• ORTOPEDİ /

Omurga deformiteleri

İnsan vücudunun düzgünlüğünü sağlayan, kol ve bacaklara giden sinirlerin çıkış noktası olan omurga belirli bir anatomiye sahiptir. Omurga deformiteleri, insanın doğumdan başlayarak, tüm hayatı boyunca görülebilecek bir omurga problemidir.
 
SANKO Üniversitesi Ameliyathane Hizmetleri Programı Öğr. Gör. Levent Bostancı,
 “Normal olarak oturma, kalkma, yürüme, hareket etme gibi vücut işlemlerini sürdürebilmek önden bakıldığında aynı doğrultuda dizilmiş, yandan bakıldığında ise fizyolojik eğilimlere sahip bir omurga ile mümkündür” dedi.
 
Aynı zamanda omurganın, vücut hareketleriyle birlikte şeklini değiştirebilmesi, istirahat halinde ise eski haline dönmesi gerektiğini anlatan Öğr. Gör.  Bostancı, “Omurganın şeklinin bozulması, sadece kozmetik bir soruna neden olmaz, diğer organların gelişimini ve işlevlerini de engeller” diye konuştu.
 
Öğr. Gör. Bostancı, en sık görülen omurga deformitelerinin omurganın S şeklinde eğilmesi olan ‘skolyoz’ ve ‘kifoz’ olduğunu söyledi.
 
  1. SKOLYOZ:
 
Skolyozun omurganın en sık görülen deformitesi olduğuna vurgu yapan Öğr. Gör. Bostancı, “En iyi şekilde ön – arka röntgen grafisi ve fizik muayene ile değerlendirilebilen, omurganın üç boyutlu bir eğriliğidir. Omurganın hem göğüs kafesi hem de bel bölgesini etkileyebilir. Omurga eğriliğinin 10 dereceden fazla olmasıyla tanımlanır” ifadelerine yer verdi.
 
Sınıflaması:
 
- Etiyoloji:
- İdiopatik (Sebebi bilinmeyen)
- Konjenital (Doğuştan)
- Nöromusküler (Vücudumuzu hareket ettiren kaslar ve sinirlerin hastalıkları)
- Bağ dokusu
- Dejeneratif
 
- Lokalizasyona göre:
- Torakal (Sırt)
- Torakolomber (Sırt – Bel)
- Lomber (Bel)
 
İdiopatik skolyoz yaşa göre 3 alt sınıfa ayrılır:
- İnfantil (Çocukluk) (
- Juvenil (Gençlik) (3 – 10 yaş)
- Adolesan (Ergenlik) (>11 yaş)
 
Skolyozun en yaygın tipinin, nedeni ve nasıl oluştuğu tam olarak bilinmeyen ‘idiopatik skolyoz’ olduğunu anlatan Öğr. Gör. Bostancı, “İdiopatik skolyoz, tanısı en sık 11 ila 13 yaşlarında konulur. İdiopatik skolyozun küçük eğriliklerinin görülme sıklığı kadın ve erkeklerde hemen hemen eşit olmakla birlikte kadınlarda eğriliğin ilerleme gösterme olasılığı 3 - 4 kat fazladır” dedi.
 
Skolyozun Belirtileri:
  1. Omurganın yana doğru eğriliği,
  2. Ayakta duran hastalarda kalçaların aynı seviyede olmaması; kalça asimetrisi,
  3. Öne eğilmeyle daha belirgin hale gelen sırtta kamburluk,
  4. Ayakta duran hastada, omuzların aynı seviyede olmaması; omuz asimetrisi,
  5. Sırt ve /veya bel ağrısı,
  6. Nefes darlığı, yorgunluk.
 
Radyolojik İnceleme:
Skolyoz tanısında ilk olarak röntgen filmi çekildiğine dikkat çeken Öğr. Gör. Bostancı, inceleme hakkında şu bilgileri paylaştı:
 
“Tüm omurganın ayakta posterioranterior grafisi çekilmelidir. Skolyoz takibi 6 ayda 1 röntgen çekilerek yapılır. Hastada nörolojik bozukluk varsa veya cerrahi yapılması planlanıyorsa kemik sintigrafisi, bilgisayarlı tomografi veya MR gibi görüntüleme teknikleri uygulanabilir. Görüntüleme yöntemleri ile ‘Cobb Açısı’ tespit edilerek skolyozun derecesi belirlenir. Cobb Açısı ölçümü omurgada eğilmenin başladığı ve bittiği sınırlar dikkate alınarak yapılır.”
 
TEDAVİ
 
Gözlem:
 
Belli bir derecenin altında olan ve/veya ilerleme olasılığı düşük olan eğrilikte tedavi gerekmediğinin altını çizen Opr. Dr. Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Gözlem, Cobb Aşısı 20 derecenin altında olanlarda 6 ay, 20- 30 derece arasında olanlarda 3 – 4 ay arayla çekilen röntgenlerle yapılır. Eğriliği 20 derecenin altında olan hastalarda korse tedavisine veya cerrahi girişime gerek yoktur. Eğriliği 20 – 30 derece olan çocuklarda ilerleme saptanmadıkça gözlem yeterlidir. İlerleme saptanmışsa korse tedavisine geçilebilir. Erişkin yaşta, ilerleme özelliği göstermeyen, 40 derecenin altındaki bir eğrilik tedavi gerektirmez.”
 
