• NÖROLOJİ /

Alzheimer hastalığı

Nüfusun yaşlanmasına paralel olarak giderek artmaktadır. Ancak hastalığı çok yaşlıların hastalığı olarak düşünmemek gerekir. Çünkü ellili yaşlarda da görülebilir.

Hastalığı iki gruba ayırabiliriz.

  1. Ailevi Alzheimer Hastalığı: Oldukça seyrektir. Kalıtım kanıtlanmıştır. Ellili yaşlardaki genç hastalar bu gruptadır.
  2. Kalıtsal Olmayan AH: Tüm olguların yüzde 95’i bu tiptir. Yaşlılardaki hastalığın tipik biçimidir.

Hastalığa neden olabilecek bir dizi etken tartışılmaktaysa da hastalığın nedeni henüz bilinmemektedir. Ailenizde Alzheimer hastası varsa bu sizinde ileride hasta olacağınız ya da hastalığı çocuklarınıza aktaracağınız anlamına gelmez.

TANI:

Bu hastalığın belirtileri her zaman aynı değildir. Kişilik, fiziksel koşullar ve kişisel yaşam tarzının belirtiler üzerine etkisi olabilir. Bir uzman (nörolog, nöropsikolog, psikiyatr, geriatri, geropsikiyatr) bazı özel testleri de kullanarak bir klinik görüşme ile hastalığın tanısını koyabilir.

İlk belirtiler şunlar olabilir:

  1. Yakın geçmişteki olayların ve insan isimlerinin unutulması.
  2. Tarihleri unutma, evin yolunu bulma yada yabancı yerlerde dolaşma güçlüğü.
  3. Karar vermede güçlük;
  4. Çalıştığı işe ve hobilerine olan ilgisinin azalması.

Bu belirtileri gördüğünüz eşiniz, anneniz, babanız ya da arkadaşınızda doktora başvurmanız gerekir.

Alzheimer hastalığının kesin tanısı ancak beyin biyopsisi kanıtlarıyla konulabilir. Yine de, yukarıda söz edilen testler aracılığıyla tanının doğruluk olasılığı oldukça yüksek düzeyde tutulabilir. Tanı koyarken aynı belirtileri verme olasılığı olan hastalıkları ekarte etmek üzere BBT, MR, tiroid testleri ve B12 düzeyi yapılmalıdır.

Bellek ve yönelim aşağıdaki zihin testi ile basit bir biçimde sınanabilir:

  1. Yaşını sorarız.
  2. Saatine bakmadan saatin kaç olduğunu söylemesini isteriz.
  3. Rastgele bir adres söyleyip, hatırlamasını isteriz. (Testin sonunda adresi tekrarlaması söylenir)
  4. İçinde bulunulan yılı,
  5. İçinde bulunulan adresi (Hastane adı, ev adresi, vb.)
  6. O sırada çevresinde bulunan ve önceden tanıdığı iki kişinin adı, (Yakınları, doktoru, vb.)
  7. Doğum yılını,
  8. Cumhuriyetin kuruluş yılını,
  9. Cumhurbaşkanının adını sorarız.
  10. 20'den geriye 1‘er saymasını isteyebiliriz.

ALZHEİMER HASTALIĞININ EVRELERİ:

Evre Bir

Hafif ve genellikle ihmal edilen belirtiler:

  1. A) Bellek kaybı (genellikle yakın geçmişteki olaylara ilişkin) ;
  2. B) Günün tarihini hatırlama güçlüğü (zaman dezoryantasyonu)
  3. C) Bilinen mekanları tanıma güçlüğü, örneğin evdedir fakat nerede olduğunu karıştırabilir (mekan dezoryantasyonu).
  4. D) Karar verme güçlüğü (inisiyatif kaybı).
  5. E) Kelime bulma güçlüğü.

