Çocuklar arasında görülen en yaygın sağlık sorunlarından birisi karın ağrısıdır. Bu ağrılar basit bir beslenme bozukluğu ve ishal sonucu olabileceği gibi, hayatı tehdit eden boyutlara da ulaşabilir. Uzmanlar, çocuklarda karın ağrısının ciddi hastalıkların belirtisi olabileceği gerekçesiyle mutlaka önemsenmesi uyarısında bulunuyor.
Karın ağrısı, hemen her yaş grubu çocukta, zaman zaman karşılaşabileceğimiz bir durumdur. Genellikle masum nedenlere bağlıysa da, bazen de zaman kaybetmeden müdahale edilmesi gereken ciddi hastalıklarla ortaya çıkabilir. Çocuklardaki karın ağrısının muhakkak önemsenmesi gerektiğini söyleyen SANKO Üniversitesi Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Nevzat Uçaner, teşhiste yaşanacak herhangi bir gecikmenin hayatı tehdit eden boyutlara ulaşabileceğini söyledi.
Aileler karın ağrısını önemsemeli
Karın ağrısını değerlendirirken, ailenin ve doktorun dikkate alması gereken noktalar olduğunu belirten Opr. Dr. Uçaner, çocuklardaki karın ağrısının önemsenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Teşhiste yaşanacak herhangi bir gecikmenin hayatı tehdit eden boyutlara ulaşabileceğini vurgulayan Opr. Dr. Uçaner, “Anne - baba bazen karın ağrısını pek de umursamaz. Basit yöntemlerle geçiştirmeye çalışır. Dolayısıyla ciddi hayati tehlike olabilecek apandisit, bağırsak tıkanıklığı gibi sorunlar gözden kaçabilir. Bu ise telafisi belki de mümkün olmayacak klinik bir tablonun oluşmasına yol açacaktır. Dolayısıyla hangi yaş gurubundan olursa olsun anne babaların karın ağrılarını ciddiye alması gerekiyor. Karın ağrısında teşhisi geçiştirmek doğru değil çünkü teşhisi koymak her zaman kolay değildir. Bir çocuğun karnı ağrıdığında ‘Bu şu nedenlerden olmuştur’ diye teşhis koymak film, laboratuvar gibi bütün teşhis olanaklarına rağmen yine de çok kolay değildir” şeklinde konuştu.
Psikolojik sebeplerle de ortaya çıkabilir
Çocuklardaki karın ağrılarının bazen psikolojik sebeplerle de ortaya çıkabileceğini anımsatan Opr. Dr. Uçaner, psikolojik gerekçelerle ortaya çıkan karın ağrısının genelde 5-10 yaş arası çocuklarda görüldüğünü söyledi.
Bu grup hastaların bir kısmında yapılan tüm muayene, tetkik, takip ve araştırmalara rağmen herhangi bir patoloji saptanamadığını belirten Opr. Dr. Uçaner, şöyle devam etti:
“Hiçbir somut bulgu saptanmayan ancak karın ağrısı şikayeti süren çocuklarda, psikolojik kökenli ağrıları da göz ardı etmemeliyiz. Organik bir karın ağrısı yani somut bir nedene bağlayacağımız karın ağrısı, hemen her zaman aynı özellikleri gösterir ve iyi tanımlanabilir. Buna karşın psikogenik kökenli ağrılar daha belirsiz, bir ataktan diğerine değişir ve yeri tam olarak belirtilemez. Sıklıkla ağrı göbek çevresi ve ortalardadır. Bu grup hastalarda aile ortamının da tam olarak değerlendirilmesi gerekir. Aile içi gerginliklerin, psikolojik rahatsızlıkların da önemi göz ardı edilemez. Bu durumda bizim açımızdan bir sonuç alınamadıysa ve çocuğun karın ağrısı devam ediyorsa çocuğu psikiyatriye yönlendiriyoruz.”
Beraberindeki belirtiler önemlidir
Yaş gruplarına göre değişmekle beraber karın ağrısı ve beraberindeki belirtilerin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Opr. Dr. Uçaner, ani başlayan ve teşhiste gecikme yaşanan karın ağrılarının tehlike doğurabileceğini söyledi.
“Karın ağrısı beraberinde görülen kusma çok önemli ve ciddi bir belirtidir. Çocuk cerrahisinde karın ağrıları çok sık rastlanan şikayetlerden biridir” diyen Opr. Dr. Uçaner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesela kardiyoloji polikliniğine müracaat eden hastaların yarısı göğüs ağrısından şikayetini anlatır. Bize müracaat eden hastaların yaklaşık üçte biri karın ağrısıyla gelir. Her karın ağrısında karın içi bir problem vardır diyemeyiz. Karın dışı sebeplerle de karın ağrıyabilir. Örneğin zatürree, bademcik iltihaplanması, ishal, zehirlenme gibi durumlarda da karın ağrısı görülebilir. Her karın ağrısının nedeni mutlaka cerrahi bir sorun değildir.
