Dünyada ve ülkemizde kanser, ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Dünya nüfusunun süregelen artışı ve yaşlanması nedeniyle, gelecekte kanser yükünde büyük artışlar öngörülmektedir. Kanser yükünün bu hızlı artışı, halk sağlığı ve sağlık sistemleri için bir kriz teşkil etmektedir.
SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Halk Sağlığı Hemşireliği AD Öğr. Gör. Emine Baş, maddi ve manevi yönleriyle mücadelesi zor bir hastalık olarak tanımladığı kanserle mücadelede en etkili yöntemlerin başında toplumda farkındalık sağlanması ve kanser taramalarının geldiğini söyledi.
Kanser nedeniyle ölümlerin ve kanser (tedavi) maliyetlerinin artmasıyla birlikte kanser erken teşhis ve tarama faaliyetlerinin uygulanmasının zorunlu hale geldiğine vurgu yapan Öğr. Gör. Baş, şunları kaydetti:
“Ülkemizde kanser vakaları ve kanser ölümlerini azaltmak amacıyla ilk olarak Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı tarafından Ulusal Kanser Kontrol Programı hayata geçirilmiştir. Bu program kapsamında Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuştur. KETEM’lerde serviks, meme ve kolorektal kansere ilişkin tarama programları yürütülmektedir. Ülkemizde 202 KETEM bulunmaktadır.”
Meme Kanseri taraması:
Meme kanserinin kadınlarda en sık rastlanan ve en sık ölüme yol açan kanser türü olduğunu anımsatan Öğr. Gör. Baş, sıklığının giderek artması ve erken evrelerde tedavi edilebilir olmasının meme kanserinin önemini artırdığını bildirdi.
Hastalıkta erken teşhisin hayatta kalma şansını artırmakla birlikte tedavi maliyetlerini de azalttığını dile getiren Öğr. Gör. Baş, “Meme kanseri erken lokalize dönemde tarama yöntemleri ile tanılanmakta ve bu dönemde tanı konan hastaların 5 yıllık yaşam beklentileri yüzde 97.9 olmaktadır. Bu durum da tarama yöntemlerinin önemini göstermektedir” dedi.
Tarama kapsamında;
Öğr. Gör. Baş, tarama kapsamının içeriği hakkında şunları söyledi:
* Ayda bir kendi kendine meme muayenesi (KKMM) yapması için danışmanlık verilmesi,
* Klinik meme muayenesi,
* 40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi yer almaktadır.
Serviks (Rahim Ağzı)
Kanseri taraması:
Serviks kanserinin kadınlarda dünyada en sık görülen dördüncü kanser türü iken tüm popülasyonda yedinci sırada yer aldığını vurgulayan Öğr. Gör. Baş, şöyle devam etti:
“Serviks kanseri, Türkiye’de tüm yaş grubu kadınlarda dokuzuncu sırada yer alırken 25-49 yaş grubu kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türüdür. Serviks kanserinde prognozu (bir hastalığın seyri hakkında tahmini ve iyileşme şansı olup olmadığı) belirleyen en önemli faktör erken tanıdır. Serviks kanserinin erken dönemde tanılandığında tedavisinin olması ve sağ kalım oranının çok yüksek olması tarama yöntemlerinin önemini göstermektedir. Ülkemiz olanakları dikkate alındığında ideal yöntem Pap-smear testi ve HPV testidir.
HPV Testi
Serviks kanseri ile HPV DNA’nın ilişkisi kanıtlanmış ve serviks kanserli hastalarda HPV DNA varlığının yüzde 99.9 olduğu saptanmıştır. HPV sonucunun negatif olması durumunda beş yıl içerisinde serviks kanseri olma olasılığı çok düşüktür.
Pap-smear Testi
Pap smear testi, bir fırça yardımı ile rahim ağzından servikal hücrelerin toplanıp incelendiği bir sitolojik tarama testidir. Bu test ile henüz semptomatik hale gelmemiş servikal lezyonlar saptanır.
Tarama kapsamında;
* 30-65 yaş aralığındaki kadınlara 5 yıl aralıklarla HPV-DNA ve Pap smear testi yapılmaktadır.
* 65 yaşındaki kadınlarda son iki HPV veya Pap-smear testi negatif olarak sonuçlandığında tarama kesilmelidir.”
Kolorektal Kanser taraması:
Kolorektal kanserin ülkemizde en sık rastlanan ilk 10 kanser içerisinde yer alıp ciddi morbidite ve mortaliteye yol açtığını vurgulayan Öğr. Gör. Baş, “Kalın bağırsağın (kolon ve rektumun) polip ve kanserleri genellikle iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Kanserleşmemiş (premalign) adenomatöz polipleri kanser gelişmeden önlemek ve erken dönem lokalize kanserleri erken evrede yakalayabilmek tarama programları ile mümkündür. Bu nedenle, kolorektal kanser erken teşhise uygun ve erken dönemde teşhis konulabildiği zaman tedavi edilebilir bir hastalıktır” diye konuştu.
Tarama kapsamında;
Öğr. Gör. Baş, tarama kapsamında şu uyarılarda bulundu:
* 50-70 yaş aralığındaki kadın ve erkeklerde 2 yılda bir gaitada gizli kan testi,
* 50-70 yaş arasında 10 yılda bir kolonoskopi yapılmalıdır.
* 70 yaşındaki kadın ve erkeklerde son iki gaitada gizli kan testi negatif olduğu zaman tarama kesilmelidir.
Öğr. Gör. Baş, ulusal toplum tabanlı kanser taramalarının Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) tarafından yürütüldüğünü bildirdi.