıdan böbrek nakli olduğunu görmekteyiz. Canlı böbrek vericilerinin yapılan çalışmalarda normal olarak hayatlarını idame ettirdikleri görülmüştür. Kalan böbrek fonksiyonları zamanla bir miktar artmaktadır.”
 
BÖBREK VERİCİSİ OLMA KRİTERLERİ
 
Sağlıklı, akli dengesi yerinde olan, 18 yaşını doldurmuş ve yakınına böbrek vermek isteyen herkesin böbrek donör adayı olabileceğini ifade eden Opr. Dr. Demirbakan, kimlerin canlı verici olabileceği hakkında şu bilgiyi verdi:
 
“ Canlı vericiler: Aşağıdaki akrabalar canlı verici olabilir:
*  1. derecede akraba: Anne, baba, çocuk.
*  2. derecede akraba: Kardeş, dede, nine, torun.
*  3. derecede akraba: Teyze, hala, amca, dayı, yeğen (kardeş çocuğu).
*  4. derecede akraba: 3. derece akrabaların çocukları.
*  Eşler ve eşlerin aynı dereceden akrabaları.
 
*Yukarıdaki akrabalardan olmayan, maddi bir çıkar gözetmeksizin böbreğini vermek isteyen ve Sağlık Bakanlığı’nca oluşturulmuş etik kurullarca tıbbi ve etik olarak değerlendirilerek onay alan kişiler.”
 
ÇAPRAZ NAKİL
 
Akrabalarından kan grubu uyumsuzluğu nedeniyle donörü olmayanlar için çapraz nakil uygulandığını belirten Opr. Dr. Demirbakan, şunları söyledi:
 
“Kan grubu uyumsuzluğu olduğu halde yakınına böbrek vermek isteyenler, organ nakli merkezinde doku uyumları, yaş, altta yatan hastalıkları dikkate alınarak diğer bir kan grubu uyumsuz olan donör ile çapraz nâkile uygunluk yönünden değerlendirilir. Çapraz nakiller özellikle A ve B kan grupları olan çiftler arasında yapılır. Alıcı ve vericinin hangi cinsiyetten olduğu önemli değildir.”
 
BÖBREK VERİCİSİ OLMAYA ENGEL DURUMLAR
 
Opr. Dr. Demirbakan, aşağıdaki grubun böbrek vericisi olamayacağını bildirdi:
    *Kanser,
    *AIDS,
    *Yüksek tansiyon,
    *Diyabet,
    *Böbrek,
    *Organ yetmezliği ve
    *Kalp hastalıkları bulanan hastalar
    *Gebeler.”

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2022-07-02 12:38:51