• RADYOLOJİ /

İkinci beyin bağırsakların radyolojik görüntülemesi

Bağırsak hastalıklarının tanısı klinisyen ve radyoloji doktorunun birlikte değerlendirmesi gereken çok yönlü, zor bir süreçtir. Radyolojik yöntemler bağırsaklar hakkında detaylı bilgi verse de özellikle yeni başlayan kanser odaklarını göstermede yetersizdir. Bu nedenle hangi radyolojik incelemenin doğru bilgiyi vereceği kritik önem taşımaktadır.

Ağız yoluyla aldığımız besin ve sıvıların yemek borusu ve mideden sonraki durağı bağırsaklarımızdır. İnce ve kalın bağırsak olarak ikiye ayrılmaktadır.

İnce bağırsak yaklaşık 7 metre uzunluğunda olup karın bölgesinin özellikle orta kesiminde yoğunlaşır. Sonrasında yaklaşık 2 metre uzunluğunda kalın bağırsak karın bölgesinin köşelerinde devam edip rektum sonrası anüs (Makat) olarak sonlanır.

İkinci beynimiz olarak da adlandırılan bağırsaklarımızdaki hücreler beynimizle benzer şekilde çeşitli bilgileri kaydederek gerektiğinde kullanır. Mesela beslenme yoluyla vücuda giren zararlı maddeleri bağırsak beyinden önce algılayarak yüksek bir savunmayla tehlikeyi hızlı biçimde vücuttan uzaklaştırır. Bu nedenle kendi hastalıkları dışında depresyon gibi birçok hastalığın oluşumunda etkendir

Direkt Grafi:

Karın ağrısının başta gelen nedenlerinden bağırsaklar öncelikle direkt grafi (Röntgen) ile değerlendirilir. Basit, ucuz, erişimi kolay ve düşük radyasyon nedeniyle ilk tercih edilen yöntem olmaktadır. Böylelikle bağırsaklarımızın çalışmasının yavaşlaması ya da duvarının zarar görmesi gibi hayati olayların tespit edilmesinde önemli rol oynar.

Ultrasonografi:

Karın ultrasonu radyoloji doktorunun uyguladığı, radyasyon içermeyen zahmetli bir yöntemdir.  Karın ultrasonunda bağırsak görüntülemesi sınırlıdır. Bilinenin aksine karın ultrasonunda hastaların mide ve bağırsakları yeterli görüntülenememektedir. Hatta içerisinde gaz bulunması nedeniyle diğer organların incelenmesini de engellemektedir. Bu nedenle çoğu raporda gaz nedeniyle optimal değerlendirilememiş ibaresi görürüz.

Her insanın kalın bağırsak anatomisi birbirinden farklıdır. Bu nedenle ultrason inceleme kalitesi hastadan hastaya değişmektedir. Yine bu nedenle bazılarımız alt karın bölgesinde kilolu olmamasına rağmen şişkinlik hissetmektedir.

Bilgisayarlı Tomografi:

Bilgisayarlı tomografi, 3 boyutlu görüntü vermesi nedeniyle bağırsaklar dahil geniş karın bölgesinden bilgi alabildiğimiz, ancak direkt grafiye göre radyasyon miktarı fazla radyolojik bir yöntemdir.

Geleneksel karın tomografisi olarak adlandırılan standart incelemede bağırsaklardaki kanser odakları özellikle belirgin boyutlara ulaşmadıkça görünmemektedir. Bu nedenle bilgisayarlı tomografi çekilen hastanın aslında bağırsaklarında bir kanser odağının dışlanmayacağını bilmesi gerekir.

Geleneksel karın bilgisayarlı tomografi dışında yeterli bağırsak temizliği sonrası sanal kolonoskopi adıyla da bilinen ve geleneksel kolonoskopi kadar kanser ve polip tanı gücü yüksek görüntüleme yöntemi de bulunmaktadır. Hastanemizde sanal kolonoskopi bağırsak taramasında her yaş grubuna uygulanabilir cihaz ve ekipmana sahiptir.

MR:

Manyetik rezonans görüntüleme ya da MR olarak bilinen radyolojik incelemede bilgisayarlı tomografi gibi 3 boyutlu görüntüler oluşur. Bu görüntüleme bize karın bölgesinden geniş bilgiler vermektedir. Radyasyon içermemesi ile bilgisayarlı tomografiden ayrışır. Ancak uzun çekim süreleri nedeniyle hastalar açısından tolere edilemeyebilir. Bilgisayarlı tomografi gibi yeni oluşan bağırsak kanserleri hakkında verdiği bilgiler kısıtlıdır.

MR Enterografi:

Bu yöntem özellikle ince bağırsakları görüntülemede, radyolojik incelemeler arasında ilk sırada olup iltihabi bağırsak hastalıkları konusunda aydınlatıcı bilgiler vermektedir. İnce bağırsakların uzun yapıya sahip olması ve geleneksel endoskopiyle ulaşılamaması nedeniyle incelemesi kısıtlıdır.  

Floroskopi:

Floroskopiyle ince ve kalın bağırsaklar, ağızdan ya da makattan verilen kontrast madde ile görüntülenir.

Geleneksel kolonoskopi ve bilgisayarlı tomografi keşfedilmeden önce bu bölgelerin değerlendirmesinde sıklıkla kullanılmaktaydı. Günümüzde özellikle cerrahi operasyon sonrası ve çocuklarda kullanımı güncelliğini korumaktadır.

Özetle bağırsak hastalıklarının tanısı klinisyen ve radyoloji doktorunun birlikte değerlendirmesi gereken çok yönlü zor süreçtir. Radyolojik yöntemler bağırsaklarımız hakkında detaylı bilgi verse de özellikle yeni başlayan kanser odaklarını göstermede yetersizdir. Çünkü içerik dışkı ve sıvı ile dolu olup görüntülemeyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle hangi radyolojik incelemenin doğru bilgiyi vereceği kritik önem taşır. Tabi en önemlisi kendimize ve bağırsaklarımıza iyi bakmamızdır.

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2024-07-19 09:58:25