Daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmenin anahtarı, yaşam biçiminizde yapacağınız küçük değişikliklerde saklı. Sağlıklı bir yaşam sürmek isteyen kalp hastalarının yaşam tarzlarına dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Hastanemiz Kardiyoloji Uzmanı Dr. Beyhan Tiryaki, kalp hastalıklarından korunma yollarını anlattı.
Herkesin sağlıkla ilgili konularda bilgi sahibi olmak isteyebileceğini belirten Dr. Beyhan Tiryaki, 3 temel soru ile nasıl sağlıklı kalacağımızı veya nasıl iyileşeceğimizi öğrenebileceğimizi söyledi.
Sağlığınız için sormanız gereken “ÜÇ SORU”
Sorunum nedir? Ne yapmam gerekiyor? Bunu yapmanın bana ne gibi faydası olacak?
Ne zaman soracağım?
Hastalığınız, tedaviniz ve bu tedavinin size ne fayda getireceğini bilmeniz doktorunuz için de önemlidir.
- Ateroskleroz
- (Damar sertliği)
- Organlara kan taşıyan büyük ve orta boy damarlarda zaman içinde, özellikle kolesterol başta olmak üzere çeşitli maddelerin birikmesiyle darlıklar ve sertlikler oluştuğunu kaydeden Dr. Tiryaki, “Bu duruma ateroskleroz denir” dedi.
Dr. Tiryaki, “Eğer kalp damarlarında oluşursa buna koroner arter hastalığı veya koroner kalp hastalığı denir. Kalbimizin en sık görülen hastalığıdır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık ölüm nedenidir” diye konuştu.
Ne gibi şikayetlere yol açar?
“Damarlarda kolesterol birikimi uzun bir süreçtir” diyen Dr. Tiryaki, damar tıkanıklığında meydana gelebilecek şikayetlerle ilgili şunları söyledi:
“Damar tıkanıklığı arttıkça özellikle yol yürürken merdiven çıkarken, iş yaparken yani kısaca efor gerektiren tüm işlerde göğüs ağrısı olur. Bu ağrı özellikle göğsün ön ve sol tarafında sıkıştırıcı tarzda, yanma veya baskı tarzında bir karaktere sahiptir. Sol kol iç tarafına, çeneye, boyuna, sırta, mideye ve hatta dişlere yayılabilir. Genelde 3-5 dakika bazen daha uzun sürebilir. Efora ara verince de genellikle kesilir. İleri darlıklarda istirahatte de göğüs ağrıları olur, istirahat ağrıları daha ciddidir. Kalp krizine ve ani ölümlere neden olabilir.”
Risk faktörleri nelerdir?
Kalp damar hastalığına en iyi yaklaşımın tedaviden ziyade oluşumunu engellemek olduğunu anlatan Dr. Tiryaki, belirli risk faktörleri varlığında koroner arter hastalığı gelişme ihtimalinin daha fazla ve ilerleyişin de daha hızlı olduğunu kaydetti.
Risk faktörlerinin değiştirilebilen ve değiştirilemeyen olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Dr. Tiryaki, bunları şöyle sıraladı:
Değiştirilemeyen risk faktörleri
- Cinsiyet: Erkek cinsiyette daha fazladır.
- Yaş: Erkeklerde 55, kadınlarda ise 65 yaşından sonra daha sıktır.
- Aile öyküsü: Birinci derece erkek akrabalarında 55 yaşından önce, birinci derece kadın akrabalarında 65 yaşından önce kalp krizi ya da ani ölüm öyküsü olması.
- Bilinen kalp damar sertliği veya tıkanıklığı.
Değiştirilebilir risk faktörleri
- Kötü huylu kolesterolün yüksek olması (LDL kolesterol): Damarlarda biriken ve zamanla damarı tıkayan kolesteroldür. Yüksekliği ciddi bir risk faktörüdür. Tedavi ve korunmada ana hedeflerden birisi bu kolesterolün düzeyini düşürmektir.
- İyi huylu kolesterol (HDL kolesterol): Damar sertliğinden koruyucudur. Damarda biriken kolesterolü toplayarak vücuttan atar.
- Sigara içiciliği (aktif veya pasif): Tütünde bulunan çoğu madde damar duvarında hasar yaparak damar sertliği ve kalp krizi riskini belirgin arttırır.
