Koroner arter hastalığı ile mücadelede en önemli adım, hastalıktan korunmaktır. Hastalık bir takım risk faktörleri varlığında çabuk ortaya çıkmakta ve hızlı ilerlemektedir. İyi kolesterol düzeyinin yüksek olması (HDL 60 mg/dl'den fazla) hastalık riskini azaltmaktadır.
Bu risk faktörlerinin bazıları değiştirilebilir iken bazıları değiştirilemez (yaş, cins, aile öyküsü gibi).
Kalp damar hastalıkları, soğuk algınlığı, grip gibi geçici ve iyileştiği zaman arkasında iz bırakmayan hastalıklar değildir. Hastalık geliştiği zaman devamlı ilerlemeye ve problem çıkarmaya eğilimlidir. Ondan dolayı bu risk faktörleriyle mücadele, hastalığın ortaya çıkışını önlemesi, hastalık gelişenlerde ise hastalığın ilerleme hızının yavaşlatılması hatta durdurulmasını sağladığından dolayı son derece önemlidir. Dolayısıyla kalp damar hastalıkları ile mücadele, değiştirilebilir risk faktörleriyle mücadele demektir.
Koroner damarlar önemli ölçüde daraldığında göğüs ağrısı oluşur (angina). Bu ağrı, çoğunlukla yorulmayla, sinirlenmekle veya soğukla gelen, göğüs ön tarafında, sol kola, boyuna ve çeneye yayılabilen, 10-15 dakika süren, istirahat ile veya koroner damarları genişleten ilaç almakla geçen, sıkıştırıcı, baskı yapar tarzda bir ağrıdır (kararlı angina). Ancak bazı durumlarda darlık yerinde dinamik değişiklikler olabilir ve bu durumlarda, ağrı istirahatte de gelebilir, daha uzun sürebilir ve istirahate veya ilaca kolay cevap vermeyebilir (kararsız angina). Bu tür angina kolaylıkla infarktüse yol açabildiğinden daha tehlikelidir.
Damardaki darlığın ilerleyip tam tıkanıklığa yol açması halinde, kalbin o damar tarafından beslenen bölgesinin hücreleri çalışamaz hale gelir. Damarın tıkalı kalma süresinin 6 saati geçmesi halinde, o bölgenin hücreleri canlılığını koruyamaz ve geriye dönüşsüz olarak harap olur. Böylece kalbin o bölgesi kasılma görevini yapamaz, ritim bozuklukları oluşabilir ve ölüme kadar gidebilen ciddi problemler oluşabilir. Buna kalp krizi (miyokart infarktüsü) diyoruz.
İnfarktüste, yeri ve yayılımı anginaya benzeyen, ancak ondan çok daha şiddetli ve uzun süren göğüs ağrısı olur. Kalp krizi tanısında, şikayetlerden başka kalp elektrosu (EKG) ve kan testlerinden de yararlanılır. Miyokart infarktüsünde ilk 6 saat içinde damar tıkanıklığının balon veya pıhtı eritici ilaçlarla açılması halinde kalp kası harabiyetinin önlenmesi mümkün olabilir, onun için erken tanı çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki, kalp krizinden olan ölümlerin yüzde 50’si 1 saat içinde olmaktadır. Bu ölümlerin çok büyük bir kısmı, hastanede kolaylıkla tedavi edilebilecek olan, ritim bozukluklarından kaynaklanır. Bundan dolayı, benzer ağrısı olan hastalar, özellikle de kalp hastası olduğu biliniyorsa, en kısa zamanda bir sağlık merkezine başvurulmalıdır.
Ancak tıpta her zaman alışılageldik kurallar geçerli olmayabiliyor. Bazen, özellikle yaşlılarda ve şeker hastalığı (diyabet) olanlarda, angina veya infarktüse bağlı ağrı hiç olmayabilir. Böyle hastalar sessiz infarktüs geçirebilir. Yine bazı hastalarda göğüs ağrısı yerine, hazımsızlık, karın ağrısı, nefes darlığı, sırt ağrısı, kol ağrısı, çene ağrısı ve hatta diş ağrısı gibi şikayetler olabilir.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi:2023-09-26 13:54:39