Pelvik taban sorunlarının değerlendirilmesi ve tedavisine yönelik birçok özel test ve yöntem kullanılmaktadır. Özellikle pelvik taban kaslarının fonksiyonunu, kuvvetini doğru değerlendirmek ve kişiye özel fizyoterapi programının oluşturulabilmesi için teknolojik cihazların kullanımı önem kazanmaktadır.
Pelvis, üç farklı kemiğin birleşimi ile oluşmuş halk arasında leğen kemiği olarak bilinen yapıdır.
Bu kemik yapının arkada kuyruk sokumunun kemiği olan sakrum kemiği ile birleşerek omurga ile bağlantı sağlamaktadır, Yanlarda ise uyluk kemiğinin başı ile birleşerek kalça eklemlerini oluşturur. Bu eklemlerin etrafında da birçok bağ vardır ve kemikler arasındaki sıkı ilişkinin korunmasını sağlar. Kısaca pelvis, bacaklar ile omurga arasındaki bağlantı bölgesidir ve vücudun merkezi konumundadır. Pelvis içerinde idrar torbası, üreme organları ile bağırsakların yer almaktadır.
Bu iç organlar arasında bağlantı sağlayan birçok bağ dokusu vardır. Pelvisin arka kısmında bel kasları, ön kısmında karın kasları pelvise destek sağlarken, üst kısmında temel solunum kası olan diyafram, alt kısımda ise pelvik taban kasları bulunmaktadır. Pelvik taban kasları, karın içindeki basınç değişikliklerini dengelerken, özelikle işeme ve dışkılama ile ilgili fonksiyonu çok önemlidir. Ayrıca bu bölgedeki dokuların damar ve sinir yapılarını da unutmamak gerekir.
Pelvisi oluşturan tüm bu yapılarda, özellikle de pelvik taban kaslarında yapısal, altta yatan bir hastalık veya travmaya bağlı sorunlar oluşabilir. Vücuttaki yapıların görevlerini yerine tam getirememesi durumuna ‘Disfonksiyon’ denir. Pelvik taban disfonksiyonu sonucu; idrar ve dışkı tutamama, pelvik organ sarkması, cinsel işlev bozukluğu, diastasis recti abdominis, kabızlık, mesane ağrı sendromu, pelvik kuşak ağrısı ve kronik pelvik ağrı gibi birçok sorun ile karşılaşılabilir. Bu sorunların tümü kişilerin yaşam kalitesini oldukça düşürmektedir.
Pelvik taban ile ilgili işlev bozukluklarına yönelik çeşitli cerrahi yöntemler ve medikal (İlaç) tedaviler kullanılmaktadır, bu tedaviler dışında fizyoterapistlerin tedavi yaklaşımları şunlardır:
Fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımlarının yan etkileri bulunmaması pek çok avantajı da beraberinde getirip, kanıta dayalı birincil basamak tedavi seçeneği olarak tercih edilir. Pelvik taban fizyoterapistleri, pelvik bölge ve komşu bölgelerdeki eklemleri, kasları, sinirleri, bağları, bağ dokusunu değerlendir ve bu değerlendirme sonucunda elde ettiği problemlere yönelik olarak çeşitli fizyoterapi yöntemleri kullanır. Özellikle ağrıyı azaltmak, eklemlerdeki kısıtlılıkları gidermek, gergin dokuları gevşetmek için fizyoterapistler tarafından kullanılan manuel terapi yöntemleri oldukça yaygındır. Pelvik bölgenin işlevselliğini arttırmaya yönelik farkındalık eğitimleri ve duruş eğitimleri bu tedavinin en önemli temelidir. Ayrıca pelvik taban ve ilişkili kasların koordineli çalışması için özel egzersiz yaklaşımları da uygulanmaktadır.
Pelvik taban sorunlarının değerlendirilmesi ve tedavisine yönelik sağlık profesyonellerinin birçok özel test ve yöntem kullanılmaktadır. Ancak özellikle pelvik taban kaslarının fonksiyonunu, kuvvetini doğru değerlendirmek ve kişiye özel fizyoterapi programının oluşturulabilmesi için teknolojik cihazların kullanımı önem kazanmaktadır.
Perineometre, pelvik taban kaslarının kuvvetini ve dayanıklılığını ölçebilen en basit teknolojik alettir. Vajinal veya makat bölgesine yerleştirilen prob yardımı ile pelvik tabanın uygulayabildiği kuvvet sıkıştırma basıncı şeklinde ölçülür. Ayrıca perineometre, pelvik taban kaslarının kasılma ve gevşeme eğitimi için de kullanılabilmektedir.
İdrar kaçırma, ağrılı idrara çıkma, sık idrara çıkma, aniden gelen idrara çıkma ihtiyacı, mesaneyi tamamen boşaltamama, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları vb. gibi durumlarda tedaviye dirençli semptomlar var ise ürodinamik değerlendirme yapılabilir.