- Şeker hastalığı
- Yüksek tansiyon
- Obezite (fazla kilolu olmak)
- Fiziksel aktivite azlığı (pasif yaşam)
- Daha az etkili diğer risk faktörleri (Tip A kişilik yapısı gibi sinirli kişilik)
Kalp hastalıklarından korunmada hem primer hem de sekonder korumanın mümkün olduğunu anlatan Dr. Tiryaki;
“Primer koruma oluşmasını engellemek, sekonder koruma ise oluştuktan sonra ilerleyişi engellemektir. Korunmada asıl hedef değiştirilebilir risk faktörleri üzerinedir, kalp damar hastalıklarından korunma demek değiştirilebilir risk faktörleriyle mücadele etmektir” dedi.
KAN YAĞLARI
Dr. Tiryaki, vücuttaki kan yağlarının temel olarak ikiye ayrıldığını söyledi.
-
Kolesterol
Normalde kolesterolün vücut için çok önemli olup birçok görevi olduğunu anlatan Dr. Tiryaki, “Bazı hormonların yapımında beyin ve sinir hücrelerinde sayısız fonksiyonu mevcuttur. Besinlerle alınabildiği gibi daha çok vücut tarafından karaciğerde üretilir” diye konuştu.
Kolesterolün vücutta 3 ayrı formda bulunduğuna dikkat çeken Dr. Tiryaki, bunları şöyle sıraladı:
- LDL kolesterol (kötü huylu kolesterol: Damar tıkanıklığının sebebi)
- HDL kolesterol (iyi huyludur ve damar sertliğinden korur)
- IDL, VLDL gibi diğer formlar
LDL kolesterol neden kötü huyludur?
Yüksek kötü huylu kolesterolün sigarayla birlikte damar tıkanıklığı için en önemli risk faktörü olduğunu ifade eden Dr. Tiryaki, korunmada kötü huylu kolesterolün düşürülmesinin son derece önemli olduğunu bildirdi.
HDL kolesterol nedir?
HDL kolesterolün iyi huylu ya da koruyucu kolesterol olarak da bilindiğini vurgulayan Dr. Tiryaki, “LDL kolesterolün aksine yüksek olması istenir. Düşük HDL kolesterol damar tıkanıklığına yatkınlığı arttırır. Genel olarak 40 mg/dl üzerinde olması istenir” dedi.
Kolesterol neden yükselir?
Dr. Tiryaki, kolesterolün yükselmesinin belli başlı sebeplerini şöyle sıraladı:
- Doğumsal sebepler (Kalıtsal kolesterol hastalıkları)
- Kolesterolden zengin yiyecekler (Diyetsel faktörler)
- Sigara içimi
- Hareket azlığı ve fazla kilolu olmak
- Fazla alkol tüketimi
- Bazı ilaçlar
- Bazı hastalıklar (Şeker hastalığı, guatr, böbrek hastalıkları gibi)
HDL (iyi huylu) kolesterolü düşüren nedenler nelerdir?
Dr. Tiryaki, kolesterolü düşüren nedenleri ise şöyle sıraladı:
- Sigara kullanımı
- Obezite (aşırı kilo alımı)
- Yağdan çok fakir beslenme
- Bazı ilaçlar (özellikle cinsiyet hormonları)
- Trigliseridler
“Trigliseridler yağların vücutta depo edilen halidir’ diyen Dr. Tiryaki, “Örneğin göbek çevresinde, basenlerde biriken yağlar trigliseritlerdir. Diyetle fazla alınan kaloriler vücutta trigliserit şeklinde depolanır” şeklinde konuştu.
Kan yağları yüksekse ne yapalım?
Kolesterolü yüksek olan hastalarda risk faktörlerinin mevcudiyetine göre tedavi planlandığını kaydeden Dr. Tiryaki, şunları anlattı:
“LDL130 mg/dl ise damar tıkanıklığı veya diğer risk faktörleri olanlara tedavi verilebilir, yaşam tarzı değişikliğini tekrar gözden geçirin. Her zaman için ilk basamak kalıcı yaşam tarzı değişiklikleridir. Yaşam tarzı değişiklikleri sadece koruyucu değil aynı zamanda tedavi edicidir.”
