Alerjik hastalıklar çocuklarda sık görülen hastalıklardandır. Ülkemiz ve dünyada yaklaşık her dört çocuktan birisinde herhangi bir alerjik hastalık görülmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılında her iki çocuktan birinde alerjik hastalık görülmesi beklenmektedir.
Alerji
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'ndan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Almacıoğlu, alerjinin, alerjen denilen zararsız bir maddeye karşı anormal bir reaksiyon sonucu ortaya çıkan bir durum olarak tanımlanabileceğini söyledi.
“Kelimenin tam anlamıyla alerjen, alerji üretebilen madde anlamına gelir. Alerjenler, alerjik olmayan kişiler tarafından sorun olmadan vücut tarafından kabul edilir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, şöyle konuştu: “Örneğin, çoğu insan kedi ile temas halinde kalmaya tahammül edebilirken, bir grup insanda kedi ile temas etmeleri halinde hapşırma ve burunda kaşıntı, akıntı gibi şikâyetler ortaya çıkar. Bu gibi durumlara alerjik reaksiyonlar deriz. Bu kişileri de alerjik insanlar olarak tanımlarız”.
Bu alerjik reaksiyonun bağışıklık sisteminin bir hatası nedeniyle ortaya çıktığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, şöyle devam etti: “Bu sistem vücudun düzgün işleyişini denetlemekten sorumludur. Bağışıklık sistemi (Polis, gümrük, askeri, İtfaiye, vb.) bir devletin güvenlik güçlerine benzer. İşgalde tehdit oluşturabilecek bakteriler veya virüsler gibi enfeksiyona neden olabilecek, tümör hücrelerine dönüşebilecek kendi hücrelerine karşı veya zararlı dış etkenlere karşı bizi korur. Ama aynı zamanda bu sistem besin olarak aldığımız yararlı maddelerin vücudumuza girişine izin vermesi gerekir. Bu sistem alerji geliştirirken vücut tarafından kabul edilmesi gereken maddeye karşı savunma başlatır ise bazı genellenmiş şikâyetler ortaya çıkar.”
Alerji ile ortaya çıkan şikâyetler
Birçok alerjenin farklı insanlarda farklı şikâyetlere neden olabileceğini anımsatan Dr. Almacıoğlu, alerjinin sebep olabileceği şikâyetler hakkında şu bilgileri verdi: “Ancak genel olarak hapşırma, burun akıntısı ve kaşıntı, gözlerde kızarıklık, kaşıntı, yanma, batma hissi, boğazda kaşıntı, vücutta belirli yaşlarda ve belirli bölgelerde kızarıklık, ishal, kabızlık, karın ağrısı, tansiyon düşüklüğü, nefes alamama, öksürük, vücudun belirli bölgelerinde şişlik gibi birçok şikâyete neden olabilir. Alerjik hastalıklar aslında bir grup hastalığın genel adıdır.”
Alerjik şikâyetler değişik sürelerde reaksiyon gösterebilir
Vücudumuzun alerjik bir maddeyle veya bu sistemi tetikleyen bir durum ile karşılaştığında çok değişik sürelerde yanıt verebileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Genel olarak iki gruba ayrılır. Acil duyarlılık genelde 60 dakikadan daha kısa sürede oluşabilirken, gecikmiş duyarlılık 2-4 gün sonrasında ortaya çıkabilir” diye konuştu.
SIK GÖRÜLEN ALERJİK HASTALIKLAR
Astım
Astımın tekrarlayan öksürük, hışıltı ve nefes darlığı atakları ile seyreden çocukluk çağının en sık görülen kronik solunum yolu rahatsızlığı olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Alerjen duyarlılığı astım gelişimindeki en önemli uyarandır. Bunun yanı sıra solunum yolu enfeksiyonları, çevresel hava kirliliği gibi faktörler astımın kontrolünü güçleştirmektedir. Astım tanı ve tedavisinde sorumlu alerjenin tespitine yönelik olarak alerji testlerin yanı sıra, solunum fonksiyon testleri de uygulanmakta, hastanın uzun dönem tedavisi planlanmaktadır” diye konuştu.