Evre İki:

A.Belirgin bellek problemleri (Örneğin; aile üyelerinin isimlerini unutur)

B.Kendine yeterliğin azalması (Örneğin; yıkanma, giyinme gibi işlevlerde yardım
gerekir)

  1. Çevrede kaybolma;
  2. Konuşma bozukluğunda artma;

E.İşitsel ve görsel halüsilasyonlar

Evre Üç:

  1. Yardım edildiği halde beslenmede güçlük;
  2. Arkadaşları ve aile üyelerini tanımada güçlük;
  3. Yürüme güçlükleri (hasta yatağa bağımlı durumda mı?)
  4. İdrar ve/veya büyük abdest kaçırma;
  5. Belirgin düzeyde davranış bozuklukları

Evreler arasında uzun yıllar geçebilir. Bazıları evreye özgüyken, bir kısmı hiç çıkmayabilir.

Tedavi:

Bugün için tam düzelme sağlayacak bir tedavi yoktur. Yinede belirtileri azaltıp, hastaların yaşam kalitelerini yükseltecek bir dizi ilaç vardır.

  1. Asetilkolin esteraz inhibitörleri: AH’da sinir hücresi kaybı dolayısıyla azalan asetilkolin miktarının yeniden dengelenmesini hedefleyen ilaçlardır. Bu ilaçların hastalık belirtilerini hafifleterek bellek işlevlerinin olabildiğince uzun süre korunmasına yardımcı olduğu ve böylece hastanın kendine bakabilmesini sağladığı düşünülmektedir.
  2. Memantin: Kolinesteraz inhibitörü olmayan ve glutamat adı verilen kimyasal habercinin aktivitesini düzenleyen bir ilaçtır. Memantin’in etkisi hücre hasarını önlemeye yönelik olduğu için daha çok orta ve ileri evre AH’da kullanımı önerilmektedir.

Gündelik Yaşamda Alzheimer Hastalığı:

Alzheimer hastası, fiziksel ve zihinsel yeteneklerini koruyabildiği sürece, yaşam kalitesini de koruyacaktır.

İş görmesine yardım edin, onun yerine siz yapmayın. Böylelikle, kendine yeterliliğini bir ölçüde koruyabilecektir. Çocuk gibi davranan bir yetişkin o, fakat bir çocuk değil. Ancak hastanızı, yapamayacağı işleri yapmaya zorlamayın. 

Eğer kendine bakımındaki azalmayı izlemek istiyorsanız, Günlük Yaşam Aktiviteleri (GYA ) ölçeğini kullanabilirsiniz.

Bir de, günlük yaşamda telefon gibi sıradan aygıtların kullanımını ya da sıradan faaliyetleri değerlendiren 8 puanlık Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri (EGYA) bulunmaktadır.

Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri (EGYA) :                                   

  1. Telefon
  2. Alışveriş
  3. Yemek hazırlama
  4. Ev işleri
  5. Çamaşır
  6. Ulaşım
  7. İlaçlarına karşı sorumluluğu
  8. Para işleri

8 PUAN = KENDİNE BAKIMDA TAM YETERLİLİK

  1. Davranış Değişikliğiyle Nasıl Başa Çıkılmalı? :

Garip ya da alışılmadık davranış biçimi, Alzheimer Hastalığının (AH) başlangıç belirtilerinden biri olabilir. Hiç neden yokken, size, hayatının büyük bölümünü ona adamış olan kişiye saldırganca davranabilir. Alınmayın. Aslında öfkesi size yönelik değil, yalnızca, kendisini tüketen kafa karışıklığı ve sıkıntı hislerine tepki vermenin yegane yoludur.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. Dayanıklılığınızı yitirmeyin. Korkmuş görünmeyin.
  2. Dikkatini başka şeylere, örneğin televizyona, ellerini kullanabileceği bir işe çekin.
  3. Azarlamayın. Yaptıklarını kısa zamanda unutacak ve davranışlarının ne denli uygunsuz olduğunu hatırlamayacaktır.
  4. "Saldırılar" sıklaşmaya başladıysa doktorunuzla görüşün. Bu durumuna ve dolaylı olarak da size yardımı olacak ilaçlar mevcuttur.
  5. Kontrolünüzü yitirirseniz, kendinizi suçlu hissetmeyin. Böyle patlamalar geriliminizin doğal bir dışavurum biçimidir. Ancak sık sık olmaya başladılarsa, bu durum, sizin de yardıma ihtiyaç duyabileceğinizi gösterir. Bu amaca yönelik olarak başvurabileceğiniz kuruluşlar mevcuttur.
  6. Son zamanlarda, her zamanki davranış ya da yaşam biçiminde neyin değiştiğini bulmaya çalışın. Bu, rahatsızlığının gerçek nedenini ortaya çıkarabilir. Bazen basit bir baş ağrısı bile onu huzursuz, huysuz yapmaya yetecektir.
  1. İletişim Sorunları Olduğunda:

