Omuz rahatsızlıklarında biyolojik - doğal yöntemler ve yeni teknolojiler

Omuz çevresi kas yırtıkları ilerleyici, ağrılı ve yaşam fonksiyonlarını kısıtlayıcı bir durumdur. Omuz çevresi kas yırtıklarının ileriki dönemlerde daha ciddi sorunlara yol açmaması için az miktarda ağrıyla başladığı anda uzman hekimlerce tedavi başlanmalıdır.

 

Toplumumuzda omuz çevresi kas yırtıklarına oldukça sık rastlandığını belirten SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Aydın Büdeyri, “Yorucu ve yoğun ev temizliği, ağır iş aktiviteleri, egzersiz ve spora dayalı olmayan bir yaşam düzeni, yüksek ve ağır spor aktiviteleri, sigara ve benzeri kötü alışkanlıklar, var olan eski boyun ve omuz çevresi sorunlarının tedavisiz bırakılması gibi birçok durum omuz çevresi kas yırtıklarına neden olabilmektedir” dedi.

 

 Dr. Öğretim Üyesi Büdeyri, “Omuz çevresi kas yırtıkları kısmi ya da tam kat yırtıklar şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Kısmi kas yırtıkları omuzda hafif bir ağrı şeklinde belirti verirken sinsi bir şekilde tam kat kas yırtıklarına ilerleyerek günlük aktivitelerimizi engelleyebilecek kadar ciddi düzeylere gelebilmektedir” diye konuştu.

 

Tam kat kas yırtıklarının ise omuz çevresinde şiddetli ve geçmeyen ağrılar şeklinde ortaya çıkarak ağrı nedeniyle tamamen kol hareketlerinin kısıtlanması, uyku bozukluğu ve omuz üzerine yatamama şikâyetlerine neden olabildiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Büdeyri, şöyle devam etti:

 

“Özellikle boyun ve sırt ağrısı olan kişiler, geceleri omuz üzerine yatma alışkanlıkları olanlar, günlük iş ve spor hayatlarında yoğun baş üstü aktivite yapmak durumunda kalanlar risk grubunda bulunuyor. Ortopedik açıdan omuz çevresi kas yırtıkları ilerleyici, ağrılı ve yaşam fonksiyonlarını kısıtlayıcı bir durumdur. Kısmi kas yırtığı ile başlayan bir durum fark edilmeden tam kat yırtıklara ve hatta tıbbi olarak artropati denilen omuz kireçlenmesi sorunlarına sebep olabilmektedir. Bu yüzden omuz çevresi kas yırtıkları az miktarda ağrıyla başladığı anda uzman hekimlerce tespit edilerek tedavi başlanmalıdır.”

 

OMUZ ÇEVRESİ KASLARI NE İŞE YARAR?

 

Omuz çevresi kaslarının 4 adet olduğunu ve bu kasların omuz hareketlerinin tam ve güçlü bir şekilde yapılmasını sağladığını anlatan Dr. Öğretim Üyesi Büdeyri, “Bu kaslar omuz eklemini dengeli ve anatomik bir pozisyonda tutarak doğru ve sorunsuz çalışmasını sağlamaktadır. Bu şekilde erken omuz kireçlenmesinin önlenmesinde anahtar rol oynamaktadır” ifadelerini kullandı.

 

Omuz çevresinde, kas yırtığına bağlı ağrı gibi şikâyetlerin başlamasının, omuz ekleminin düzgün çalışmadığını gösteren önemli bir sinyal olduğunu ve hemen uzman hekimlerce değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Büdeyri, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Bu kas yırtıkları nedeniyle omuz mekaniği bozulduysa omuz eklemi içerisinde dengesiz eklem hareketleri gelişmekte ve eklem yüzeyini oluşturan kıkırdak doku her hareketle aşınmaktadır. Bu durumda yeni teknolojilerle, kapalı tedavi teknikleriyle ve günübirlik müdahalelerle tedavi edilebilecek basit bir omuz kas yırtığı bir anda omuz protezi gerektiren ciddi bir eklem kireçlenmesi şeklinde karşımıza çıkabilmektedir.”