Yaşam tarzı değişiklikleri nedir?
Yaşam tarzında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar olduğunu söyleyen Dr. Tiryaki, sigara içiliyorsa bırakılması, düzenli diyet yapılması, fiziksel aktivitelerin artırılması, düzenli egzersiz yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Kolesterol yüksekliği için ilaç tedavisi uygulanması gerektiğini belirten Dr. Tiryaki,
“Hedef total kolesterol, LDL kolesterol, trigliseritlerin istenen düzeye düşürülmesi ve HDL kolesterolün arttırılması olmalıdır” dedi.
Diyet önerileri
Diyette her çeşit yağ alımının kısıtlanması gerektiğini ifade eden Dr. Tiryaki, özellikle katı yağların azaltılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Dr. Tiryaki, sağlıklı bir diyet için genel önerileri şöyle sıraladı:
- Etin görünen yağ kısmını yemeyiniz.
- Kümes hayvanlarının derisini çıkararak yiyiniz.
- Az yağlı süt ve süt ürünlerini tercih ediniz.
- Daha az kızarmış besin tüketiniz, ızgarayı tercih ediniz.
- Kızartma yapılacağı zaman az yağ kullanılmalı ve bitkisel yağlar tercih edilmelidir.
- Tahıl ürünlerini tercih ediniz, hamburger, cips, salam, sosis gibi hazır fast-food türü yiyeceklerden uzak durunuz.
- Pasta, puding, dondurma gibi yiyeceklerden uzak durunuz.
- Sebze ve meyveyi daha çok tüketiniz.
- Mümkün olduğunca öğün atlamayınız özellikle sabah kahvaltısını boş geçmeyiniz.
- Bol su içiniz.
- Sakatattan ve yumurta sarısından uzak durunuz.
- Balık yağı ve omega-3 yağ asitlerinin tüketimini arttırınız.
- Lifli (posalı) yiyecek tüketimini arttırınız.
- Alkolden uzak durunuz.
Kolesterol düşürücü ilaç tedavisi
Diyet ve yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kolesterolün çoğu zaman istenilen seviyeye düşürülemediğini belirten Dr. Tiryaki, şöyle devam etti:
“Damar sertliği için risk faktörleri olanlarda, damar hastalığı olanlarda veya kötü kolesterolün çok yüksek olduğu hastalarda ilaç tedavisi gerekir. Ancak ilaç tedavisi uzman hekim kontrolünde ve onun uygun gördüğü ilaçla yapılmalıdır. Çünkü hiçbir ilaç tamamen masum değildir ve bazı yan etkilere sahip olabilir.”
Fiziksel aktivitenin arttırılması
Kolesterolü kontrol altına almada fiziksel aktivitenin önemli rol oynadığına dikkat çeken Dr. Tiryaki, “Fiziksel aktivite ve egzersiz kapasitesinde artış pek çok fayda sağlamaktadır. Hayatını aktif sürdüren bireylere göre daha az hareketli yaşam tarzı olanlar kalp-damar hastalığına 2 kat daha fazla yakalanırlar” dedi.
Dr. Tiryaki, fiziksel aktiviteyi arttırmanın faydaları hakkında şunları söyledi:
- Kötü huylu LDL kolesterolü azaltır
- İyi huylu HDL kolesterolü arttırır.
- Şeker hastalarında kan şekeri düşüşüne yardımcı olur.
- Tansiyon hastalarında tansiyon düşüşünü kolaylaştırır.
- Kilo alımını engeller.
- Kalp krizi riskini azaltır.
- Psikolojik faydaları vardır (kendini daha dinç hissetme).
- Akciğerlerin daha iyi havalanmasını sağlar.
- Efor kapasitesini arttırır.
Fiziksel aktivite nasıl arttırılır?
Yapılan egzersizin kalp hızında artış sağlaması gerektiğini ifade eden Dr. Tiryaki, şunları kaydetti:
“Egzersizler kondisyon ve zindeliği koruyacak düzeyde olmalıdır. Egzersize başlamadan önce mutlaka 5 dakika kas germe egzersizleri yapılmalıdır. Başlangıç için kalp hızının yüzde 85’e ulaşması yeterlidir. Örneğin günlük 10 dakikalık tempolu yürüyüşle başlanıp süre ve mesafe giderek arttırılabilir.”
