• ORGAN NAKLİ /

DONÖR VE ALICI İÇİN ARTILAR / EKSİLER

Böbrek naklinde alıcı için olduğu kadar verici için de artı ve eksiler vardır.
 
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehtap Akdoğan, “Böbrek naklinden önce olası tüm durumlar açısından alıcı ve verici bilgilendirilir, onayları alınır. Organ naklinde amaç donörün sağlığını koruyarak alıcıyı sağlığına kavuşturmaktır. Organ nakli ekibi, donör için en küçük bir risk gördükleri takdirde, ameliyat masası da dâhil olmak üzere nakilden vazgeçebilir” dedi.
 
  1. Donörün Artıları
SANKO Üniversitesi Hastanesi Nefroloji Uzmanı da olan Doç. Dr. Akdoğan, donörün, alıcı olan yakınının ve ailesinin yaşamını rahatlatma şansı olduğunu anımsatarak “Donör, ailesinin haftada 3-4 kez diyalize giren fiziken ve psikolojik olarak ciddi problemler yaşayan ferdini hayata tekrar kazandırmakla kalmayıp ailesini de içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtarmış olmaktadır” diye konuştu.
 
  1. Donörün Eksileri
“Donör belirlendiği zaman organ nakli merkezi için en önemli kişidir. Nefrolog, Cerrah, Organ Nakil Koordinatörü, Radyolog, Psikolog vb. tüm hekimlerin yer aldığı Organ Nakli Konseyi tarafından karar verilir” diyen Doç. Dr. Akdoğan, her ameliyatta olduğu gibi verici ameliyatlarında da risklerin bulunduğunu kaydetti.
 
Bu operasyonda ölüm olasılığının üç binde bir olduğunu anlatan Doç. Dr. Akdoğan, şunları söyledi:
 
“Yaklaşık yüzde beş yara yeri ve yüzde dört idrar yolu enfeksiyon olasılığı vardır. Belirtilen oranlar standart bir karın ameliyatındaki oranlarla aynıdır. Operasyondan sonraki ilk birkaç gün ağrı olabilir. Hastanemizde tüm donör ameliyatları laparoskopik (kapalı yöntemle) yapılmaktadır. Böylece kesi daha küçük olmaktadır. Donör operasyon sonrası ikinci üçüncü gününde taburcu edilir. Operasyondan iki ay sonra daha önce yaptığı tüm işleri yapabilir, sağlıklı bir yaşam sürebilirler. Tüm böbrek nakillerinden bir süre sonra ya da naklin ardından böbreğin çalışmama olasılığı vardır. Diyaliz uygulanan hastaların yılda yüzde 10’u, nakil olanların ise yaklaşık yüzde biri hayatını kaybetmektedir.”
 
  1. Alıcının Artıları
Diyaliz makinesine bağlı olmanın hayat kalitesini ciddi bir şekilde bozduğunu ifade eden Doç. Dr. Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Periton diyalizi hemodiyalize göre kısmen daha konforlu olsa da diyalize bağlı olmak, insanlar için çok sıkıntılı bir durumdur. Hemodiyaliz hastaları Hepatit B ve C enfeksiyonlarına yakalanabilmekte, periton diyaliz hastaları peritonit atakları geçirebilmektedir. Hemodiyaliz zamanla ciddi kalp damar hastalıklarına neden olmakta ve hastaların nakil şansını zorlaştırmakta ve hatta ortadan kaldırmaktadır. O yüzden mümkünse diyalize başlamadan veya en kısa sürede nakil yapılması önemlidir.
 
Özellikle genç nakil hastaları rutin işlerini yapabilir, hayatlarını olması gerektiği gibi idame ettirebilir, evlenip çocuk sahibi olabilir. Böbrek yetmezliği olan ve diyalize giren hastalarda nakil sonrası beklenen ömür ortalama 3 kat artmaktadır. Nakil sonrası böbrek fonksiyonlarını yeniden kaybetse bile hastanın diyalize dönme ve ikinci kez nakil olma şansı devam etmektedir.”
 
  1. Alıcının Eksileri
Ameliyatın riskli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Akdoğan, bu riskler hakkında şu paylaşımı yaptı:
 
“Nakil operasyonlarında hayatını kaybetme riski bin vakada iki – üçtür. Belirtilen oran, standart karın ameliyatındaki oranlarla aynıdır. Böbreğin her zaman nakilden sonra çalışmama ya da sonrasında fonksiyon kaybı olasılığı bulunmaktadır. Risk, canlı vericili nakillerde daha düşüktür.”
 