Hastalık ilerledikçe insanlarla iletişim yeteneği azalacaktır. Bir gün söylediklerinizi anlayamadığını fark edeceksiniz. O an geldiğinde, sözcükler iletişimin temel biçimi olma özelliklerini yitirecekler. El ve yüz hareketlerinizi, aranızda ilişki kurabilecek ve birbirinizi anlamanıza yardım edecek her şeyi kullanmanız gerekecek. Dokunarak, okşayarak ve ona gülümseyerek ilişki kurmaya gayret edin. Artık sözsüz iletişimin zamanı gelmiş demektir.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. Onunla konuşurken ya da onu dinlerken daima gözlerinin içine bakın.
  2. Sözcükleri düzgün telaffuz edecek şekilde yavaş yavaş konuşun. Basit sözcükler kullanın ve ses tonunuz sevecen ve güven verici olsun bağırmayın
  3. Tekrarlamaktan yorulmayın. İfade etmek istediğiniz kavramı en basit şekilde aktarmaya çalışın.
  4. Unutmayın ki, hastalık bazı kavrama sorunlarına yol açmış olsa da, o bir çocuk değil; saygılı davranın ve sanki orda yokmuşçasına başkalarıyla konuşmayın.
  5. Gülümseyiş, dostça mimik ve jestlerinizi esirgemeyin.
  1. Uyuyamadığında:

Muhtemelen, "uyku düzeninin tersine çevrilmesi" denilen (yani, gecenin büyük bölümünde uyanıkken, gündüzleri uyuklamak) belirtileri gösterecek, ya da yemek yemek için sık sık uyanacaktır. Bu durumda, günün katmerlenerek artan işlerini göğüslemek için gereksinim duyduğunuz uykunuzdan geri kalabileceğiniz için yükünüz önemli ölçüde artacak.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. Gününü aktif geçirmesi için gayretlendirin. Ne yaptığının çok fazla önemi yok! (yürümek, ortalığı toplamak gibi)
  2. Öğleden sonra şekerleme yapmasına izin vermeyin.
  3. Gecelik bir düzen oluşturacak şekilde, hep aynı saatte yatağa girmesini sağlayın, böylelikle bir "uyku vakti" anlayışı oluşsun.
  4. Yatmadan hemen önce, aşırı uyarılmaya neden olabilecek yüksek düzeyde şeker içeren besinler vermeyin.
  5. Yatmaya yakın aşırı sıvı ve diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar vermeyin.
  6. Tıbbi tedavi olasılığı için doktorunuza danışın.
  1. Yemek Yemediğinde:

Hastalığın ileri evrelerinde beslenme ile ilgili sorunlar sıklaşmaya başlar. Gerçekten de, davranışsal bozukluklar, sıklıkla sıvıları yutma güçlüğü,  belli bir hareketi koordine etme güçlüğü ya da basitçe iştahsızlık gibi fiziksel sorunlarla ilgilidir.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. Yemeğinizi aynı saat ve aynı odada yemeye özen gösterin; böylelikle bir tür beslenme düzeni oluşacaktır.
  2. Yutma güçlüğü varsa, lokmalarını küçük parçalara ayırın.
  3. Eğer sıvıları yutmakta güçlük çekiyorsa, püre, muhallebi gibi yarı sıvı besinler verin.
  4. Çatal, bıçak kullanamıyorsa elleriyle yemesine izin verin. Yemek yerken, sıkıntı duyabileceği şekilde üzerini kirletebilir. Bunu engellemek için büyük peçeteler kullanın.
  1. Amaçsız Dolanıyorsa:

Günün birinde evinin yolunu ya da ev içinde yolunu bulamayabilir. Bu noktada bir şeylerin geri dönüşsüz biçimde değişmiş olduğunu anlamalısınız.

