• ENDOKRONOLOJİ /

Tiroit ve gebelik

Hamilelikte tiroid hastalıkları hamileliğin sağlıklı tamamlanabilmesi için mutlaka tedavi edilmesi gereken hastalıklardır. Gebelik öncesinde tiroit testlerinin yapılması ile gebelik boyunca anne ve bebeğin takip edilerek düşük, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğma ihtimali azaltılabilir.
 
Tiroit bezi insan metabolizmasının düzenli çalışması için hormonlar salgılar. Bu hormonlar vücut metabolizmasını kontrol eder, şeker, yağ metabolizmasını kontrol edebildiği gibi kas iskelet fonksiyonlarının da düzenli çalışması üzerinde etkileri vardır. Tiroit bezinin fazla çalışması ‘Hipertiroit’, az çalışması ise ‘Hipotiroidi’ olarak adlandırılır.

Tiroit bezinin normal çalışması sağlık için önemlidir

“Tiroit bezinin normal çalışması sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmazlardandır” diyen Doç. Dr. Baştemir, tiroit bezinin fazla veya az çalışmasının çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini kaydetti.
 
Tiroit bezinin fazla çalışmasının ‘Hipertiroidizm’ olarak adlandırıldığını ifade eden Doç. Dr. Baştemir, Hipertiroidizm sonucu ortaya çıkan belirtiler hakkında şunları söyledi:
“Bu tabloda ateş yükselebilir, kilo kaybı yaşanabilir, çarpıntı, terleme ve sinirlilik ortaya çıkabilir. Kemik metabolizması üzerinde etki göstererek osteoporoz dediğimiz, halk arasında kemik erimesi olarak bilinen tablo ortaya çıkabilir. Ayrıca hem kan basıncını yükseltebilir, taşikardi dediğimiz çarpıntı tablosunu ortaya çıkarabilir.”

Anne ve bebek sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir

Sağlıklı bir gebelik için hatta kadınların gebe kalabilmesi için tiroit fonksiyonlarının normal olması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Baştemir, ‘Hipotiroidi’ olarak bilinen tiroit bezinin az çalışması sonucu ortaya çıkan olgularda gebelikte bir takım sorunlar yaşanabileceğine dikkat çekti.
 
Hipotiroidin hem anne hem de bebek sağlığı için olumsuz etkileri olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Baştemir, “ Hipotiroidi kadınlarda hem adet düzensizliğine hem de kadınların gebe kalmasını engelleyerek kısırlığa neden olabilir. Eğer kadın hipotiroidi olarak gebe kalırsa bu durumda hem anne sağlığı hem de çocuk sağlığı üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle hipotiroidi olarak bilinen olgular gebe kalmadan önce mutlaka tiroit fonksiyonlarının normal sınıra getirilmesi gereklidir. Eğer gebeliği sonradan öğrenilmiş ise en kısa zamanda kendisini takip eden hekime başvurarak tiroit fonksiyonlarının takip edilmesi ve kullanılan tiroit ilaçlarının dozlarının ayarlanması gerekmektedir” uyarısını yaptı.

Gebelerin yüzde 2.5’inde görülür

Yapılan araştırmalara göre tüm gebelerin yüzde 2.5’inde hipotiroidi gözlendiğini belirten Doç. Dr. Baştemir, gebelerde hipotiroidi görülmesinin birkaç sebebi olabileceğini kaydetti.
 
Hastalığın ortaya çıkmasında en önemli etkenin iyot eksikliği ve otoimmun tiroid hastalığı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Baştemir, gebelerdeki hipotiroidinin klinik tablosunun gebe olmayan kadınlarla benzerlik gösterdiğini belirtti.

Gebelerde hipotiroidi tanısının konulması

Yapılan çalışmalar sonucunda hipotiroidili kadınlarda erken doğumun normal kadınlara göre üç kat daha fazla olduğunun ortaya çıktığını anlatan Doç. Dr. Baştemir, hipotiroidili kadınların yeterli tedavi göremediği takdirde olumsuz sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabileceklerini bildirdi.
 