KİMLERE NAKİL YAPILMALI
 
Son dönem böbrek yetmezliği hastalarının neredeyse tamamının böbrek nakli adayı olduğuna işaret eden Doç. Dr. Akdoğan, “Ancak organ temin edilemeyen hastalar diyaliz programına alınmalı, uygun verici bulunduğunda hemen nakil yapılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
 
DİYABET VE BÖBREK NAKLİ
 
Böbrek naklinden en çok faydayı Tip 1 veya 2 diyabet hastalarının gördüğünün altını çizen Doç. Dr. Akdoğan, “Bu hastalarının böbrek naklinin olmasını engellemek, beş yıl içinde yüzde 80’inin ölümüne sebep olmak demektir. Merkezimizde Tip 1 diyabet hastalarına böbrek nakli ile eş zamanlı ya da sonrasında kadavradan pankreas nakli yapılabilmektedir” bilgisini aktardı.
 
HEPATİT C VE BÖBREK NAKLİ
 
Bütün nakil adaylarının Anti-HCV pozitifliği yönünden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Akdoğan, süreci şöyle özetledi:
 
“HCV enfeksiyonu varlığı böbrek naklinin gerçekleşmesi için engel değildir. Sirozu olan ve HCV pozitif alıcı adayı kombine nakil (karaciğer ile böbrek aynı anda) açısından değerlendirilmelidir. Enfekte canlı veya kadavra böbrekleri, hastaların onayıyla, HCV RNA pozitif alıcılara nakil gerçekleştirilebilir.”
 
HEPATİT B VE BÖBREK NAKLİ
 
Böbrek naklinde alıcı adaylarının tamamının HBV enfeksiyonu yönünden değerlendirildiğini hatırlatan Doç. Dr. Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“HBV enfeksiyonu varlığı, böbrek nakli için engel oluşturmaz. Ancak hem siroz hastası olan aynı zamanda HBV pozitif olan alıcı adayı böbrek nakli açısından uygun değildir. Bu hastalar, karaciğer ve böbreğin aynı anda transfer edildiği kombine nakil açısından değerlendirilmelidir. Enfekte olmuş canlı ya da kadavra böbrekleri hastaların onamları alınarak HBsAg pozitif ya da immunize alıcılara nakledilebilir.”
 
YAŞ SINIRI
 
Nakil için bir yaş sınırı olmadığını belirten Doç. Dr. Akdoğan, “Önemli olan hastaların fiziksel performansı ve nakle uygunluğudur. Alıcı yaşı böbrek nakli için bir kontrendikasyon (tedavinin yapılamaması durumu) değildir. Yaşlılarda rejeksiyon (organ naklinin reddi) atakları daha az gözlenmektedir” ifadelerine yer verdi.
 
ÖNCEDEN BÖBREK NAKLİ GEÇİRMİŞ OLAN ALICI ADAYLARI
 
“İlk organını erken bir rejeksiyon atağı, tekrarlayan primer glomerulonefrit veya metabolik hastalığa bağlı kaybedenlerde ikinci nakilde graft yaşam ömrü kısa olabilir” diyen Doç. Dr. Akdoğan, bu hastalarda kadavradan böbrek naklinin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı.
 
KANSER HASTALIĞI OLANLAR
 
Bazı kanser hastalığı olan alıcılara nakil yapılmadığını belirten Doç. Dr. Akdoğan, bunun nedenlerini şöyle anlattı:
 
“ 1.  Nakil sonrası uygulanan tedavinin kanserin seyrini olumsuz etkilemesi,
  1. Kanser sebebiyle beklenen yaşam süresinin uzun olmaması.
 
Alıcıdaki tedavi edilmiş kanser, nakil için kesin bir engel oluşturmaz. Hastanın her biri, tümör tipi ve tedavi sonrasında tümörden arınmış bekleme zamanına göre değerlendirilir.”
 
BÖBREK NAKLİNE KESİN ENGEL OLUŞTURAN DURUMLAR
 
Doç. Dr. Akdoğan, böbrek nakli için uygun olmayan durumları şöyle sıraladı:
 
“ 1. Tedavi edilmemiş kanser hastalığı,
  1. Aktif AIDS/Aktif Hepatit hastalığı,
  2. Aktif verem (Tüberküloz) hastalığı,
  3. Ciddi periferik damar hastalığı,
  4. Aktif madde bağımlılığı,
  5. Altı ay içinde geçirilmiş kalp krizi (miyokard enfarktüsü) öyküsü,
  6. Son dönem organ yetmezlikleri,
  7. Beş yıldan az sağ kalım süresi beklenen,
  8. Hastanın nakilden sonra ilaçlarını düzgün kullanmakta sorun yaşayabileceği düşünülen kişiler.”

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2022-07-02 12:39:29