Yönelim bozukluğu (dezoryantasyon), ortada dolanmak ya da bitmez tükenmez biçimde bir şeyler aranmakla ilişkilidir. Bu davranışın kesin açıklaması yoksa da, hissetmekte olduğu kafa karışıklığı ve dehşetin açık ifadesidir.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. Dolanmasının nedeninin, can sıkıntısı olup olmadığını anlamaya çalışın. Eğer öyleyse, zamanını değerlendirmesine gayret edin.
  2. Ceplerinde daima adres ve telefonunu gösteren kimliklerinin bulunmasına özen gösterin. Bu, adres ve telefonun yazdığı bir künye ya da bilezik de olabilir.
  3. Evi yalnız başına terk etmemesine gayret edin. Kapı kilitlerinizi, açıp kaçamayacağı bir şekle getirebilirsiniz.
  4. Komşularınızı haberdar edin; ancak onu tehlikeli bir deli gibi değil, sadece yönelimi bozuk bir kişi gibi görmeliler.
  5. Yeni bir mekanda (taşınma, ziyaret ya da tatil amacıyla gidilmişse) dolanma eğiliminin artacağını bilin.
  6. Kaybolduğunda azarlamayın. Korkutabilir ve daha üzgün hissetmesine neden olabilirsiniz.
  7. İlaçlar ancak gereğinde ve tıbbi gözetim altında kullanılmalıdır. Müsekkinlerin onu sakinleştirmekle birlikte, davranış bozukluğunu artırıp kendine bakım yeteneğini daha da bozabileceğini unutmayın.
  1. Bir Şeyler Arandığında:

Zihninde bugün ve geçmiş karıştıkça, birilerini ya da bir şeyleri giderek daha fazla aranır olduğunu fark edeceksiniz. Bir şeyi saklayıp daha sonra bulamadığını, hatta sizi onu çalmakla suçladığını göreceksiniz. Cüzdanını kaybedebilecek, unutmayın ki bellek ve diğer yeteneklerinin kaybı, onu son derece güvensiz ve kararsız yapacaktır.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. Sakladığı yerleri bulup, onları doğru yerde aramasına yardım edin.
  2. Suçlamalarına saldırgan tepki vermeyin, tersine ona yardımcı olmak istediğinizi söyleyin.
  3. Suçlamayın. Hatta aradığı şeyi sizin yanlış bir yere koyduğunuzu bile kabullenebilirsiniz.
  4. Çok sevdiği eşyaların, resimlerin yerlerini değiştirmeyin. Bunlar sizin için sadece değersiz nesneler iken, onun için artık belleğinde korumayı başaramadıklarını hatırlamak için referans noktaları olabilir.
  1. Kuşkular Ve Hayaller:

Hastalık ilerledikçe, kafa karışıklığı artacak, sizi gerçek olmayan şeylerle suçlayabilecek ya da algısal sorunları olabilecek. Örneğin sizi, eşyasını çalmakla, onu zehirlemeye çalışmakla ya da ona bilerek yardım etmemekle suçlayabilir. Psikiyatrik olarak bu duruma HEZEYAN adı verilir. Başkalarının işitmediği sesleri işitip, olmayan kişileri görüyor olabilir. Bu bozukluğa HALÜSİLASYON adı verilir. Sizin kırgınlığınız, onun güvensizlik ve korkusu, her ikisi de, şiddet gösterilerine neden olabilir.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. İfadelerinin gerçekliğini sorgulamayın.
  2. Sesinizi yükseltmeyin, sadece güven vermeye çalışın.
  3. Dikkatini başka şeye çekmeye çalışın.
  4. Dayanıklılığınızı kaybetmeyin. Yersiz suçlamalar dolayısıyla alınmayın. Çok sabırlı olmalısınız.
  1. Çevreyle Nasıl Başa Çıkmalı? :

Alzheimer Hastalığının zihin karışıklığı ve bellek kaybı gibi bazı belirtileri, hastanın kendisi ve çevresine zarar vermesini engellemek üzere çevresinin zorunlu olarak değiştirilmesini gerektirebilir.

