Meme kanseri kadınlarda en çok görülen kanser türüdür. Düzenli tarama yaptırmak, meme kanserinin erken teşhisinde ve tedavinin başarıya ulaşmasında en önemli etkendir.
SANKO Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali İkidağ, kadınlarda en sık rastlanan kanser türünün meme kanseri olduğunu ve batı toplumlarında her 8-10 kadından birinde meme kanserinin ortaya çıktığı söyledi.
RİSK FAKTÖRLERİ
Yakın akrabalarda meme kanseri saptanmış olmasının önemli bir risk faktörü olduğunu belirten SANKO Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Ünitesinde de görevlendirilen Dr. Öğr. Üyesi İkidağ, “İlk âdetin erken başlaması, geç menopoza girme, doğum yapmama, geç çocuk sahibi olma gibi risk faktörleri bulunmaktadır” dedi.
BULGULAR
Memede yumru veya kitlelerin ele gelmesi, meme başında çekintiler, meme cildinde kızarıklık veya kalınlaşmaların ortaya çıkması ve koltuk altlarında görülen şişliklerin, meme kanserinde en sık karşılaşılan bulgular olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi İkidağ, tanı konusunda şu bilgileri paylaştı:
“Günümüzde meme kanserine erken dönemde tanı konulduğunda yüz güldürücü sonuçlar elde ediliyor. 20 yaşından sonra her kadının ayda bir kez kendi kendine muayene yapması, 20-40 yaş arasındaki kadınlara üç yılda bir hekim tarafından meme muayenesi yapılması önerilmektedir. Özellikle risk taşıyan kadınların meme kanseri açısından düzenli tarama yaptırmaları kanserin erken saptanması için önemlidir. 40 yaşın üzerindeki kadınların meme kanseri açısından düzenli mamografi çektirmeleri önem taşımaktadır.
Meme kanserinin ve diğer meme lezyonlarının saptanmasında kullanılan radyolojik yöntemler Ultrasonografi, Doppler Ultrasonografi, Mamografi ve Meme Manyetik Rezonans incelemeleridir. 40 yaş altındaki kadınlarda genellikle Ultrasonografi kullanılırken, özellikle 40 yaş üzerindeki ve tarama amacıyla başvuran hastalarda ilk olarak Mamografi incelemesi kullanılmaktadır. Meme Manyetik Rezonans incelemesi ise genellikle ameliyat öncesi meme koruyucu cerrahi planlanan hastalarda, kemoterapi gören hastalarda tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesinde, yüksek riskli hastalarda tarama amacıyla, meme protezlerinin değerlendirilmesinde ve ameliyat sonrası takiplerde kullanılmaktadır.”
SANKO Hastanesi Radyoloji Kliniği’nde son sistem gelişmiş cihazlarla meme kanseri ve diğer meme lezyonlarının tanı, tedaviye cevap ve hasta takiplerinin başarıyla gerçekleştirildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi İkidağ, “Radyoloji Kliniğimize yeni kazandırılan Dijital Mamografi cihazı ile bölgemizde ilk kez Kontrastlı Mamografi İncelemeleri ve Tomosentez uygulanmaktadır” diye konuştu.
“Tomosentez, yeni uygulanmaya başlanan, memenin kesitsel görüntüleme yöntemidir” diyen Dr. Öğr. Üyesi İkidağ, şöyle konuştu:
“Bu incelemede 3D teknolojisi ve döner başlıklı bir X ışın tüpü kullanılır ve 0,5-1 mm kalınlıkta 50’ye yakın tomosentez görüntüsü oluşturulur. Verilen radyasyon dozu ‘Mamografi Kalite Standartları Yasası (MQSA)’ tarafından kabul edilen sınırlar içerisindedir.”
Bu yöntemin meme kanserinin erken dönemde saptanmasında mamografiye göre daha üstün olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi İkidağ, şunları kaydetti:
“Mamografi ile tomosentez arasındaki fark, akciğer grafisi ve akciğerin bilgisayarlı tomografisi arasındaki fark ile benzerlik gösterir. Tomosentez ile meme dokusuna ait yapılar ve daha küçük lezyonlar, daha detaylı olarak görülebilmektedir. Radyoloji Kliniğimizde ayrıca meme lezyonlarının örneklenmesi için görüntüleme eşliğinde biyopsi, tel ile işaretleme, cerrahi öncesi metalik işaretleyici yerleştirilmesi gibi işlemler uygulanmaktadır.”