• ÜROLOJİ /

EREKTİL DİSFONKSİYON VE TEDAVİSİ

Erektil disfonksiyon (İktidarsızlık ya da sertleşme sorunu), ereksiyon bozukluğu olarak bilinen, özellikle 40 yaş sonrası erkeklerde sıklığı artan, kişinin hem kendini hem partnerini olumsuz etkileyen ve yaşam kalitesini bozan bir sağlık sorunudur.

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatem Kazımoğlu, ereksiyonun penis atardamarının genişlemesi ile başladığını belirterek, “Cinsel bir uyarı durumunda penise kan akışı artar ve bu kan, erektil doku denilen kavernoz dokuya dolar Kan akımı artınca penisin toplardamarları kasılır ve bu kan dışarı çıkmaz, böylece ereksiyon (sertleşme) oluşur. En basit anlatımıyla, penise kan gelişinde azalma veya kanın penis içinde kalmasını bozan olaylar ereksiyon sorununa neden olur” dedi.

Erektil disfonksiyonun sık görülen sağlık sorunlarından olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kazımoğlu, “20’li yaşlarda bile görülmekle birlikte yapılan çalışmalar toplumdan topluma sıklığının değiştiğini ancak 40-70 yaş arası erkeklerin yaklaşık yüzde 50’sinde karşılaşıldığını göstermektedir. Oranın bu kadar yüksek olmasına rağmen sosyal ve psikojenik nedenlerden doktora başvuru sayısı azdır” diye konuştu.

 SEBEPLERİ

 Tam bir ereksiyon için penisin sinir, damar yapıları ve erektil dokunun kusursuz fonksiyon görmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kazımoğlu, şöyle devam etti:

 “Bu yapılarda bozulmaya neden olabilen diyabet, obezite, sigara kullanımı, yağlanma, metabolizma bozuklukları, sedanter yaşam, kardiyovasküler hastalıklar, vb. gibi risk faktörleri erektil disfonksiyon yol açar.  Yani damarsal patolojiler (özelikle kardiyak hastalıklar, diyabet, sigara), nörojenik nedenler (tümörler, felç, parkinson hastalığı, mutipl skleroz (MS), periferik sinir bozukluğuna neden olan patolojiler), anatomik nedenler (peyroni denilen peniste eğriliğe neden olan hastalık, küçük penis), hormonal nedenler, travmalar, kullanılan ilaçlar (özellikle tansiyon ilaçları, antidepresanlar) ve psikojenik faktörler (uyarılma bozukluğu, partner etkisi, stres) gibi patolojiler erektil disfonksiyonun nedenleridir.” 

 TEDAVİSİ

 Erektil disfonksiyonun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kazımoğlu, “Tedavi için temel etken varsa nedeni belirlenmeli ve tedavi de bu nedene göre düzenlenmelidir. Tedavi için nedene bağlı farklı seçenekler bulunmakla birlikte, öncelikle ilaç tedavisinden birçok hasta yarar görür. Temel ilaç grubu, penise gelen kan akımını artıran ilaçlardır, bu ilaçlar günlük kullanılabildiği gibi ilişkiden önce de alınabilir” ifadelerini kullandı.

“Ayrıca hastanemizde de başarıyla uyguladığımız ESWT ((Extracorporeal Shock Wave Therapy) denilen (şok dalga tedavisi) de etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Uygulaması kolay, herhangi bir risk içermeyen, etkisi yüksek ve sakıncası olmayan bir tedavi yöntemi olan ESWT, uygun hastalara uygulanabilmektedir” diyen Doç. Dr. Kazımoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Daha çok organik kaynaklı, damar yapısında sorun saptanan erektil disfonksiyon olgularında vasküler cerrahi yöntem yapılabilmekle beraber, altta yatan nedenden ötürü damar yapısı kısa süre sonra tekrar bozulabildiğinden bu tür hastalarda penil protez (mutluluk çubuğu) uygulaması en etkin tedavi yöntemi gibi görünmektedir.” 

 

Doç. Dr. Hatem Kazımoğlu

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2023-03-27 11:51:56