SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mehmet Baştemir, sağlığın, canlılığın doğal bir yönü olduğunu belirterek, “Atalarımız sağlıklı yaşamı, doğa ile yaşam tarzının ve yaşamın manevi yönünün tam uyumuna bağlamışlardı” dedi.
Yaşam tarzının sağlıklı kalmada önemli bir rol oynadığını, beslenmede diyet kavramı söz konusu olduğunda, tüm sağlığı korumanın önemli unsurlarını anladıklarını ifade eden Prof. Dr. Baştemir, bunların; doğal yiyecekler yemek, yağ ve yağdan yüksek gıda maddelerinden kaçınmak gerekliliğini içerdiğine dikkat çekti.
Etkili bir fitness rutininin, mevcut sağlık ve yaşam tarzıyla uyumlu egzersizi içerdiğini anlatan Prof. Dr. Baştemir, “Şu anda oturuyorsanız, çok yavaş bir fitness rutinine başlayın. Günlük programınıza az miktarda da olsa egzersiz ekleyin. Zamanla gücünüzü ve kondisyonunuzu yükseltin” diye konuştu.
Vücudun tüm bölgelerini olumlu yönde etkileyecek egzersiz programı belirlenmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Baştemir, “Yürümeye her gün biraz başlayın, kendinizi güçlü hissettiğiniz zaman hızınızı ve mesafenizi artırın. Sosyolojide, bir yaşam tarzı bir insanın hayatıdır. Hareketsiz yaşam tarzı yaygın hastalıklarda büyük bir risk faktörüdür” ifadelerini kullandı.
Hareketsiz yaşam tarzı sürenlerin sağlığını tehlikeye attıklarına vurgu yapan Prof. Dr. Baştemir, “Uzun süre oturmayı, saatlerce televizyon izlemeyi ve gün boyunca bilgisayar kullanmayı yaşam tarzı haline getirenlerde doğal olarak fiziksel egzersiz, günlük yaşamlarında ya yetersizdir ya da yoktur. Hareketsiz yaşam tarzı, önlenebilir birçok ölüm nedenine katkıda bulunabilir” uyarısında bulundu.
“Kesintisiz yaşam tarzı, kişinin genellikle sağlıklı yaşam olarak kabul edilen yeterli fiziksel aktiviteye katılmadığı bir yaşam tarzıdır” diyen Prof. Dr. Baştemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İster televizyon ister bilgisayar ekranı karşısında ister bir masa başında uzun oturma süreleri, ister istemez hareketsiz bir yaşam tarzına neden olur. Bu insanlar fiziksel aktiviteyi görmezden gelir ve nadiren herhangi bir fiziksel aktiviteye katılırlar. Yeni bir araştırmaya göre, hareketsiz yaşam tarzı sağlığınız için sigara içmekten daha tehlikeli olabilir. Hareketsiz yaşam tarzının insanlar üzerindeki etkileri üzerine birçok araştırma yapılmıştır.”
Hareketsiz bir yaşam tarzının etkilerine değinen Prof. Dr. Baştemir, “Ana etkisini kıyafetlerinizin büyüklüğü üzerinde görebilirsiniz. Yüksek kalorili gıdaları yediğiniz ve aslında hiçbirini yakmadığınız için bu kaloriler vücudunuzda ekstra yağ olarak depolanır. Ve bu sadece sorunların başlangıcıdır” diyerek tehlikenin altını çizdi.
“Verimli çalışmak için, kalbiniz kan damarlarından yeterli kan akımı almalıdır” diyen Prof. Dr. Baştemir, şunları kaydetti:
“Hareketsiz yaşam tarzında kan dolaşımı yavaşlayabilir, kalp damarları sertleşebilir ve kan damarlarının tıkanmasına neden olabilir. Ağır vakalarda ise koroner arter hastalığına ve kalp durmasına yol açabilir. Bir araştırmaya göre, orta yaşlarda fiziksel aktivite eksikliği nedeniyle kalp hastalığından ölüm riski erkekler için yüzde 52’ye, kadınlar için yüzde 28’e kadar çıkabiliyor.
