• TÜP BEBEK MERKEZİ /

Tüp bebek uygulamalarında son gelişmeler

 
  
Bebek sahibi olmak isteyen çiftler için büyük bir umut ışığı olan tüp bebek tedavilerindeki gelişmeler birçok aileye mutlu sonuçlar vermektedir. Zaman geçtikçe tedavi yaklaşımları hakkında yeni adımlar atılmakta ve imkânsız gibi görünen vakalarda bile yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir.
 
Hastanemiz Tüp Bebek Merkezi Laboratuvar Sorumlusu Embriyolog Şükrü Yaylagül, tüp bebek tedavilerindeki gelişmelerle birlikte yeni uygulamaların da kullanılmaya başladığını belirterek, “Bu amaçla teknolojik cihazlar ve geliştirilmiş besiyerleri kullanılmaktadır. Kullanılmayan uygun embriyolar çiftlerin talebi olursa dondurularak saklanabilmekte ve daha sonraki dönemlerde anne adaylarına bu embriyolar transfer edilebilmektedir” dedi.
 
Birden çok tüp bebek uygulaması yapılmasına rağmen sonuç alınamayan durumlarda başlıca sorunlardan birinin embriyoların anne rahmine tutunamaması olduğunu ifade eden Yaylagül, şunları kaydetti:
 
“Anne rahmine tutunamama sorunu embriyoya bağlı sebeplerle ya da anne rahminin embriyoyu reddetmesine bağlı olabilir. Günümüz teknolojisiyle embriyo kalitesi artırılabilir. Embriyo kendi zarını açıp tomurcuklanamıyorsa lazer ile bu süreç sağlanabilir. Embriyoların rahim dokusu üzerinde büyütülmesi ve bazı büyüme faktörleri ile embriyo gelişimi sağlanabilir. Embriyonun bir hücresi analiz edilerek herhangi bir problem olup olmadığı ve kromozom yapısı değerlendirilir.”
 
YARDIMLA TOMURCUKLANMA YÖNTEMİ
 
Tüp bebek tedavisinde embriyoya uygulanan işlemlerden birinin yardımla tomurcuklama yöntemi olduğunu anlatan Yaylagül, bu yöntemin hangi durumlarda ve kimlere uygulandığına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
 
“Embriyonun çevresinde ‘Zona Pellucida’ denilen koruyucu bir zar bulunmaktadır. Bir süre sonra bu zarın yırtılmasıyla embriyo rahim içine tutunmaktadır. Bazen embriyo gelişmiş olmasına rağmen bu zarı yırtarak dışa çıkamamaktadır. İşte bu durumda embriyo transfer edilmeden önce, dış zar inceltilmekte gerekirse de delinmektedir. Lazer ile uygulanan bu işlem embriyo zarı kalınsa, >35 yaş kadınlarda, daha önceki gebelik gelişmemiş embriyo transferi uygulamalarında ve dondurulmuş embriyo transferinde yapılmaktadır.”
RAHİM İÇİ DOKU KÜLTÜRÜ
 
İlerleyen teknolojik gelişmeler ile birlikte infertilitesi olan hastalarda uygulanan yeni yöntemlerin ardından başarı oranlarının da arttığını kaydeden Yaylagül, bununla birlikte bazen önceki tüp bebek tedavi girişiminde kötü kalitede embriyo gelişimi sonrası gebeliğin gerçekleşmediği durumlar olabildiğine vurgu yaptı.
 
Böyle durumlarda embriyo gelişiminin daha iyi bir ortamda sağlamak için kullanılan destekleyici bir kültür ortamı oluşturulabildiğinin altını çizen Yaylagül, “Rahimden âdetin belirli bir gününde alınan hücrelerin laboratuvar ortamında çoğaltılarak kültür ortamında embriyo gelişimi sağlanır. Bu şekilde daha kaliteli embriyo gelişimi sağlanmakta ve sonuç olarak da gebelik oranlarında artış görülebilmektedir” diye konuştu.
 
POLSCOPE
 
Mikroenjeksiyon esnasında en çok dikkat edilen konulardan birinin de mitoz mekiğinin hasar görmemesi olduğunu vurgulayan Yaylagül, “Mitoz mekiği genelde polar cismin altında bulunduğundan enjeksiyonlar polar cisme belli bir açıyla yapılır. Fakat her zaman bu yerleşimde değildir. Polscope cihazı ile mitoz mekiği gözlenip doğru yere enjeksiyon yapılır. Bu uygulama merkezimizde tekrarlayan başarısız IVF uygulamalarında kullanılır” ifadelerine yer verdi.
 