Dr. Tiryaki, egzersiz önerilerini ise şöyle sıraladı:
- Haftanın en az 3 günü tercihen 5 günü 30-40 dakikalık tempolu yürüyüşler
- Sırt, boyun ve bel problemi olanlar için ise yüzme idealdir.
- Bisiklet sürme
- Koşu bandı, jogging, merdiven tırmanma
- Kas güçlendirme egzersizleri için ağırlık kaldırma programları
- Egzersiz için yeterli zaman bulamayanlar: Asansör yerine merdiven kullanın, işyerine yürüyerek gidin, arabanızı işyerinden biraz öteye park edin, tren ya da otobüsten birkaç durak önce inerek yürüyün.
Egzersiz öncesi efor testi yaptırılmalı mı?
Egzersize başlamadan önce efor testi yaptırmanın bazı riskleri ortadan kaldırabileceğine dikkat çeken Dr. Tiryaki, “Ağır egzersiz programına girecekler, kalp ve solunum sistemiyle ilgili problemi olanlar, kalp-damar hastalıkları için çok sayıda risk faktörü bulunanlar efor testine tabi tutulabilir. Ayrıca ciddi risk faktörleri olan hastalarda 40 yaşından sonra yıllık kalp muayenesi yaptırmaları faydalı olabilir” diye konuştu.
Kilo kontrolü
Obezitenin günümüzde giderek artan ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini söyleyen Dr. Tiryaki, bu insanlarda tüm hastalıklara bağlı ölüm riskinin normal bireylerden yüksek olduğunu söyledi.
- Fazla kilolu olanlarda bazı hastalıkların ortaya çıkma riskinin de yüksek olduğunu söyleyen Dr. Tiryaki, bu riskleri şöyle sıraladı:
- Şeker hastalığı
- Yüksek tansiyon
- Kolesterol yüksekliği
- Damar sertliği
- İnme
- Akciğer ve solunum yolları hastalıkları
- Bazı kanserler
- Safra kesesi ve eklem hastalıkları
Obezite tanıları nasıl konur?
Kilonun hastaların sadece ağırlığı yerine vücut kitle endeksine göre değerlendirildiğini belirten Dr. Tiryaki, vücut kitle endeksinin kişinin ağırlığının boyun karesine bölünmesi ile bulunduğunu bildirdi.
18,5 - 24,9 arasının normal olduğunu söyleyen Dr. Tiryaki, ölçümleri 25 - 29,9 arası çıkanların fazla kilolu, >30 üzerindi olanların ise obezite grubuna girdiğini belirtti.
Ayrıca erkeklerde bel çevresinin 102, kadında ise 88 cm’den büyük olmasının kalp-damar hastalıkları için risk faktörü olduğunu kaydeden Dr. Tiryaki, “Damar sertliğiyle ilişkili yağlar daha ziyade göbek etrafında toplananlardır. Tüm bu nedenlerden dolayı hastaların ideal kilolarını koruması ve fazla kilolu hastaların kilo vermesi damar sertliği ya da tıkanıklığı yanında diğer hastalıkların önlenmesinde de son derece yararlıdır” dedi.
İdeal kilonun korunması ve kilo vermek için
öneriler
- Tüm öğünleri özellikle sabah kahvaltısını zamanında yiyiniz.
- Bol su içiniz.
3.Yemeklerde kaloriyi kısıtlayın, sebze ve meyve tüketimini arttırın. Hazır yiyeceklerden uzak durun.
- Fiziksel aktivitenizi arttırın, düzenli egzersiz yapın.
- Altta yatan hastalıklar olabilir.
Dikkat edilmesine rağmen kilo verilmemesi durumunda mutlaka doktora başvurulması gerektiğinin altını çizen Dr. Tiryaki, “Diyet ve egzersize rağmen fazla kilolar verilemeyebilir, bunun için ilaç tedavisi ve cerrahi girişimler olmak üzere birçok yöntem mevcuttur” diye konuştu.
