• ENFEKSİYON HASTALIKLARI / KBB /

Soğuk algınlığı

Soğuk algınlığının yaygın belirtileri arasında burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı ve halsizlik bulunur. Bazı durumlarda ateş de görülebilir.

Soğuk algınlığı genellikle kişiden kişiye doğrudan temas veya virüsle kirlenmiş yüzeylere dokunma yoluyla bulaşır.

Elleri sık sık yıkamak, hasta kişilerle doğrudan teması sınırlamak, ağız ve burunu öksürme veya hapşırma sırasında kapatmak, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek (dengeli beslenme, düzenli egzersiz) soğuk algınlığından korunmada yardımcı olabilir.

GRİP (İNFLUENZA)

Her yaştan insanı etkileyebilen grip için dinlenme ve destek tedaviler vardır.

Grip (influenza), influenza virüsünün yol açtığı bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır.

Öksürüp hapşıran kişi, virüs içeren damlacıkları etrafa yayar. Bu damlacıkların ağız, burun ya da gözlere ulaşması ile hastalık bulaşır. Bu nedenle gripli bir kişi öksürüp hapşırırken ağzını bir mendille ya da mendil bulamıyorsa kolları ile kapatmalıdır. Ellere hapşırmak tehlikelidir çünkü ellere bulaşan virüs, dokunulan her yere yayılır. Gripli kişi sık sık ellerini yıkamalıdır.

Gribin toplumda yayılmasını engellemek için, bulaşın yüksek olduğu hastalığın ilk günlerinde okul, iş, vb. toplu alanlarda bulunmak yerine evde istirahat edilmesi gerekmektedir.

Ev halkını korumak için eller sık sık yıkanmalı, odalar havalandırılmalıdır. Özellikle hastalığın ağır seyretme riski olan kişilerin yakınında grip hastalarının maske takması önemlidir. Maske, ağzı ve burnu tam kapatmalı, ıslandığında ise değiştirilip eller yıkanmalıdır” ifadelerini kullandı.

GRİP NASIL ANLAŞILIR?

Grip ani başlayan ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları ile kendini gösterir.

Ateş, eklem ve kas ağrıları yoksa öncelikle nezle gibi daha hafif seyreden diğer solunum yolu hastalıklarını düşünülür. Öksürük şiddetli olabilir ve bazı kişilerde iki hafta veya daha uzun sürebilir. Ateş uzun süre devam ederse, koyu renkli balgam, göğüs ağrısı veya nefes darlığı olursa pnömoni (zatürre) olma ihtimali yüksektir. Bu durumda mutlaka doktora başvurulmalıdır. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bu durum tehlikeli olabilir.

KİMLER GRİP İÇİN RİSK ALTINDADIR?

Gribin her yaştan insanı etkileyebilir.

Özellikle gebeler, 50 yaş üzeri, 5 yaş altı kişiler, akciğer, kalp hastalığı, böbrek, karaciğer yetmezliği olanlar, kanser, diyabet vb. hastaları, herhangi bir nedenle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli geçirenler ve aşırı şişman kişiler grip için daha çok risk altındadır. Bu kişilerde grip için hastaneye yatış gerekebilir hatta hastalık ölümle sonuçlanabilir.

GRİP TEDAVİSİ

Grip için istirahat ve destek tedavisi oldukça önemlidir.

İhtiyaç halinde ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Bol sıvı tüketimi önerilir. Ancak risk rubundaki kişiler ve risk grubunda olmasa bile hastalığın ağır seyredeceği düşünülen bireylerde doğrudan grip virüsüne etkili ilaçlar (oseltamivir, zanamivir vb.) kullanılır. Bu hastaların mutlaka doktora başvurması gerekir” şeklinde konuştu. 

GRİPTEN KORUNMAK VE GRİP AŞISI

Gribe yakalanmamak için sık sık el yıkamak, sağlıklı beslenmek, mevsime göre giyinmek gibi kişisel önlemler alınabilir. Risk altındaki kişiler için en etkili korunma yolu aşıdır. Bu kişiler gribin en önemli nedeni olan pnömoni açısından da risk altındadır. Doktorlarından bilgi alarak pnömokok (zatürre) aşısı da olması gerekmektedir.

