Uzun zamandır omuzunuzda ve boynunuzda hissettiğiniz, ensenizden boynunuza ve başınıza, boynunuzdan omuzunuza ve kolunuza yayılan ağrı, acaba boyun ağrısı mı yoksa omuz ağrısı mı? Gelin hep birlikte öğrenelim.
Boyun ve omuz ağrılarının birçok şekilde sınıflandırılabileceğini ifade eden SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Büdeyri, hastanın şikayetlerinin iyi analiz edilmesi gerektiğini bildirdi.
Hastalar arasında sadece boyun ağrısı veya sadece omuz ağrısı yaşayanlar olduğu gibi her iki bölgedeki ağrıdan yakınmaların söz konusu olabildiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Aydın Büdeyri, “Böyle durumlarda, şikayetlerin temel odağının neresi olduğunu çok iyi analiz edebilmek, öncelikli olarak tedaviyi temel şikâyetin odağında şekillendirebilmek önem arz etmektedir” dedi.
Hastaların birbirleriyle yakın ilişkide olan bu iki kritik bölgedeki tedavi önceliğini ayırt etmekte zorlandığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, şunları kaydetti: “Sonuç olarak aylarca hatta yıllarca sürebilen tekrarlayan cevapsız tedaviler, aşırı kullanılan ilaçlar, doktor ve hastane masrafları, beraberinde büyük bir ekonomik yük ve zaman kaybı ortaya çıkarabilmektedir. Ekonomik yük ve zaman kaybı bir yana, basit şekilde cerrahi dışı, koruyucu yöntemlerle tedavi edebileceğimiz birçok problem gecikmiş evrede karşımıza çıkmaktadır. Bu tarz olgular maalesef uzman hekimlere geç başvuru veya uygun olmayan tedavi girişimleri sonucu kronikleşerek, cerrahi hatta tedavisi mümkün olmayan tedaviye cevapsız evrelere kadar atlayabilmektedir.”
Boyun ağrısına neden olan nedir?
Boyun bölgesinin anatomik ve fonksiyonel özellikleri itibariyle kollarımızın asılı olduğu bir askı görevi gördüğünü söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri,“Tıpkı bir havlunun askıda asılı olması gibi, kollarımız da gün boyunca ağırlıklarıyla boynumuza asılı şekildedir. Kollarımızın tüm ağırlıkları ve hareketleri, boyun eklemlerimiz ve kaslarımız tarafından taşınmaktadır. Buna ek olarak boyun ve baş aktivitelerimize de eşlik etmektedir” diye konuştu.
Günlük hayatımızda hobilerimiz, mesleğimiz ya da sorumluluklarımız gereği boynumuzu aşırı ve hatta sağlıklı olmayan şekillerde kullanabildiğimizi kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, bunun sonucunda da boyun ağrılarının ortaya çıktığını belirtti.
Tedavi olarak burada temel noktanın vücudumuzu doğru ve sağlıklı şekilde nasıl kullanabileceğimizi öğrenmek olduğunu bildiren Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, dikkat etmemiz gereken hususlarla ilgili şunları söyledi:
“Hastane ve doktorlara başvuru bu noktada önem arz etmektedir. Doktorunuzdan, şikayetlerinizle ilgili mümkün olduğu kadar erken dönemde, profesyonel destek almanız, şikayetleriniz ve rahatsızlıklarınız konusunda birinci derecede iyileştirici faktör olarak rol oynayacaktır.”
Vücudu hatalı ve zorlayıcı kullanımlar dışında, birçok ciddi rahatsızlığın da boyun ve omuz ağrısına neden olabileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, bu rahatsızlıkları şu başlıklar altında sıraladı:
- Kemik veya eklem anormallikleri (Doğuştan rahatsızlıklar)
- Travmalar (Düşme, aşırı zorlama, ağırlık taşıma, spor)
- Yetersiz postür (Duruş bozuklukları)
- Dejeneratif hastalıklar (Kireçlenme)
- Tümörler
- Kas gerginliği (Kas zayıflıkları, aşırı zorlama, bilinçsiz aktiviteler)
Omuz ağrısına neden olan nedir?
Omuzu, “Geniş bir hareket aralığına sahip küre ve yuva şeklindeki bir eklem” olarak tanımlayan Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, bu tür bir hareketliliğe sahip olan eklemlerin, yaralanmaya karşı da daha duyarlı olduğuna dikkati çekti.