Alerjik rinit (Saman nezlesi)
“Burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve kaşıntısı, hapşırık, gözlerde sulanma ile klinik bulgu veren alerjik rinit sık görülen çocukluk çağı hastalıklarından biridir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm yıl boyunca gözlemlenebileceği gibi mevsimsel olarak özellikle ilkbahar aylarında artabilmektedir. Alerjik riniti olan çocukların hayat kalitesi, uyku düzeni, okul başarısı olumsuz etkilenebilir. Alerjik rinit hastalığında; geniz etinde büyüme, orta kulakta sıvı birikimi, orta kulak iltihabı gelişimi, sinüzit gelişimi sık görülebilir. Alerjik rinit göz ardı edilmemesi gereken önemli bir sağlık problemidir.”
Atopik dermatit (Egzama)
Bebeklik egzaması olarak da adlandırılan atopik dermatitin özellikle süt çocukluğu döneminde ciltte kuruluk, yanaklarda, kol ve bacaklarda, gövdede egzamatöz deri lezyonları ve kaşıntı ile karakterize bir hastalık olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Özellikle ek gıdalara geçiş sırasında besin duyarlılıkları atopik dermatit lezyonlarının alevlenmelerine neden olmaktadır. Atopik dermatiti olan çocuklar ileriki yaşlarda diğer alerjik hastalıkların gelişimi açısından mutlaka takip altında olmalılardır” diyerek ebeveynleri uyardı.
Besin alerjileri
Besin alerjilerinin sıklıkla ek gıdalara geçilen süt çocukluğu dönemi sırasında gözlemlendiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Besin duyarlılıkları toplumsal diyet alışkanlıkları ve yaşa bağımlı olarak farklıklar gösterebilmekle beraber inek sütü, yumurta, kuruyemişler, tahıllar ve balık en sık besin alerjisi nedenleridir” ifadelerine yer verdi:
Ürtiker
Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, halk arasında kurdeşen olarak da bilinen ürtikeri “Alerjenle temas sonrası cildin üst tabakalarında yüzeyden kabarık, oldukça kaşıntılı deri lezyonları ile karakterize cilt bulguları” diye tanımladı.
Ürtikere bazen anjioödem denilen cildin alt tabakalarının ödemi ile karakterize şişliklerin de eşlik ettiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, akut ürtiker ataklarından alerjenlere maruziyetin yanı sıra enfeksiyonların da önemli rol oynadığını bildirdi.
Anafilaksi
Birden fazla sistemin etkilendiği, yaygın görülen bu alerjik reaksiyon tipinin bazı tablolarda hayatı tehdit edici boyutta olabileceğini ve hızlı bir tedavi gerektirdiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Anafilaksi en sıklıkla besin alerjenleri ile temas sonrası, böcek sokmaları ve ilaç alerjileri sonrasında görülür. Anafilaksi oluşumunu engellemeye yönelik olarak gerekli önlemlerin alınması, ebeveynlerin eğitimi ve acil tedavi planlanmasının yapılması gerekir” diye konuştu.
Alerjiye hangi faktörler neden olabilir?
Birçok faktör alerjiye neden olabilir. Bunları sınıflamak gerekirse;
1) Solunum alerjenleri: Ev tozu akarları, polenler, hayvan tüyleri, küf, yumurta
2) Besin alerjenleri: yumurta, inek sütü, deniz ürünleri, fındık, fıstık, meyveler, sebzeler, tahıllar, et
3) Temas alerjileri (kontakt dermatit): temizlik malzemeleri, kozmetik ürünler, özellikle nikel ve kobalta bağlı gelişen takı (imitasyon) alerjileri, lateks ürünler,
4) İlaç alerjileri: Ağrı kesiciler, antibiyotikler
5) Tetikleyici alerjenler: Enfeksiyonlar, egzersiz, bazı besinler ile egzersiz, tütün ürünleri dumanı, hava kirliliği
Bu alerjik durumlardan korunmak için ne gibi önlemler alınabilir?
Yapılan araştırmalar sonucunda alınan önlemlerin her zaman kesin çözüm sağlamadığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, bazı yöntemlerin önerilebileceğini ancak öncelikle kişinin neye karşı alerjisi olduğunun tespit edilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Ev tozu akarlarına karşı alerji var ise:
Ev içinde alerjiye neden olan en önemli etkenin akarlar olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, şöyle dedi: “Akarlar gözle görülemeyen çok küçük canlılardır. Akar artıkları ev tozu ile ortam havasında kirliliğe neden olur. Astım ve alerjik rinitte önemli bir etkendir. Nemli ve sıcak ortamlarda çoğalırlar. Yatak, çarşaf, yorgan, yastık, halı, tüylü ve yünlü eşyalar, tüylü oyuncaklar, kumaş döşemeli eşyalarda bulunurlar. Temel korunma tedbirlerine yatak odasından başlanmalı. Yatak, yastık, yorgan ve battaniyeler yün veya kuş tüyü olmamalıdır. Mümkünse yataklar 5 senede bir defa değiştirilmelidir. Nevresim ve çarşaflar, yastık kılıfları yıkanabilir olmalı, yüksek sıcaklıklarda yıkanmalı ve haftada iki kez değiştirilmelidir.