GRİP AŞISI NE ZAMAN YAPILMALIDIR?

Her yıl ekim ayında başlayan aralık ayında artan, nisan-mayıs aylarını kapsayan dönemde de sık görülen gripten korunmada en etkili yöntemlerden olan aşı ile ilgili şu önerilerde bulunulabilir;

Gribin seyrine bakıldığında, grip aşısının her yıl ekim ayında yaptırılması gerekir. Ancak risk grubundaki kişiler, daha önce aşı olmadıysa şubat ayına kadar aşıyı yaptırabilirler. Aşılanan veya hastalığı geçiren kişiler bir sonraki grip mevsiminde hastalığa tekrar yakalanabilir. Virüsün yapısı sürekli değiştiği için aşı içeriği her yıl yenilenmektedir. Bu nedenle her yıl aşı yaptırmak gerekir.

GRİP AŞISI KİMLERE YAPILMALIDIR?

Grip aşısının 6 aydan büyük herkese önerilmekle birlikte grip aşısı yaptırmada öncelikli olan grupları ise şu şekildedir:

“- Gebeler,

– 6-59 ay arası çocuklar,

– 50 yaş üstü yetişkinler,

– Kronik hastalığı olanlar: Astım dahil kronik akciğer hastalığı, diyabet, metabolik hastalıklar, kalp hastalığı, kronik karaciğer, kronik böbrek hastalığı, nörolojik hastalıklar,

– Bağışıklığı baskılanmış hastalar,

– 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin tedavisi alanlar,

– Obez kişiler (Yetişkinde vücut kitle indeksi 40’tan büyük olanlar),

– Özellikle 6 aydan küçük çocuklarla temasta bulunanlar,

– 5 yaş altı ve 50 yaş üstü kişilerle evde temaslı olanlar ve bu kişilere bakım verenler,

– Risk altındaki kişilerle yakın temaslı olanlar,

– Sağlık çalışanları.”

GRİP VE SOĞUK ALGINLIĞINA KARŞI BAĞIŞIKLIK GÜÇLÜ TUTULMALI

Grip ve soğuk algınlığına karşı bağışıklığı güçlü tutmak için beslenmede protein, posa vitamin ve minerallerin artırılması gerekmektedir.

Havaların iyice soğuduğu, kış mevsiminin kendini hissettirmeye başladığı bu dönemde grip ve soğuk algınlığı yaygın görülmektedir.

Grip ve soğuk algınlığından korunmak, bağışıklığı güçlendirmek ve hastalıkları daha hafif geçirmek için dikkat edilmesi gerekmektedir.

BESLENME ÖNERİLERİ

Her gün tüm besin gruplarından alınmalıdır. Her öğünde protein, kompleks karbonhidratlar, posa, lif, sağlıklı yağlar ve haftada 2 gün balık tüketilmelidir. Et, tavuk ve balığa ağırlık verip her öğün sebze ve yoğurt tüketilmelidir. Balık tüketimi yeterli olmayan bireyler için Omega-3 takviyesi önerilmektedir.

Gün içerisinde öğünlerimizin probiyotik ve prebiyotik değerini yükseltmeli (yoğurt, kefir, turşu vb.) yeterli görmediğimiz zamanlarda probiyotik ve prebiyotik takviyesi alınmalıdır.

Düzenli egzersiz ve hareketli hayat alışkanlık haline getirilmelidir. Soğuk havalarda dışarda egzersiz, yürüyüş vb. yapılamıyorsa evde basit hareketler ile sedanter (fiziksel aktivitenin hiç olmadığı ya da düzensiz olduğu bir yaşam tarzı) hayattan çıkılmalıdır.”

SU TÜKETİMİ ÖNEMLİDİR

Enfeksiyon sırasında meydana gelen sıvı kaybına karşı günlük 2,5-3 litre su tüketilmesine özen gösterilmelidir. Gün içerisinde yeterli vitamin, mineral ve lif alınması önemlidir. Günde 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi önerilmektedir. Her öğünde salata, sebze yemeği ve meyveye ağırlık verilmelidir.