Ani başlayan karın ağrılarından korkarız. Ya fıtık boğulması vardır ya bağırsak tıkanıklığı vardır ya apandisit gelişmesi söz konusudur. Cerrahi gerektiren sorunlarda dikkatli olmak, atlamamak gerekir. Çünkü gecikme hayati tehlike doğurabilir. Çocuklar özellikle okul öncesi dönemde kendilerini tam olarak ifade edemez. Karın ağrısı şikayeti yanında ateş, kusma, karın şişliği ve büyük abdestini yapamama gibi belirtiler, üzerinde önemle durmayı gerektirir. Hastanın cerrahi bir sorunu olup olmadığı tam olarak araştırılmalıdır.”
Aile ve çocuk iyi dinlenmeli
Karın ağrısıyla gelen çocuğu ve ailesini çok iyi dinlemek gerektiğini belirten Opr. Dr. Uçaner, karın ağrısının ne zaman ve nasıl başladığını, beraberinde nasıl belirtiler gösterdiğini bilmenin çok önemli olduğunu söyledi.
Özellikle 1–5 yaş arası çocuklarda karın muayenesi yapmanın oldukça zor olduğunu anımsatan Opr. Dr. Uçaner, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu yaş grubundaki çocuklar zaten karın ağrısı nedeniyle huzursuzlardır. Bu nedenle de muayene olmak istemezler. Siz o ağrıyı iyi lokalize edemezsiniz. Bu durumda belirtileri iyi etüt edemezsiniz. Dolayısıyla bu yaş grubunun muayenesi oldukça sıkıntılıdır. Muayenenin arkasından yapılması gereken tetkikler vardır. Laboratuvar çalışmalarının ardından rahatsızlığa yönelik teşhis konulmuşsa o rahatsızlığa yönelik tedaviye başlamak gerekmektedir. Örneğin 1 – 2 günden bu yana devam eden, zaman zaman bulantı ve kusması olan bir çocuk hastada, karın muayenesinde, karın sağ alt kadranda yerleşik ve künt bir ağrı, bize apandisiti düşündürmelidir. Eğer idrar yolu enfeksiyonu gibi sistemik bir rahatsızlıktan kaynaklanan hastalıksa uygun ilaçlarla tedaviye başlamak gerekir.”
Yaş önemlidir
Çocuklarda karın ağrısını değerlendirirken yaşın önemli bir etken olduğunu hatırlatan Opr. Dr. Uçaner, bebekler, küçük çocuklar ve okul çağı çocuklarda karın ağrısı nedenlerinin farklı olabileceğini bildirdi.
İlk yaş içinde, özellikle ilk aylarda ‘infantil kolik’ olarak adlandırılan, gaz sancılarına oldukça sık rastlanacağına dikkati çeken Opr. Dr. Uçaner, çocuklarda yine ilk yaş içinde görülen fıtık ve bağırsak tıkanıklıklarının ciddi rahatsızlıklar olduğunu ifade etti.
“İshal veya kabızlık, idrar yolu enfeksiyonları hemen her yaştaki çocuklarda önemli karın ağrısı nedenlerindendir” diyen Opr. Dr. Uçaner, şunları söyledi:
“Daha önceki yıllarda paraziter hastalıklarla sıkça karşılaşılıyordu. Ancak son yıllarda hijyen ve çevre sağlığı konularında geçekleştirilen iyileşmeler ve bilinçlenme sonucu, parazite bağlı karın ağrılarını daha az görmekteyiz. Erişkinlerden farklı olarak çocuklarda, gribal enfeksiyon, üst solunum yolu enfeksiyonları, akut tonsilit ve akciğer enfeksiyonları (pnomomi - zatürre) seyri esnasında, akut apandisiti taklit eden karın bulguları daha ön plana çıkar. Bazı belirtiler çocuk yaş grubunda daha yıpratıcı olabilir. Örneğin; günde 4 – 5 kez kusma, çocuklarda erişkinlere göre daha etkileyicidir.”
Ameliyat kararı
Çocuk karın ağrılarında üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan birisinin de, ameliyat kararının verilmesi olduğunu dile getiren Opr. Dr. Uçaner, eğer bir cerrahi müdahale gerekiyorsa bunun zamanında ve yerinde yapılması gerektiğini vurguladı.
Hastada cerrahi bir problem olduğuna karar verildikten hemen sonra hastanın en uygun ve en kısa zamanda ameliyat edilmesi gerektiğini anımsatan Opr. Dr. Uçaner, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ameliyatın gerekliliği tam olarak araştırılmalı ve değerlendirilmeli. Eğer karın ağrısı nedeniyle cerrahi müdahale gerçekten gerekiyorsa, bu da yerinde ve zamanında yapılamalıdır. Sonuçta şunu söyleyebiliriz; çocuklar minyatür erişkinler değildir ve erişkin hekimlerinin karşılaştığından tamamen farklı dâhili ve cerrahi sorunları ve gereksinimleri vardır. Bebek ve çocuklar mümkün olan en iyi tıbbi yardımı almayı hak ederler. Tüm hasta bebek ve çocuklar, tamamen onların gereksinimlerine göre hazırlanmış bir ortamda, çocuk hastalıkları uzmanları ve çocuk cerrahları tarafından tedavi edilme hakkına sahiptir. Bu bağlamda düşünürsek, tüm çocuk karın ağrıları çocuk hastalıkları ve çocuk cerrahi uzmanları tarafından değerlendirilmeli ve gerekiyorsa, müdahale edilmelidir.”