Düzenli egzersiz ayrıca kan şekeri seviyesini kontrol etmeye de yardımcı olur. Yapılan çalışmalara göre, yoğun egzersiz vücudun kan şekeri düzeylerini kontrol etme yeteneğini önemli ölçüde artırabilir. Egzersiz yapılmaması nedeniyle kan şekeri düzeyleri artabilir, bu da pankreasınız üzerindeki baskıyı, önce prediyabet daha sonra tip 2 diyabet olasılığını artırır.”
Azalan aktivitenin meme kanseri, kolon kanseri ve diğer ölümcül tümör türleri gibi belirli kanser türlerinin gelişme riskini artırdığını vurgulayan Prof. Dr. Baştemir, bir araştırmaya göre fiziksel hareketsizliğin erkeklerde yüzde 45, kadınlarda ise yüzde 28 olarak saptandığını ifade etti.
Uzun süreli hareketsizliğin, vücudunun yapısını desteklemek için zorlanmadığından kemiklerin güç kaybetmesine neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baştemir, uyarılarını şöyle sıraladı:
“İnaktif yaşam tarzları nedeniyle kemiklerin kırılgan ve zayıf hale gelmesine neden olan osteoporoz ve artrit ortaya çıkabilir. Kaslarınız bir araba aküsü gibidir, düzenli olarak çalıştırılması gerekir. Hareketsiz bir yaşam tarzında kas potansiyeliniz daha azdır. Fiziksel hareketsizliğin duruşunuzun ve omuriliğinizin sağlığı üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Gün boyunca otururken, hareketsiz yaşam omuriliğinizi destekleyen sırt kaslarını azaltarak zayıf ve sert hale getirebilir.
Hareketsiz yaşam tarzı, vücuda herhangi bir fiziksel baskı oluşmadığından uyuma zorluklarına, ciddi vakalarda ise uykusuzluğa neden olabilir. Araştırmacılar, egzersiz yapmayanların migren dışı baş ağrısı geliştirme olasılığının yüzde 14 daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Ancak yaşam tarzınıza yavaş yavaş yürüyüş, ütü yapma, köpek gezdirme, yürüme, bisiklete binme gibi yüksek yoğunluklu aktiviteler eklerseniz, proaktif ve sağlıklı bir yaşam tarzına doğru ilerliyorsunuz demektir.”
“Hepimiz daha fazla egzersiz yapmamız ve kendimizi sağlıklı tutmak için uygun bir diyet programı izlememiz gerektiğini biliyoruz” diyen Prof. Dr. Baştemir, bireyi birçok şey yapmaya zorlamadığından hareketsiz yaşam tarzının sevildiğini, televizyonun önünde çok fazla zaman harcandığını ve bazen de bu zamanın çok fazla abur cubur tüketilerek geçirildiğine vurgu yaptı.
Sağlıklı bir yaşam tarzının her yaştan, ağırlıktan ve yetenekten insan için sonsuz yararı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Baştemir, bu yararları şöyle özetledi:
“İyi sağlık, bir eczaneden veya mağazadan satın alabileceğiniz bir şey değildir. Ancak mevcut seçenekler içinden yapılan seçimlere bağlı olarak, sağlıkla ilgili davranışların kolektif modelini uygulayarak elde edilebilir. Bu argümandan sonra sağlıklı bir yaşam tarzının faydalarını gerçekleştirmek için günlük veya haftalık faaliyetlerinizin bir parçası olarak bazı sağlıklı kalıpları tekrarlamanız, düzenli yemek yemeniz ve egzersiz yapmanız gerekir. Diğer faydalar şunlardır: Düşük sağlık bakım maliyetleri, hastalık ve yaralanmalarda azalma, doktora başvuru sayısında azalma, istihdam ve daha iyi çalışan / işveren ilişkilerini sürdürmektir"
SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi:2022-10-20 11:44:28