Böyle kompleks ve çok fonksiyonlu eklemlerde; bilinçsiz ve aşırı kullanım, zorlayıcı aktiviteler ve travma eklendiği zaman ciddi ağrıların ortaya çıkabildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, şu uyarılarda bulundu:
“Özellikle gün içerisinde uzun süre masa başı aktivite, bilgisayar kullanımı, baş üstü aktivite (raflardan tencere/kıyafet vb. almak için sürekli uzanmak, kitap almak, tahtaya yazı yazmak, duvar boyası yapmak), spor travmaları gibi durumlar ciddi omuz problemlerine zemin hazırlamaktadır. Bu durumda tercih edilecek ilk yöntem, profesyonel bir destek alarak yaşam tarzınızı ve omuzlarınızı nasıl daha doğru ve sağlıklı şekilde kullanabileceğinizi öğrenmek olmalıdır.”
Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, omuz ağrılarının aşağıdaki nedenlerden biri veya daha fazlası sonucunda da ortaya çıkabildiğini kaydetti:
- Aşırı efora bağlı kasılmalar
- Aşırı kullanıma bağlı tendinit
- Omuz eklemi instabilitesi
- Çıkıklar
- Köprücük veya üst kol kemiği kırıkları
- Donuk omuz
- Sinir sıkışmaları (Nöropati/Radikülopati olarak da anılır)
Boyun ve omuz ağrısı nasıl tedavi edilir?
Bu ağrıların önüne geçmek için tercih edilmesi gereken ilk yöntemin profesyonel bir destek alarak yaşam tarzının düzenlenmesi, omuzları nasıl daha doğru ve sağlıklı şekilde kullanabileceğinin öğrenilmesi ve bu yolla hastalıklara yönelik önlemler alınması olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Büdeyri, önerilerini şöyle sıraladı:
“Emin olun hiçbir tedavi, ilaç ya da ameliyat, sizin doğal vücut sağlığınızı korumayı öğrenmenizden daha etkin olmayacaktır. Örneğin sık kullanmakta olduğunuz kitap, tencere-tabak ya da kıyafetlerinizi üst raflar yerine beliniz hizasındaki raflara yerleştirerek, öğretmen iseniz tahtanın hep gövdeniz ve beliniz seviyesine yazı yazmayı tercih ederek ufak, basit önlemler alabilirsiniz.
Boyun ve omuz ağrılarının tedavisinde sıklıkla ilaç kullanımı tercih edilir. Tedavide genellikle İbuprofen ya da Naproksen gibi anti-enflamatuar ilaçlar, Asetaminofen gibi ilaçlar tercih edilebilmektedir. Ağrıların kaynağına bağlı olarak, kas gevşetici tablet ve kremler, düzenli fizik tedavi uygulamaları, hatta antidepresan ilaçlar da tedavide yararlı olabilmektedir. Ağrı ayrıca, nemli ısı veya buzun lokal uygulaması vasıtasıyla da tedavi edilebilir.
Lokalkortikosteroidenjeksiyonu omuz kireçlenmesi için genellikle yararlıdır. Ancak aşırı kullanıma bağlı kas hasarlarında özellikle PRP (Platelet Zengin Plazma) son yıllarda oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bir profesyonelden destek alarak öğreneceğiniz ve günlük olarak uygulayabileceğiniz boyun ve omuz egzersizleri fayda sağlayabilir. Cevapsız olgularda ise kas yırtılmaları, kireçlenmeler, sinir sıkışmaları, sinir kökleri veya omuriliğin müdahil olduğu olgularda, açık ve kapalı cerrahi prosedürler hastalarımızda kalıcı ve yüz güldürücü sonuçlar oluşturmaktadır.”
Omuz ağrılarının tedavisi
Omuzun insan vücudundaki en hareketli ve en kompleks eklemlerden biri olduğunu belirten Opr. Dr. Büdeyri, bu eklem ağrılarının tedavisinde, ‘‘Omuz Protezi’’, ‘’Ters Omuz Protezi’’, ‘’Açık ve Kapalı (Artroskopik) Rotatör Manşet Onarımları’’ ile “Açık ve Kapalı (Artroskopik) Omuz İnstabilitesi Onarımları’’ uygulamalarının kullanıldığını kaydetti.