Korse Tedavisi: 
 
Korse tedavisinin büyüme rezervi olan küçük yaştaki hastalar için geçerli olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Bostancı, şunları kaydetti:
 
“Eğriliği 20 – 30 derece arasında olup iki değerlendirme arası 5 dereceden fazla ilerleme saptanan hastalarda uygulanır. Ebeveynler çocuklardaki eğriliğin tümden düzelmesini arzulasa da bu korse tedavisi ile mümkün değildir. Korsenin sadece ilerlemeyi durdurmak ya da yavaşlatmak gibi bir etkisi vardır. İlk başvurduğu anda eğriliği 45 derecenin üzerinde olan çocuklarda ise korse tedavisinin bir anlamı yoktur.”
 
Cerrahi Tedavi:
 
Cerrahi tedavideki en önemli endikasyonun eğriliğin derecesi olduğuna işaret eden Öğr. Gör. Bostancı, şunları söyledi:
 
“45 derecenin üzerindeki eğrilikler hasta hangi yaşta olursa olsun cerrahi adayıdır. 30 derecenin altında iskelet olgunlaşmasını tamamlamış bir hastada eğriliğin ilerleme olasılığı yoktur ve cerrahi tedavi gerekmez. Ergenlik döneminde ortaya çıkan skolyozlar çoğunlukla kalp - akciğer sistemine zarar verecek seviyeye gelmemektedir. Ameliyata kadar verirken görüntüleme yöntemleriyle tespit edilen açısal ölçümler yanında hastanın içinde bulunduğu psikolojik ve sosyokültürel durum da değerlendirilmelidir.
 
Skolyozda temel olarak posterior (arka) ve anterior (ön) girişim olmak üzere iki yaklaşım benimsenir. Cerrahi ile hedeflenen doğru ameliyatı doğru zamanda yapmak ve omurga ile kemik yapı bozukluğunu düzeltirken omuriliği korumaktır. Ameliyatta kullanılan görüntüleme cihazları ve gerek omurilik gerekse de sinir hasarını önlemeye yönelik özel aletlerle başarı oranı oldukça yüksektir.”
 
  1. SCHEUERMANN KİFOZU (KAMBURLUK):
 
“Genellikle kemik/yumuşak dokuya ait problemlerle birlikte olan, ayakta çekilmiş grafilerde 55 derecenin üzerinde tespit edilmiş kamburluktur” diyen Opr. Dr. Bostancı, şu açıklamayı yaptı:
 
“Idiopatik skolyozda olduğu gibi bu kamburluğun nedeni de tam olarak bilinmiyor.  Röntgende omurga kemiklerinin dikdörtgen şeklini kaybettikleri ve kamalaştıkları görülür. Scheuermann kifozu tedavi edilmediğinde ilerleyerek problemlere yol açabilir.”
 
Scheuermann kifozu dışında;
- Doğuştan omurga anomalilerine bağlı
- Nörofibromatozis, mukopolisakkaridoz, akondroplazi, ankilozan spondilit, gibi bazı kemik hastalıklarına bağlı
- Omurga enfeksiyonlarına bağlı (omurga tüberkülozu, vs.)
- Benign/malign tümörler ve omurga kırıklarına bağlı kamburluk gelişebilir.
 
Scheuermann Kifozunun Bulguları Nelerdir?
 
Scheuermann Kifozu’nun genellikle 8 – 12 yaşları arasındaki kız ve erkek çocuklarda eşit oranda görüldüğünü anlatan Opr. Dr. Bostancı, şunları kaydetti:
 
“Sırtta ağrı, boy uzunluğunun azalması, dik durmakta zorluk, günün ilerleyen zamanlarında zorluk derecesinin artması, kasta yorgunluk, omurgada aşırı hassasiyet gibi belirtiler verir. Bu belirtiler çoğunlukla ilerleme göstermez. Scheuermann Kifozu’nda tanı kolaylıkla ayakta çekilen yan omurga grafisiyle konulabilir. Nadiren diğer kifoz tiplerinden ayırıcı tanı için MR gerekebilir. Yine osteoporotik kifozdan şüphelenilen hastalarda DEXA ile kemik ölçümü yapılabilir.”
 
TEDAVİ:
 
Gözlem:
 
Öğr. Gör. Bostancı, hafif kamburluğu olan hastalarda ilerlemenin takibi için 3 – 6 ay arayla röntgen çekmenin yeterli olabileceğine vurgu yaptı.
 
Egzersiz:
 
Öğr. Gör. Bostancı, ağrısı olan hastalarda egzersizler ve sırt üstü yüzmenin önerilebileceğinin altını çizdi.
 
Korse Kullanımı: 
 
Çocuğun büyümesi devam ederken orta dereceli Scheuermann Kifozu için korse tedavisinin uygun olabileceğine işaret eden Öğr. Gör. Bostancu, “Akut osteoporotik kırıklı hastaların, oluşan kifoz nedeniyle korse kullanılması gereklidir. Konjenital kifozu olan hastalar büyüdükçe eğrilik artacak ve nörolojik hasar gelişme ihtimali yükselecektir. Bu hastalarda korse kullanmanın bir anlamı olmadığından cerrahi müdahale gerekir” uyarısında bulundu.
 
Cerrahi:
 
Ender durumlar dışında Konjenital Kifoz’un hemen hemen hepsinde cerrahi gerektiğini bildiren Öğr. Gör.Bostancı, sözlerini şöyle tamamladı:
 
“Scheuermann Kifozu’nda cerrahi dışı tedavilere cevap vermeyen ağrı, ilerleme, nörolojik bozulma, kardiyovasküler problemler ya da 75 derece üzeri eğriliklerde cerrahi uygulanabilir. Bu deformite için en çok tercih edilen yöntem skolyozda olduğu gibi posterior enstrümantasyon (omurga vidalama) ve füzyondur.”

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Opr. Dr. Levent BOSTANCI
ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ
Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2022-07-04 11:13:25