 

OMUZ RAHATSIZLIKLARINDAN YENİ TEKNOLOJİ TEDAVİ TEKNİKLERİ

 

Dr. Öğretim Üyesi Büdeyri, omuz çevresi kas yırtıkları ve omuz kireçlenmesinde yeni tanımlanmış ileri teknikler hakkında şu bilgileri paylaştı:

 

“Güncel olarak erken tanı konulmuş omuz çevresi kas yırtıkları, basit ve hızlı bir şekilde, yeni teknoloji biyolojik ve doğal yenileyici enjeksiyonlar ve koruyucu tekniklerle hastanemizde tedavi edilebilmektedir. Özellikle bu tekniklerle başlamakta olan ya da yeni gelişmiş ve kısmi kas yırtıkları doğal ve güvenli bir şekilde tedavi edilmektedir. Omuz biyolojik enjeksiyonları platelet hücreleri ve kök hücrelerden oluşmaktadır. Bu biyolojik ve doğal enjeksiyon kombinasyonları ortopedi doktoru tarafından hastaların kan, yağ doku ve kemik iliği dokularından alınarak yeni ve özel tekniklerle hazırlanmaktadır. Bu enjeksiyonlar omuz cerrahisi konusunda tecrübeli hekimlerce doğru teşhisle ve erken dönemde uygulandığı takdirde yüz güldürücü sonuçlar sağlamaktadır.

 

Bu aşama sonrasında tedavilere cevap vermeyen düzeyde ciddi, ileri ve tam yırtıklar mevcut ise hastanemizde yeni uygulanmaya başlayan ve en son teknoloji olan doğal ve biyolojik kapalı cerrahi tekniklerle daha hızlı daha güçlü ve daha doğal bir biyolojik iyileşme gerçekleşebilmektedir.

 

‘Doğal-Biyolojik Artroskopik Transosseoz Tamir Tekniği’ olarak adlandırılan bu teknik güncel olarak uygulanan diğer tekniklere oranla daha hızlı, daha güvenli bir ameliyat ve daha kısa bir anestezi süresi sunmaktadır. Bu yöntem hastaların aynı gün taburcu olmasına ve 2-3 hafta gibi bir sürede, erkenden günlük aktivitelerine dönebilmelerine imkân tanımaktadır. Bu yöntemin bir diğer avantajı da hastalarımızın omuzlarına herhangi bir metal ya da benzeri yabancı cisim uygulanmamasıdır. Bu şekilde ileride cerrahi olarak implant-vida çıkarılması, vida gevşemesi, eklem arasına vida sıkışması ya da enfeksiyon gelişmesi gibi komplikasyon riskleri minimuma inmektedir. Artroskopik onarım sonrası yırtığın tekrarlaması gibi bir problem söz konusu olduğunda ise diğer tekniklere oranla daha hızlı ve etkin bir şekilde yeniden uygulanabilmektedir.”

 

Omuz problemlerinde en son aşama olan kas yırtığı sonrası omuz kireçlenmesi, kırık sonrası omuz kireçlenmesi ve romatizmal kireçlenme rahatsızlıkları için Sani Konukoğlu Hastanesi’nde son teknoloji olan “Doğal-Biyolojik Omuz Artroplastisi Tekniği” uygulanmaya başlandığını anlatan Dr. Öğretim Üyesi Büdeyri, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“Bu yeni teknik sayesinde omuz kireçlenmesi ve omuz kırıkları eklem içerisine yerleştirilen doğal ve biyolojik mini bir implantla tedavi edilebilmektedir. Eskiden kullanılan plak, vida ya da büyük omuz protezleri yerine geçen bu teknoloji sayesinde daha hızlı, güvenli ve daha etkin bir şekilde çözüme ulaşılmaktadır. Sonuç olarak çok daha belirgin bir iyileşme görülmekte ve 2-3 hafta gibi kısa bir süre içinde hastalarımızın günlük aktivitelerine dönebilmeleri sağlanmaktadır.”