• CİLDİYE /

Buğday alerjisi

Buğday, alerjiye neden olan en yaygın besinlerden biridir. Çoğunlukla çocukları etkilemekle birlikte, yetişkinlerde de görülen buğday alerjisinde Türk mutfağında tahıl ürünlerinin çok kullanılması nedeniyle doğru tanı çok önemlidir. Buğday alerjisi için birincil tedavi yöntemi buğday içeren ürünlerden kaçınmaktır.
 
Buğday alerjisinin en sık görülen 8 alerjenden biri olduğunu ve alerjinin buğdayda bulunan proteinlere karşı görüldüğünü belirten SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fatma Elif Yıldırım, buğdaydaki albumin, globulin, gliadin ve glüten gibi proteinlerden herhangi birisinin alerjiye neden olabileceğini söyledi.
 
Buğday alerjisi diğer besin alerjilerinde olduğu gibi küçük çocuklarda daha yaygın  görüldüğünü anlatan Doç. Dr. Yıldırım, “Alerjik reaksiyon vücudun bağışıklık sisteminin o maddeyi farklı algılaması sonucunda olur” dedi.
 
Buğday alerjisi belirtileri
 
Buğday alerjisi gelişen kişide deri, mide, bağırsak, solunum sistemi ile ilgili rahatsızlıkların görülebildiğini bildiren Doç. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:
 
“Ciltte kabarma, kaşınma, döküntü, burunda tıkanıklık, nefes darlığı, kusma, mide bulantısı ve kramp gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Nadiren hayatı tehdit edebilen alerjik reaksiyona yol açabilmektedir.
 
Buğday alerjisindeki diyet, Çölyak hastalığında kullanılan glütensiz diyet ile benzerlik gösterir. Buğdayda ve diğer tahıllarda bulunan, yapışkanımsı bir protein olan ‘glüten’ sindirim reaksiyonlarına neden olabilir.
 
Glütene bağlı bu reaksiyon buğday alerjisinden farklılık gösterebilir. Çölyak hastalığı buğday proteinlerinden sadece glüten isimli proteine karşı ince bağırsakların gösterdiği aşırı bir bağışıklık cevabı olup buğday alerjisi değildir.”
 
Buğdaya karşı alerjik olmayan reaksiyonlar
 
Buğday alerjisi veya Çölyak hastalığı bulunmadan da vücudun buğdaya reaksiyon gösterebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım, “Buğday tüketilmeyince azalan hafif mide ve bağırsak şikayetleri varlığında akla gelebilir. Buğday ve çavdarda bulunan bir lif türünden kaynaklanmaktadır. Bu lifler gaz sancısı ve ishale yol açabilir” ifadelerini kullandı.
 
Buğday tozu alerjisi
 
Bazı kişilerde buğday tüketiminde sorun yaşanmamasına rağmen tozuna maruziyette saman nezlesi, astım atağı, egzamanın kötüleşmesi gibi olumsuz etkiler görülebileceğini kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, tedavisinin ise maruziyetin kesilmesi olduğunu bildirdi.
 
Buğday alerjisinin tedavisi
 
Buğday alerjisi için birincil tedavi yönteminin buğday içeren ürünlerden kaçınmak olduğunun altını çizen Doç. Dr. Yıldırım, alerjik reaksiyon ortaya çıktığı takdirde hekim tarafından alerjiye yönelik ilaçlar verilebileceğini belirtti.
 
Buğday nelerde bulunur?
 
Türkiye’de üretilen tahıl ürünleri ve unlu mamullerin çoğunun buğday içerdiğini vurgulayan Doç. Dr. Yıldırım, “Sos, çorba, makarna, kuskus, bulgur ve irmik buğdaydan üretilmektedir. Glüten içerikli tahılların pek çok üründe bulunabilmesi sebebiyle gıdaları satın alırken içeriklerinin kontrol edilmesi önemlidir” diye konuştu.
 
Buğday alerjisi olanlar ne yiyebilir?
 
Et, balık, kabuklu deniz ürünleri, süt, yumurta, meyve, fındık, sıvı yağ veya sebzede buğday proteini bulunmadığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Yıldırım, tüketilebilecek ürünler hakkında şu bilgiyi verdi:
 
“Mısır, pirinç, patates unu, karabuğday, teff, kinoa ve darı gibi tahıl ürünleri glüten içermediğinden buğday, çavdar ve arpa yerine kullanılabilir. Birçok kişi glütensiz yulafı da tolere edebilirler. Glüten içermeyen un karışımları, makarna, kurabiye ve kahvaltılık gevrekler kullanılabilir. Bu ürünlerin bazılarında buğday nişastası bulunmakla birlikte buğday proteininin miktarı çok az olduğundan buğday alerjisi olanlarda sorun yaşanmayabilir.”
 
Beslenme
 
Türk mutfağında tahıl ürünlerinin çok kullanılması nedeniyle doğru tanının çok önemli olduğunu anımsatan Doç. Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Glütensiz ekmek ve gevrekler gibi glüten içermeyen hazır gıdalar genellikle pirinç, mısır, patates ve buğday nişastasından üretilmektedir. Nişasta içeren ürünlerde daha az lif ve besin maddeleri bulunduğundan diyette tek başına kullanılması kabızlık ve beslenme yetersizlikleri riskini artırabilir. Glüten içermeyen tahıl ürünlerinden besin açısından zengin olanlar arasında darı, karabuğday ve kinoa bulunmaktadır. Ekmek bu tür malzemeler kullanılarak yapılabilir ve lif içeriğini arttırmak için lif, pancar küspesi ve tohumlar eklenebilir.”
 
Doç. Dr. Fatma Elif Yıldırım
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı 

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2022-06-30 16:21:58