Battaniye ve yorganlar ayda bir yıkanmalıdır. Halılar kaldırılmalıdır. Elektrik süpürgesi ile günlük temizlik yapılmalı, temizlik sırasında çocuk odadan çıkarılmalıdır. Yatak odaları sık havalandırılmalıdır. Perdeler toz tutmayan yıkanabilir kumaştan olmalıdır. Kadife perde, hayvan postu kullanılmamalıdır. Üstü kumaşla döşeli bütün eşyalar yatak odasında çıkartılmalıdır. Kürkler, yün kazak ve süveterler gibi eşyalar çocuğun odası dışında kapalı dolapta bulunmalıdır. Yer döşemeleri ıslak bezle silinmeli ancak halılar ıslak bezle silinmemelidir.”
Polen (çiçek tozları) alerjisi var ise:
Polenlerin ağaçlar, çimenler, yabani otlar gibi bitkilerden kaynaklandığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, polene alerjisi olanların dikkat etmesi gereken konuları şöyle sıraladı:
“Bitkiler polenlerini mevsimsel şekilde havaya salarlar. İlkbahar-yaz-sonbahar aylarında türüne göre değişik zamanlarda ve değişik miktarlarda havada bulunurlar. Uzak mesafelere ulaşabilirler. Özellikle polen mevsiminde kapı ve pencereler kapalı tutulmalıdır. Havada polen sayısının yüksek olduğu günlerde dışarı çıkılmamalıdır. Gerekirse maske takılmalı, araba camları kapalı tutulmalıdır. Polen oluşturan bitkileri uzak tutmalıdır. Gerekirse polen filtreli klima (evde ve arabada), hava temizleyici kullanılabilir.”
Küf (mantar sporları) alerjisi var ise:
Ev içi ve ev dışı mantar sporlarına allerji görülebildiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Nemli, havalandırılmayan, karanlık yerlerde gelişebilen küflerden kaynaklanarak tanecikler halinde havada yayılırlar. Küf bulunan yerler temizlenmelidir. Ev içinde saksılar, bitkiler azaltılmalıdır. Ev güneş görmeli, rutubetsiz ve aydınlık olmalıdır. Su kaçakları, akıtma sistemleri, damlayan musluklar kontrol edilmelidir. Çiçek saksıları yaprak ve diğer artıklar ev çevresinden uzaklaştırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Kedi, köpek gibi hayvan alerjilerine karşı alerji var ise:
“Ev hayvanları ile olan alerjide bunların salyaları, idrarları, deri döküntüleri, tüyleri etkili olur” diyen Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Alerjenler halı, yatak, duvar üzerinde kurur ve sonrada havada yayılırlar. Kedi, köpek gibi hayvanlar beslenmemeli ve kesinlikle evden uzaklaştırılmalıdır. Kedi alerjeni ev hayvanları ile olan alerjiden en önemli alerjen olup evde kedi beslenmediği durumlarda bile komşudaki kediden ya da bahçedeki kediden duyarlılık başlayabilir” uyarısında bulundu.
Hamam böceklerine karşı alerji var ise:
Evde hamam böceği var ise ilaçlama yapılarak temizlenmesi gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Evdeki çatlak giriş noktaları kapatılmalı, rutubet önlenmelidir. Dolaplar temizlenmelidir. Açıkta gıda bırakılmamalıdır, tüm gıdalar sıkı kapalı kaplarda saklanmalı, kirli bulaşık bırakılmamalı, çöp her gün dökülmeli, eski gazeteler kese kâğıtları ve şişeler uzaklaştırılmalıdır” diyerek, alınacak önlemleri paylaştı.
Besin alerjisi var ise:
Çocuklarda hangi gıdalar sonrası gıda alerjisine bağlı şikayetlerin ortaya çıktığının aile tarafından dikkatle izlenmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, çocuğa boya ve katkı maddeleri içeren boyalı şekerler, çikolata, kakao, cips, gofret, salam, sosis, sakız, gazoz, kola, hazır çorba, puding, konserve gıda, ayrıca baharatlı yiyecekler, fındık-fıstık gibi yağlı kuru yemişler verilmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.