Yaz aylarında artan hava sıcaklığı ile birlikte cilt hastalıklarında da artış görülüyor. Güneşin cildimize olumsuz etkileri; güneş yanıkları, isilik, mantar gibi cilt hastalıklarını da beraberinde getiriyor.
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fatma Elif Yıldırım, vatandaşları yaz aylarında oluşabilecek cilt hastalıkları konusunda uyardı.
Yaz mevsiminin sağlık açısından birtakım riskleri de beraberinde getirdiğini bildiren Dr. Yıldırım, bu aylarda sık rastlanılan sağlık sorunlarından birisinin de cilt hastalıkları olduğunu söyledi.
Güneşin cildimize olumsuz etkileri olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yıldırım, “Yaz aylarında ülkemize gelen güneş ışıklarının artması, hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi bu durumun temel nedenleridir. Yaz aylarında, özellikle tatil döneminde dikkat etmediğimiz pek çok ayrıntı cilt sağlığımızı bozabilmektedir” şeklinde konuştu.
Güneş yanıklarına anında müdahale edilmeli!
Güneş ışığına bağlı olarak vücutta ortaya çıkan sağlık sorunlardan ilkinin güneş yanıkları olduğunu anlatan Doç. Dr. Yıldırım, bu yanıklara hemen müdahale edilmesi gerektiğini belirtti.
Güneşin bazı yan etkilerinin anında ortaya çıktığına vurgu yapan Doç. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Özellikle beyaz tenli kişilerde dikkatsiz güneşlenmeler sonucu güneş yanıklarına sık rastlanır. Güneş yanıkları; ışınların dik geldiği anlarda çok kısa sürede 2-4 saat içinde ortaya çıkabilir. 12 saatte en üst şiddete ulaşan yanıkları, 72 saatte giderek etkisini kaybeder. Güneş yanığında, önce deri bütün olarak kızarır, sonra içi sıvı dolu sivilce gibi küçük kabarıklıklar meydana gelir. Bu sırada deri sıcak ve hassas olur. Yanık ilerledikçe derinin daha alt tabakalarda bulunan sinirlerin uçları da etkilenir ve şiddetli ağrılar oluşur” dedi.
Uzun süre güneşte kalınmamalı!
“Güneş uzun vadede ciltte kırışmalar, renk değişiklikleri, deri kanseri öncüsü bazı değişiklikler ve çeşitli deri kanserlerine neden olabilmektedir” diyen Doç. Dr. Yıldırım, şöyle konuştu:
“Güneş ile yinelenen temaslara bağlı olarak yıllar içinde birikerek ortaya çıkan bu yan etkiler güneşin içerdiği bazı çok zararlı ışınların, sık yenilenen hücrelerin yapısında değişiklik meydana getirmesiyle oluşmaktadır. Güneşe sık maruz kalan yerlerde; çiller, farklı renkte lekeler, deride sertleşme ve kalınlaşma oluşabilmektedir. Güneşin uzun sürede ortaya çıkan bu etkisi erken deri yaşlanması olarak da adlandırılmaktadır.”
Kendi kanınızla güzelleşebilirsiniz!
Gençlik aşısı olarak da bilinen PRP (PlateletRichPlasma- Platelet Yönünden Zenginleştirilmiş Plazma) yönteminden de söz eden Doç. Dr. Yıldırım, bu yöntemle daha genç bir görünüm elde edilebileceğini anlattı.
PRP uygulamasının Avrupa’da yaygın olarak kullanıldığını belirten Doç. Dr. Yıldırım, yöntem hakkında şunları söyledi:
“Bir kişiden 8-10 cc gibi bir miktarda kanın alınarak özel bir tüpte santrifüj işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve PRP’nin (Platelet yönünden zenginleştirilmiş plazmanın) yine aynı kişiye enjeksiyon yolu ile geri verilmesini temel alan bir uygulamadır. Avrupa’da yaygın olarak kullanılan bu yöntem FDA onaylıdır. Bu uygulama sonucu hasarlı dokunun onarımı hızlı ve güçlü bir şekilde başlamaktadır. Yaz aylarında lekeler için peeling gibi cilt soyma işlemleri uygulanamaz iken PRP rahatlıkla uygulanabilmektedir.”
Yazın ‘’isilik’’ sıkça görülür
Yaz aylarında sık görülen bir diğer cilt sorununun da aşırı terlemeye bağlı gelişen ve halk arasında bilinen ismiyle ‘‘İsilik’’ olduğunu anımsatan Doç. Dr. Yıldırım, yazın artan ısının öncelikle metabolizmada hızlanmaya ve ter bezi aktivitesinde artmaya neden olduğunu kaydetti.
İsiliğin aşırı üretilen terin deriye atılamaması sonrasında geliştiğini ve küçük, kaşıntılı, bazen yanma duygusuna yol açan lezyonlarla ortaya çıktığını beliten Doç. Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sık banyo yapılmadığında, aşırı giyinme devam ettiğinde bu küçücük sivilceye benzeyen kızarıklıklar, daha büyük çıbana benzeyen sivilcelere dönüşebilir. Hava sıcaklıklarının artması ile birlikte aşırı terleme sonucunda kıvrım bölgelerinde (kasık, koltuk altı, parmak arası, kadınlarda meme altı ya da arası) yine pişik dediğimiz kaşıntılı kızarıklıklar görülebilir. Bu bölgelerin ıslak ya da nemli kalması, maya hücrelerini harekete geçirerek mantar hastalıklarının oluşmasına da neden olur.”
Havuzlar enfeksiyon riski taşıyor
Tatildeki deniz ve havuz alışkanlıklarının bazı cilt hastalıklarının oluşumunu kolaylaştırdığını söyleyen Doç. Dr. Yıldırım, dikkat edilmediği takdirde özellikle ayaklarda kötü kokular, pişiğe benzeyen görüntüler ve şiddetli kaşıntılar başlayabileceğine dikkat çekti.
Hijyenik olmayan havuzların bazı hastalıklara zemin hazırladığını vurgulaya Doç. Dr. Yıldırım, şu uyarılarda bulundu:
“Duş alınmadan girilen havuzlar, ya da çıktıktan sonra duş almamak enfeksiyon hastalıklarının bulaşmasını ve oluşmasını kolaylaştıran en önemli yoldur. Bu enfeksiyonlardan en sık rastlananı da molluskum, siğiller, mantar enfeksiyonlarıdır ki; bazen tedavileri uzun zaman alabilir veya tedaviye yanıt vermeyebilir. Havuz kenarlarında çıplak ayakla yürümek de bu hastalıkları bulaştırmamıza ya da kapmamıza neden olur.”
Yaz aylarında mutlaka terlik kullanma alışkanlığı edinilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Yıldırım dikkat edilmesi gereken diğer konuları şöyle açıkladı:
“Terlik deyince de bilinmesi gereken önemli hususlar vardır. Parmak arası ya da kapalı terlikler yazın pişiklerin ya da nasırları temel nedeni olabilir. Çünkü sürtünme travması deri sağlığı için istenilen bir pozisyon değildir. Yumuşak hava alan, deriye sürtme ya da terletme duygusu vermeyen terlikler kullanmak daha doğrudur.
Otellerde kullanılan ortak alanlar ne kadar hijyenik görülürse görülsün, bu mekanlarda kullanılacak ya da temas edilecek yerlere şahsi eşyalarımızla gidersek yine bulaşıcı hastalıklardan korunmak için önemli bir adım atmış oluruz. Mesela sauna, hamam, buhar odaları gibi yerlere terlikle girmek, oralarda oturacağımız yerlerde havlu kullanmak riskleri minimuma indirecektir.”