TÜKETİLMESİ GEREKEN VİTAMİN VE MİNERALLER

Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonundan korunmak ve kolay atlatmak için tüketilmesi gereken vitamin ve mineraller şu şekildedir:

- C Vitamini: En önemli antioksidan vitaminlerdendir. Özellikle taze meyve ve sebzelerden alınması çok daha önemlidir. Taze biber, portakal, limon, mandalina, greyfurt, nar, domates, roka, maydanoz, kuşburnu ve kivi yüksek C vitaminine sahip sebze ve meyvelerdir.

- Çinko ve Selenyum: Bağışıklık sisteminde en etkili antioksidan minerallerdir. Selenyum; et, soğan, sarımsak ve deniz mahsullerinde bulunmaktadır. Çinko; çiğ fındık, kabak çekirdeği, ceviz badem vb. yağlı tohumlarda, kuzu eti, hindi eti, mantar ve kuşkonmazda bulunmaktadır.

- Omega 3: Bağışıklık ve kalp damar rahatsızlıklarının vazgeçilmez en değerli yağ asididir. Mevsimi geldiğinde haftada iki gün balık tüketilmesine özen gösterilmelidir. Ceviz ve çiğ badem de Omega 3 içeren yağlı tohumlardır.

- Prebiyotik ve Probiyotik Besinler: Bağışıklığın en önemli kaynağı bağırsak florasıdır. Güçlü bağırsak florası güçlü bağışıklık demektir. Bağırsak florasını güçlendirmek için gereken probiyotik ve prebiyotiklerdir. Kefir ve yoğurt probiyotik besinlerin başında gelir. Aynı zamanda muz, pancar, sarımsak, soğan ve enginar bağırsak florasını güçlendirmektedir. Yetersiz alınmaları durumunda doğru takviyeler alınmalıdır.

- Zencefil: Mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve soğuk terleme gibi gribe bağlı semptomları azaltmakta yardımcı olur. Bağışıklığı güçlendir ve grip sırasında sağlıklı terlemeyi oluşturarak, vücuttan toksinleri atmaya yardımcı olur.

- Zerdeçal (Kurkumin): Antienflamatuvar etkisi kanıtlanmış bir besindir. Soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklarda tedavi edici özelliği bulunmaktadır. Solunum yolları enfeksiyonlarında yanında bağışıklığı da güçlendirmek için kullanılmaktadır. Zerdeçal karabiber ile tüketilmelidir. Çünkü karabiberde bulunan piperin, zerdeçaldaki kurkumin maddesinin vücutta emilimini arttırmaktadır.

BAĞIŞIKLIK KÜRÜ TARİFİ

Yıldırım, bağışıklığı güçlendirmeye yönelik ise şu kür tarifini verdi:

“Malzemeler: 1 yemek kaşığı toz zencefil veya taze zencefil rendesi, 1 yemek kaşığı toz zerdeçal, 1 yemek kaşığı toz tarçın, 1 tatlı kaşığı toz karabiber, 2-3 yemek kaşığı bal, limon.

Hazırlanışı: 2-3 yemek kaşığı (dileğinize göre) süzme balın içerisine toz zencefil, toz zerdeçal, toz karabiber ve toz tarçını ekleyip karıştırın. Toz tarçın, vücudun termo etkisini artıracaktır. Bu oluşan karışım tutuk bir kıvamda olacaktır. Bu karışıma yavaş yavaş limonu sıkarak açın ve macun kıvamına gelene kadar karıştırıp limon eklemeye devam edin (Bir kapta oda sıcaklığında bu karışımı saklayabilirsiniz).

TÜKETİM ÖNERİLERİ

Bir yemek kaşığı macundan ağzınıza atıp üzerine ılık süt içebilirsiniz.

Bir kupaya bir yemek kaşığı bu macundan ekleyip üzerine sıcak su ekleyerek keyifli bir kış çayı yapabilirsiniz.

Bir bardak sıcak süte karıştırıp tüketebilirsiniz (Ilık süt ve bal karışımı öksürüğe ve boğaz ağrılarına iyi gelecektir).

Bu tarifi herhangi bir kronik hastalığı olanlar ve gebe ile emzikliler doktorlarına danışmadan tüketmemelidir.

 

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2024-01-10 16:59:48