Kemik ve yumuşak doku tümörleri

Kemik ve yumuşak doku tümörlerinde en sık karşılaşılan belirtiler ağrı ve kitledir. Ancak kitle bazen ağrı ile kendini belli etmeyebilir. Yumuşak dokudan kökenini alan tümörler her yaşta görülebilir ama daha çok çocukluk ve gençlik döneminde görülmektedir.

 

SANKO Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Gökhan Bülent Sever, kas ve iskelet sistemi tümörlerinin; kemik, eklem, kıkırdak dokularından oluşan iskelet sistemi ile kas, yağ, damar ve sinir dokularından yumuşak doku olarak adlandırılan sistemin tümörleri olduğunu söyledi.

 

Doç. Dr. Sever, “Bu tümörler nadir görülürler. Kas iskelet sisteminden kanserleşen yani kas iskelet sisteminin kötü huylu olan tümörleri ‘sarkom’ olarak adlandırılır” dedi.

Kemik tümörü olan hastaların doktora genellikle ağrı ile yumuşak doku tümörü olanların ise kitle şikayetiyle başvurduklarını belirten Doç. Dr. Sever, “Kas ve iskelet sistemi tümörleri genellikle çocukluk ve genç yetişkinlerde görülse de her yaşta karşımıza çıkabilir. Bilinen bir kanser hastalığı olan ve tedavi gören kişilerde de bu tip tümörler ana kanserin bu dokulara yayılımı şeklinde görülebilir” diye konuştu.

Vücutta fark edilen şişlik veya uzun süredir bir kemik eklem dokusunda olan nedensiz ağrının mutlaka araştırılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Sever, şunları kaydetti:

 

“Yapılan muayene sonrasında doktor tarafından bir takım tahlil ve tetkikler istenebilir. Röntgen, ultrason, MR, tomografi ve kemik sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemleri ile kemik veya yumuşak dokudaki şişliğin olduğu bölge incelenir. Vücutta fark edilen şişlik veya kitlenin mutlaka muayenesi gereklidir. Tahlil ve tetkikler sonucunda tümörün iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı hakkında bir fikir sahibi olunabilir.

 

İyi huylu tümörlerin belirli aralıklarla takip edilmesi yeterli olur. Ancak yumuşak doku tümörleri iyi huylu olsa da bazen etrafındaki kritik damar ve sinir dokularına baskı yapabilir veya iyi huylu kemik doku tümörleri kemikte zayıflama yaparak patolojik (tümöre bağlı) kırık riski doğurabilir. Bu durumlarda iyi huylu olsa da ameliyatla çıkarılmaları tedavi seçeneğidir. Takip ve tedavinin nasıl yapılacağı hasta ile doktoru arasında karar verilecektir.”

“Tümörün kötü huylu olduğu düşünülüyorsa; kemik veya yumuşak doku tümöründen biyopsi olarak adlandırılan bir parça alınır ve mikroskopla inceleme yapılır” diyen Doç. Dr. Sever, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“Biyopsi işlemi bazen ultrason veya tomografi yardımıyla ince bir iğne ile yapılırken, bu incelemenin yetersiz olabileceği düşünülen durumlarda ameliyatla parça alınarak da yapılabilir. Alınan parçanın patoloji sonucu kötü huylu olursa tedavi planlaması kemoterapi, ışın tedavisi ve cerrahi tedavi yöntemlerinin ayrı ayrı veya kombine uygulanması şeklinde yapılabilir. Kötü huylu kas ve iskelet sistemi tümörlerinde tedavinin amacı, öncelikle ekstremiteyi (uzvu) korumaktır.”