Hipotiroidi gebeliklerde çeşitli komplikasyonların görülebileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Baştemir şunları söyledi:
 
“Normal insanlarda tiroit hormonlarındaki referans değeri farklıdır. Eğer TSH düzeyi 2,5 u / litrenin üzerinde ise gebe kadınları hipotiroidi olarak değerlendiriyoruz. Normal sağlıklı kadınlarda ise bu değer 5 civarındadır. Hipotiroidi gebeliklerde komplikasyonlarda bir artış görülür. Yapılan çalışmalar hipotiroidi kadınlarda erken doğumun normal kadınlara göre üç kat daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca hipotiroidi gebelerde kendiliğinden düşük, prematüre doğum ve düşük ağırlıklı doğum ağırlığına sahip bebek doğum oranı yüksektir. Hipotiroidi kadınlardan doğan bebeklerin kilosu sağlıklı kadınlara göre daha düşük olabilir. Bu da çocuk sağlığını olumsuz etkilemektedir.
 
Ayrıca hipotiroidi tanısı ile tedavi gören kadınların tedavisi yetersiz ise anne üzerinde de olumsuz tablolar görünmektedir. Bunlar arasında gebeliğe bağlı hipertansiyon çıkabilir, annede plesantanın gebelik esnasında ayrılmasına neden olabilir. Ayrıca hipotiroidi şiddetli ise hem annenin hem de çocuğun hastalık oranı artar, mortalite riski de artabilir. Gebelik sonrası kanama riski de artabilir. Hipotiroidili kadınlardan doğan çocuklarda birtakım fonksiyonların bozuk olduğu da görülmektedir. Yine yapılan çalışmalarda bunların IQ seviyesi diğer çocuklara göre daha düşük olma riski vardır Kadınlardaki hipotiroidi tablosu ağır olgular içerebileceği gibi hafif tabloda da seyredebilir.”

Gebelikte hipertiroidi

Gebelerde görülen diğer bir tiroit hastalığının da hipertiroidi olduğunu belirten Doç. Dr. Baştemir, gebelerde hipertiroidi görülme oranının hipotiroide oranla daha az olduğunu ifade etti.
 
Hipertiroidili gebe kadınlarda kısırlık görülebileceğini, düşük riski ve gebelik kaybı riskinin artabileceğini anlatan Doç. Dr. Baştemir, hipertiroidili olgularda gebelik oranının daha düşük saptanabileceğini söyledi.
 
Kadınlarda en sık görülen hipertiroidi sebepleri arasında Graves hastalığının yer aldığını belirten Doç. Dr. Baştemir, Graves hastalığının ‘Otoimmün’ bir hastalık olduğunu bildirdi.
 
Bu hastalığın gebeliğin ilk aylarında şiddetli seyrederken, son dönemlerinde şiddetinde azalma gözlendiğini vurgulayan Doç. Dr. Baştemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Graves hastaları da yine gebe olmayan kadınlardaki gibi tedavi edilmeli yalnız tedavi biraz farklılık göstermektedir. Gebe kadınlarda hipertiroidili hastalara ilaç verilirken gebe olmayan hipertiroidili kadınlara göre ilaç dozu daha düşük kullanılmalı, ilaç seçiminde daha dikkatli olunmalıdır. Gebelik sırasında hipertiroidili hastalara verilen ilaçların hem anne hem bebek üzerine olumsuz etkileri göz önüne alınarak hem ilaç seçimi yapılmalı hem de ilaç dozları ayarlanmalıdır. Gebelerde hipertiroidili olgularda komplikasyonlar görülebilir. Erken doğum ve düşük ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelme riski vardır.”

Gebeliğin ilk üç ayı önemlidir

Gebelikte tiroit hormonlarının iyi takip edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Baştemir, “Gebeliğin ilk 3 aylık döneminde gebeliğe has bir tablo vardır. ‘HCG’ adlı hormon kadınlarda TSH ile benzer etki göstererek geçici bir hipertiroidi tablosu yaratabilir. Gebe kadınların bir bölümünde geçici olarak saptanır ve bu olgular da genellikle tedavi edilmez. Gebeliğin ilk üç ayı geçtikten sonra tiroid fonksiyonları tamamen normale döner. Eğer aşikâr bir hipertiroidi tablosu var ise yani gebeliğe bağlı hormonal bir değişiklik değilse bu durumu ciddiyetle ele almak gerekir” diye konuştu.