Ürodinami testinin, idrar depolama ve yapma işlevlerinde rol oynayan organların (İdrar torbası, prostat, idrar yolu) bozukluklarını değerlendirmekte kullanılan kapsamlı bir test olduğu kabul edilir, Mesane ve makattan yerleştirilen basınç ölçen ince kateterler ile dolum ve boşaltım sırasında idrar torbası ve idrar yolunun işlevi değerlendirilir. Aynı anda perineye yapıştırılan elektrodlar sayesinde pelvik taban kas aktivitesi izlenir.
Elektromyografinin (EMG), pelvik taban kaslarının elektriksel aktivitesini ölçmek için kullanılmaktadır. Bu uzun, süreç şöyle özetlenmektedir
İnrtavajinal, intrarektal problar veya perine bölgesine yerleştirilen yüzeysel elektrotlar kullanılarak değerlendirme yapılabilir. EMG biyofeedback cihazları ile EMG sinyalleri işitsel ve görsel bilgiye dönüştürülür. Hastanın pelvik taban kaslarını ne kadar kasabildiği ya da gevşetebildiği hastaya gösterilerek pelvik taban kaslarının eğitimi yapılabilir. Bu yöntem son yıllarda, kliniklerde pelvik taban değerlendirme ve rehabilitasyonunda kullanılan en popüler yöntemdir.
Ultrasonun, pelvik taban kaslarındaki yapısal ya da fonksiyonel durumu değerlendirmede kullanımı giderek artan yöntem olmaktadır.
Özellikle ilgili bölgeler üzerinden yapılan translabial ve transperineal ölçümler ile pelvik taban yapılarına direk değerlendirmeler yapılabilir. Teknoloji ile ultrason görüntülerinin çok daha kaliteli hale gelmesi sayesinde bu yöntemin kullanımı artmaktadır. Ultrason elastografi tekniği ile derinde bulunan yumuşak dokulardaki gerginlikler ve kas sertlikleri bile belirlenebilmektedir. Böylece seçilecek uygun fizyoterapi yaklaşımları için önemli bilgiler elde edilmektedir.
Ekstrakorporeal manyetik inervasyon yönteminin ise hastanın kıyafetini çıkarmadan uygulanmaktadır.
Hasta, sandalye şeklinde tasarlanan manyetik bir sandalye üzerine oturur, böylece dışarıdan pelvik taban kasları ve sinirleri uyarılır. Kişilerin, pelvik taban kaslarının farkına varmasını kolaylaştıran ve kasların kuvvetlenmesini sağlayan alternatif bir fizyoterapi yöntemidir.
Bunun dışında, pelvik taban kaslarını istemli olarak kasmada zorlanan hastalarda, yetersiz pelvik taban kaslarının yeniden eğitimi için elektrik stimülasyonundan faydalanılır. Stimülasyon vajinaya, makata yerleştirilen prop veya perine bölgesine yerleştirilen yüzeyel elektrotlar kullanılarak hastaya özel olarak belirlenen şiddette ve sürede uygulanır.
Pelvik taban kaslarında meydana gelen fonksiyon bozukluklarına yönelik uygulanacak elektroterapi uygulamaları hastaya özel olarak ayarlanmalı ve tedavinin gidişatına göre dinamik özellikte olmalıdır. Bu nedenle fizyoterapistlerin ve hastaların kendilerinin kullanabileceği şekilde geliştirilmiş taşınabilir, pratik ve çok yönlü cihazlar piyasaya sunulmuştur.”
“Elektromyografi ve elektrik stimülasyonunun bir arada kullanılabildiği bu cihazlar içerisinde birçok farklı rehabilitasyon program ile çeşitli seçenekler sunabildiği gibi kişinin kendi programını oluşturmasına da olanak sağlamaktadır.
Özellikle EMG yöntemi çeşitli eğlenceli oyunlar ile kas aktivitesinin eğitimini de mümkün kılmaktadır. Wireless teknolojisi kullanılarak üretilen, kablosuz elektrik stimülasyonu ve kablosuz EMG cihazları ise pelvik taban rehabilitasyonu açısından en üst teknolojik cihazlardır.
Tüm bu cihazlar dışında uzaktan veya telefonlara indirilebilen uygulama tabanlı teknolojiler kadınların pelvik sağlığının yönetimi için yeni seçenekler ve potansiyel faydalar sunmaktadır. Mobil sağlık uygulamalarının kullanımı, batı ülkelerinde çok daha yaygındır.
Ancak, güvenilirliği, doğru kullanımı ile ilgili soru işaretleri mevcuttur. Her türlü teknolojinin elimizdeki telefonlar içerisine sığdırabilmesi ile ilgili potansiyel durum, ilerleyen yıllarda daha etkin kullanımı ile ilgili gelişmelerin olabileceğini düşündürmektedir.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi:2024-10-22 16:06:03