Omuz Protezi
Omuz ekleminin normalde pürüzsüz olan yüzeyinin (genellikle omuz kireçlenmesi nedeniyle) pürüzlü ve ağrılı hale geldiği zaman, total omuz protezi ile pürüzsüz yüzeyin geri kazandırılabileceğini ve en sık yakınma nedeni olan ağrının giderilebileceğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böylece, omuzu çevreleyen yumuşak dokular iyi koordine edilmiş bir hareket aralığının temin edilmesi konusundaki işlevlerine kaldıkları yerden devam edebilirler. Omuz protezi ya da omuz artroplastisi, üst kol küresi ve kürek kemiği yuvasının özel olarak tasarlanmış, metalden ve polietilenden (tıbbi kullanıma uygun bir plastik) yapılma yapay implantlarla (protez olarak da anılır) değiştirilmesidir.
Humeral (üst kol) bileşen, humerus başının yerini alan bir metal küreden ve üst kol kemiğinin içine sabitlenen bir saptan meydana gelir. Glenoid (kürek kemiği yuvası) protezi, özel bir polietilenden yapılır ve eklemin yuva veya kupa kısmının yerini almak üzere tasarlanır ve kemik çimentosuyla sabitlenir. Metal küre ve sap birimleri, humerusunuzun kontur ve biçimine uyacak biçimde cerrahınızca bir dizi büyüklük arasından seçilir. Bu iki parçalı yapı, modüler protez olarak bilinir.”
Ters Omuz Protezi
Bazen, omuz ekleminde kireçlenmeye ek olarak gevşeklik de görülebileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, kireçlenmenin bu gevşekliğin (tekrarlayan çıkıklar, kas zayıflıkları ve yırtıkları) bir sonucu olabileceğini belirtti.
“Bunun bir nedeni, onarılması mümkün olmayan ve fazla yer değiştirmeli bir omuz eklemine yol açan büyük bir rotatör kas yırtığı olabilir” diyen Opr. Dr. Büdeyri, standart bir omuz protezinin kireçlenmeyi hedeflemekle birlikte, fazla yer değiştiren veya stabil olmayan omuz sorununa çözüm sağlamadığını söyledi.
Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, omuz protezi detayları hakkında şu bilgiyi verdi:
“Standart bir omuz protezi ameliyatı öncesi, doktorunuz tarafından, omuzun ‘yuvayı’ barındırdığına ve kolun ‘küreyi’ içerdiğine dikkat edilmektedir. Ters total omuz protezi alternatifleri, deneyimli omuz cerrahlarına, bu tarz kireçlenme ve instabilite (gevşeklik) kombinasyonundan kaynaklanan, güçten düşürücü omuz ağrısına yönelik etkin bir çözüm sunabilmektedir. ‘Ters’ bir uygulama yaparak, kol eklemi küresinin omuza ve omuz yuvasının ise kola basitçe yönlendirildiğine ve bu uygulamanın da adına ‘Ters Total Omuz Protezi’ denildiğine dikkat ediniz.
Ters total omuz değişimi, omuza sabit ve gevşek olmayan bir dönüş merkezi temin ederek omuz kaslarının optimal uzunluklarını geri kazanmasına olanak tanır ve kas gücünüzden maksimum düzeyde faydalanabileceğiniz yeni bir omuza kavuşmanıza olanak sağlar. Bir total omuz protezi, tek bir ameliyat ile kireçlenme ve ağrının giderimini, kas gücünün geri dönüşünü sağlayabilmektedir. Bu kombinasyon, hastalarda dikkat çekici şekilde, ağrının kaybolmasını ve kol işlevinin geri dönüşünü temin edebilmektedir.”
Rotatör Kas Onarımı
Omuz ekleminin aktif bireylerde sıklıkla aşındığını ifade eden Opr. Dr. Büdeyri, çoğu durumda, omuzu hareket ettiren kasların yırtıldığını veya hasar gördüğünü bildirdi.
Rotatör kas yırtıklarının omuz ağrısının yaygın bir kaynağı olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Büdeyri, “Rotatör kaslar, omuzunuzu başınızın üzerine götürmenizi, elinizle sırtınıza uzanmanızı sağlayan, omuzuna ince fonksiyonlar katan önemli bir kas grubudur. Rotatör kas hasarının görülme oranı yaşla birlikte artar ve en sık olarak, spor veya travmaya bağlı yaralanmanın aksine, sürekli zorlayıcı kullanım, sigara, omuz üzerine yatarak uyuma alışkanlığına bağlı tendon dejenerasyonundan kaynaklanmaktadır” dedi.