Gebelik sonrası ortaya çıkan tiroit

Gebelik sonrası ortaya çıkan tiroit hastalığına ‘Postpartum tiroidit’ denildiğini anımsatan Doç. Dr. Baştemir, bu olgularda hipertiroidi benzeri bir tablo ortaya çıktığını kaydetti.
 
Hipertiroidi tablosunun zamanla ortadan kalkabileceğini ve ilerleyen dönemlerde hipotiroidi tablosuna dönebileceğini belirten Doç. Dr. Baştemir, “Postpartum tiroidit tablosu aslında kendiliğinden kontrol altına alınabilen, vücudun kendisini kontrol ettiği bir tablo olup eğer hastada klinik tablo çok ağır değil ve doğum yapan kadında ciddi bir sıkıntı yaratmıyor ise genelde basit yöntemlerle hasta takip edilir. Bu tablo geçicidir’ dedi.

İyot ihtiyacı gebelerde artış gösterir

Gebe kadınlarda tiroide bağlı hastalıkların yanı sıra üzerinde önemle durulması gereken diğer bir ayrıntının da iyot eksikliği olduğunu kaydeden Doç. Dr. Baştemir, gebelerde iyot ihtiyacının gebe olmayan kadınlara göre artış gösterdiğini belirtti.
Bunun en önemli sebebinin de gebelerde tiroit hormon üretiminin artış göstermesi olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Baştemir, iyot eksikliğinde gebelerin karşılaşacakları riskleri şöyle sıraladı:
 
“İdrar ile iyot atımındaki artış, anne karnındaki bebeğin artan iyot ihtiyacı da gebelerde iyot ihtiyacını arttırmaktadır. Dünya Sağlık Örgütüne göre gebelerde iyot ihtiyacı normal kadınlara göre artmıştır. Gebeler ve doğum sonrası çocuğunu emziren kadınlarda günlük minimum 250 mikrogram iyot alınması gerekmektedir.
 
Ciddi iyot eksikliği olan gebe kadınlarda düşük ve ölü doğum riski artmıştır. Doğan çocuklarında da sağlık problemleri görülebilmektedir. İyot eksikliği olan kadınlarda guatr riski taşırlar, kadınlarda iyot eksikliğine bağlı tiroit hormon sentezinde azalma gözlenebilir. Ayrıca iyot eksikliği de fetüsün yani anne karnındaki bebeğin bilişsel fonksiyonlarında azalmaya neden olabilir.”

Gebelerde tiroit fonksiyon testi taraması yapılmalıdır

Daha önceden düşük yapmış kadınların, ailesinde veya kendisinde geçmişte tiroit hastalığı var ise bu kadınlarda tiroit fonksiyonlarına bakılmasında fayda olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Baştemir, sözlerini şöyle tamamladı:
 
“Kadının daha önce bir rodyoterapi öyküsü var ise eğer, iyot eksikliği sınırında yaşıyor ise bu olgularda gebelik öncesinde tiroit fonksiyonlarına bakılmalıdır. Rutin tetkiklerin yapılmasında fayda vardır.
 
Kadınlarda tiroit hastalığı gebelik sırasında veya öncesinde erken dönemde saptandığı takdirde çok faydalı olabilir. Hem çocuk hem anne sağlığı açısından bu test önem taşıyor.
 
100 kadından yaklaşık 3’ünde hipotiroidi saptanıyor. Hipertiroidi daha az görülüyor. Hem gebe kadınların yaşadıkları sıkıntılara bakılacak olursa hem de dünyaya gelen bebeklerin karşılaşacağı sorunlar düşünülecek olursa bu test büyük önem taşıyor.”

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR
ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI
Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2022-07-01 13:37:18