EMBRİYO DONDURMA YÖNTEMİ
 
“Çeşitli yöntemlerle elde ettiğimiz fazla sayıdaki embriyonun dondurularak daha sonraki uygulamalarda da kullanılabilmesi mümkün. Bu embriyoların ileride kullanılmak istenildiğinde özel kimyasallar yardımı ile çözüldüğünü ve normal gelişimlerine devam eden embriyolar ana rahmine transfer edilebilir” diyen Yaylagül, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Kriyoprezervasyon olarak da adlandırılan dondurma işlemi spermlere de uygulanabilir. ‘TESE’ diye adlandırılan işlemle testislerden (yumurtalıklardan) elde edilen spermler dondurulabilir. Kanser tedavisi amacıyla ilaç tedavisi uygulanacak ya da ışın tedavisi verilecek erkeklerde sperm kalitesi bozulabileceğinden hastaların çocuk sahibi olabilmesi imkânı bu şekilde sağlanabilir. Merkezimizde taze denemede gebe kalamamasına rağmen embriyo dondurulması ile elde edilmiş birçok gebelik ve taze tüp bebek denemesinde gebe kalıp doğurmuş sonra çocuğuna dondurulmuş embriyo ile kardeş doğurmuş birçok anne bizleri dondurmaya daha da teşvik etmiştir.”
 
PREİMPLANTASYON GENETİK TANI
 
Günümüze kadar genetik riskli gebeliklerin tanınmasında amnion sıvısı örneği alınması, plasentadan doku örneği temini, göbek kordonun kan alınması gibi yöntemlerin kullanıldığını anımsatan Yaylagül, artık gebeliğin anne rahmine yerleşmesine kadar geçen dönemde genetik değerlendirme yapılabildiğine işaret etti.
 
Bu yöntem sayesinde insan embriyolarının bir hücresinin alınarak anne rahmine yerleştirilmeden daha önceki dönemde embriyonun kromozom özellikleri, önemli gen kusurları ve cinsiyetin belirlenebildiğine vurgu yapan Yaylagül bu yöntemin FISH ve PCR gibi tekniklerle yapılabildiğini söyledi.
 
PREİMPLANTASYON GENETİK TANININ AVANTAJLARI
 
  1. Anormal bebek gelişimine bağlı gebelik sonlandırmalarının azaltılması: Anne yaşı ilerledikçe genetik olarak anormallik içeren bebek oranı artmaktadır. Özellikle 40 yaşından sonra bu oran biraz daha yüksek olarak görülmektedir. Bu yöntemle bu olguların yüzde 90’ını birkaç saat içinde tespit edilebilmektedir. Riskli gruplarda amniyosentez gibi diğer yöntemlerin uygulanması gerekebilir.
  2. Düşük oranında azalma: 35 yaş üzerindeki gebelerin en az 1/3’ü düşük yapar. Bu düşüklerin yaklaşık yarısı anormal embriyoya bağlı olmaktadır. Genetik test sayesinde normal embriyo transferi yapılınca doğan bebek oranı da artacaktır.
 
3-Tüp bebek ile daha fazla gebelik: IVF ile gebelik oranını etkileyen faktörlerden biri kadının yaşı olup yaş arttıkça gebelik oranı ciddi oranda azalma göstermektedir. Genç yaşlarda (20–33 yaş) embriyo başına gebelik ihtimali yaklaşık 1/3 iken daha ilerleyen yaşlarda bu oran 1/10’a düşmektedir. Bu düşüşün esas nedeni anormal embriyolardır. Genetik tanı ile bu embriyolar ayrılırsa gebelik ihtimali belirgin derecede artacaktır.
 
IN VITRO MATURASYON
 
“Yumurtaların laboratuvar ortamında olgunlaştırılması” demek olan “In vitro maturasyon” yönteminden bahseden Yaylagül, infertilite tedavisinde uygulanmaya başlanan ve olgunlaşmamış yumurtalara uygulanan bu işlem ile hiç ilaç kullanılmadan veya kısa süreli ilaç uygulaması sonrası toplanan olgunlaşmamış yumurtaların; laboratuvarda hazırlanan özel kültür ortamları içerisinde bir gün bekletilerek olgunlaşmasının sağlandığını kaydetti. 
Bu sürenin sonunda olgun haldeki yumurtalara işlem uygulandığını anlatan Yaylagül, sözlerini şöyle tamamladı:
 
“Bu yöntem genellikle tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlara karşı aşırı cevap veren bir durum olan polikistik over sendromu bulunan hastalarda kullanılmaktadır. Böylelikle hormon ilaçlarına bağlı oluşabilecek karında şişlik, kilo alma, meme dokusunda gerginlik, sinirlilik, bulantı, kusma gibi yan etkiler görülmemektedir. İlaç kullanımının olmamasından dolayı klasik tüp bebeğe oranla düşük maliyetlidir. Bu teknikler SANKO Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde başarı ile uygulanmakta olup infertil çiftlerin bebek sahibi olabilmeleri için yeni ufuklar açmaktadır.”
 
Şükrü YAYLAGÜL
SANKO Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi Embriyolog / Tüp Bebek Merkezi Laboratuvar Sorumlusu

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2022-07-04 10:19:46