Tedavi alternatiflerinin çeşitliliğine dikkat çeken Dr. Öğr. ÜyesiBüdeyri, şöyle konuştu:
“Fizik tedavi ve rehabilitasyondan, PRP (Platelet Zengin Plazma) enjeksiyonları, yırtık tendonun cerrahi onarımına kadar bir yelpaze içinde değişiklik göstermektedir. En iyi tedavi yöntemi, her hasta için farklıdır. Rotatör kas yırtıklarının nasıl tedavi edileceği konusundaki karar hastadaki semptomların şiddetine, fonksiyonel gereksinimlerine ve tedaviyi karmaşık hale getirmesi mümkün diğer hastalıkların varlığına göre değişebilmektedir.
Gerektiği takdirde, doktorlarınız en yeni rekonstrüksiyon tekniklerini kullanarak ve ciltteki küçük delikler vasıtasıyla tamamen artroskopik (kapalı) tekniklerden faydalanarak omuz rotatör kaslarınızı onarabilir. Rotatör kas cerrahisi sıklıkla bir ayakta tedavi prosedürü olarak gerçekleştirilir ve sonuçlar genellikle, aktif hastaların favori aktivitelerini gerçekleştirmesine olanak tanıyacak ölçüde kusursuzdur.”
Omuz Instabilitesi (Gevşekliği)
Omuzun vücuttaki en hareketli eklem olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, bu eklemin kolumuzu kaldırmamıza, döndürmemize ve başımızın üzerine ulaştırmamıza yardım ettiğine vurgu yaptı.
Bu eklemin birçok yönde dönme becerisine sahip olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, “Ne var ki bu daha geniş hareket aralığı, daha az sıkılık ve daha çok gevşeklikle sonuçlanır. Omuz gevşekliği, üst kol kemiğinin başı, omuz yuvasının dışına çıkmaya zorlandığı zaman meydana gelir. Bu gevşeklik, ani yaralanma veya aşırı kullanım sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Omuz bir kez yerinden çıktığı zaman, çıkığın tekrarlanması durumuna karşı açık hale gelmişsiniz demektir. Omuz gevşek olduğu ve yerinden tekrar tekrar çıktığı zaman, bu duruma kronik omuz gevşekliği ortaya çıkmakta ve atlanan ileri dönemlerde omuz kireçlenmesi ortaya çıkabilmektedir” dedi.
Omuz gevşekliğinin öncelikle cerrahi olmayan seçeneklerle tedavi edildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Büdeyri, tedavi seçenekleriyle ilgili şunları anlattı:
“Bu seçeneklerin ağrıyı ve gevşekliği gidermemesi durumunda, yırtılmış veya esnemiş bağ dokuların onarılması ve böylece omuz eklemini yerinde daha iyi tutabilmelerinin sağlanması amacıyla cerrahiye ihtiyaç duyulabilir.
Cerrahinin tipi her hastanın kendine özgü ihtiyaçlarına bağlı olarak değişecektir. Çoğu durumda, prosedür küçük aletler ve küçük bir kesiğin kullanımıyla artroskopik (kapalı) olarak hastanemizde gerçekleştirilebilmektedir. Günübirlik veya ayakta tedavi edilecek kadar basit bir müdahaledir. Öte yandan bazı hastalar açık cerrahi prosedüre ihtiyaç duyabilmektedirler. Bu durum, doktorunuz tarafından, omuzunuzda sürekli çıkıklar nedeniyle aşınmış / erimiş olan kemik dokularının özel kemik nakli teknikleriyle yeniden oluşturulmasını içermekte ve yüz güldürücü sonuçlar oluşturmaktadır.”
Boyun ve omuz ağrısı nasıl teşhis edilir?
X-ışınları: Düz X-ışınları iki omurga kemiği arasındaki boşluğun daralmasını, artrit benzeri hastalıkları, tümörleri, disk kaymalarını, omurga kanalı daralmasını, kırıkları ve omurga instabilitesini açığa çıkarabilir.
MRI: Manyetik rezonans görüntüleme, nöral (sinirlerle ilişkili) elemanların ayrıntılarını, ayrıca tendon ve bağ dokularla ilgili sorunları ortaya çıkarabilen, girişimsel olmayan bir prosedürdür.
Miyelografi/CT taraması: Bazen MRI’ya alternatif olarak kullanılır.
Elektronik teşhis çalışmaları: Elektromiyografi (EMG) ve sinir iletim hızı (NCV), boyun ve omuz ağrısının, kol ağrısının, uyuşukluğun ve karıncalanmaların teşhis edilmesi amacıyla kullanılabilmektedir.