Sigaranın bırakılması
Sigara kullanımının damar sertliği ve tıkanıklığı için en önemli faktör olduğunu dile getiren Dr. Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Riskli fakat önlenebilir bir risk faktörüdür. Hangi yaş grubunda olursa olsun sigara içen bireyin ölüm riski kendi yaşıtlarına göre en az 2 kat daha fazladır. En önemli ölüm nedenleri arasında damar tıkanıklığına bağlı kalp krizleri, kanserler ve kronik akciğer hastalıkları gelmektedir. Eğer sigara bırakılırsa damar tıkanıklığı riski giderek azalır ve 1 yıl sonra yaşıtlarıyla aynı düzeye yaklaşır. 3-4 yıl sonra ise hiç sigara içmemiş bireyin riskiyle eşitlenir.”
Şeker hastalarında kalp damar hastalıklarından korunma
Şeker hastalığı olan kişilerde kalp damar hastalığı oluşma riskinin normal insanlara göre daha yüksek olduğunu ifade eden Dr. Tiryaki, şeker hastalarında ayrıca yüksek tansiyon, kolesterol gibi hastalıkların da sıkça görüldüğünü söyledi.
Şeker hastalığının korunma açısından ayrı bir öneme sahip olduğunu belirten Dr. Tiryaki, şeker hastalığında dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı.
- Kesinlikle sigara içilmemelidir (damar tıkanıklığı riski 2 kat artar).
- İdeal kilo korunmalıdır (fazla kilo kan şekerini, kan yağlarını ve tansiyonu yükseltir, tedaviyi zorlaştırır, damar tıkanıklığı riskini arttırır).
- Düzenli egzersiz yapılmalıdır (kan şekerini düşürür, tedaviye yardımcı olur, tansiyon değerlerinin gerilemesine yardımcı olur).
- Kolesterol değerleri yüksekse mutlaka düşürülmelidir (gerekirse tedavi verilmelidir).
- Tansiyon, şeker hastalarında sıkı şekilde kontrol edilmeli ve hedef değer 130/85 mmHg’nın altında olmalıdır.
- Karbonhidrat tüketimi azaltılmalıdır (total kalorinin %60’ından fazlası olmamalı).
- Düzenli doktor kontrolü ve kan şekeri takibi yapılmalıdır.
- Ağızdan alınan ilaçlar yetersiz ise ve doktorunuz öneriyorsa insülin kullanmalısınız.
- Stresten uzak durunuz.
Tansiyon hastalarında kalp damar hastalıklarından korunma
Yüksek tansiyonun sebebinin genellikle bilinmediğine vurgu yapan Dr. Tiryaki, “Yüzde 5 kadar hastada bazı hastalıklara sekonder olarak ortaya çıkar. Yüksek tansiyon kontrol altına alınmazsa damar tıkanıklığı, felç, böbrek yetmezliği ve ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Yüksek tansiyonda (hipertansiyon) hedef kan basıncı 140/90 mmHg’nın altında olmasıdır. Eğer şeker hastalığı varsa, hedef değer 130/85 mmHg’nın altında olmalıdır” diye konuştu.
Yüksek tansiyonu olan hastalar için öneriler
Dr. Tiryaki, yüksek tansiyonu olan hastaların dikkat etmesi gereken hususları şöyle sıraladı.
- Sigara içilmemelidir.
- Kilo verilmesi ve fiziksel aktivitenin arttırılması.
- Alkol alınmamalıdır.
- Günlük alınan sodyum (tuz) miktarı 6 gramı geçmemelidir.
- Yağlı yiyeceklerden uzak durulmalı, protein içeren gıdalara ağırlık verilmelidir.
- Balık tüketimi arttırılmalı (haftada iki defa), hazır ve tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
- Stresten uzak durulmalıdır.
- Potasyum, magnezyum ve kalsiyumdan zengin gıdalar tüketilmelidir.
- Tansiyon yaşam tarzı değişikliği ile düşmüyorsa, hekiminizin tavsiyeleri doğrultusunda düzenli ilaç tedavisi almanız gerekecektir.
- Tansiyonlarınızı düzenli ölçtürün ve 3-6 ayda bir düzenli kontrollerden geçiniz.
- Tansiyon değerleri sınırda olanlar (140/90), tuz tüketimi fazla olanlar, ailesinde yüksek tansiyon olanlar, şeker hastalığı olanlar, damar tıkanıklığı olanlar, şişman olanlar ve alkol tüketimi fazla olanlar yılda en az bir defa kontrolden geçmelidir.