Ne Yapabilirsiniz? :

  1. Çevrede çok fazla değişiklik yapmayın. Yalnızca, aile içindeki güvenlik ve konfor için gerekli değişikliklere özen gösterin.
  2. Değişiklikleri yavaş yavaş yapın. Hastalığın ilerleyişini farklı evreler boyunca izlemeye gayret edin, gereken değişiklikleri yavaş yavaş yapın. Yaptığınız değişiklikler aileniz için de yaşamı kolaylaştırıcı nitelikte olmalı. Alzheimerlı hasta, karşılaştığı nesneleri eline aldıktan sonra çoğu kez rasgele bir yere bırakır. Bu nedenle, anahtarlarınızı ve kolayca ortadan kaldırılabilecek eşyanızı onun erişemeyeceği bir yere kaldırın.

EV İÇİNDEKİ GÜVENLİK:

  1. Mutfak: Mutfak, evin en tehlikeli bölümlerinden biri olabilir. Aşağıda sıralananlar tatsız kaza riskini azaltabilir. Mutfak aletlerinizin güvenli bir biçimde kullanılabildiğinden emin olun. Güvenilir değilse, aşağıdaki değişiklikleri yapın.

Gazlı ocağı, elektrikli bir ocakla değiştirin ya da gaz kaçaklarını tespit edecek bir güvenlik düzeneği kurun. Gece yatmadan önce gaz vanasını kapatın. Kibrit yerine elektrikli çakmak kullanın. Mutfak robotu, kahve makinası gibi çok parçalı aygıtları yatmadan önce sökün. Suyunuzun ısısı ayarlanabiliyorsa, en fazla 37 C de tutun. AH, ağrı hissini belli ölçüde değiştirebileceğinden, hasta kaynayan suyun kendisini yaktığını anlamayabilir.

  1. Banyo: Banyoda beklenmedik tehlikeler bulunabilir. Şu sıralananları gözden geçirmeniz yararlı olacaktır. Kapının anahtarını kaldırın. Kapıyı kilitleyip, sonra da açamayabilir. Kilim ya da benzeri örtüleri yerden kaldırın. Düşmesine neden olabilir. Deterjanları güvenli bir yerde tutun. İçilecek bir şey sanabilir. Banyo küveti ya da duş kabinin içine kaymaz lastik minderlerden koyun. Tabureli bir duş kabini, küvetten genellikle daha güvenlidir
  1. Merdivenler: Evinizde merdiven basamakları varsa ve bunların sorun yaratabileceğini düşünüyorsanız:

- Basamakları kaymaz bir malzemeyle kaplayın.

- İki taraflı trabzanlar olmalı.

- İlk ve son basamakları farklı renklerde boyayın

  1. Aynalar: Aynalarınızın üzerlerini kapayın. Kendini görüp tanıyamadığında kafası karışabilir, ürkebilir, hatta rahatsız olabilir.
  1. Televizyon: TV izlemek rahatlatıcı bir vakit geçirme aracı olabilir. Ancak bazen onu bir filmin ya da söyleşi programının oyuncularıyla konuşurken bulabilirsiniz. Hastalığın ileri aşamalarında, gerçek yaşam ile hayali olanı birbirinden ayırmakta güçlük çekecektir. İzleyeceği programlara dikkat edin. Şiddet sahneleri çok ürkütücü olabilir.
  1. Döşeme: Hastalık ilerledikçe, koordinasyon da giderek bozulur ve düşme riski artar. Kilimleri kaldırın. Döşemeyi cilalamayın. Yerdeki süslemeleri ve takılabileceği kablo, tel benzeri nesneleri kaldırın.
  1. Işıklar: AH, çevreyi algılamayı güçleştiren algısal bozukluklara neden olur. Gölgeli alanlar, döşemedeki "delikler" ya da yabancıların saklandığı yerler olarak algılanabilir.
    Evinizi, özellikle yatak odası ile tuvalet arası ve varsa merdiven basamakları olmak üzere yeterli biçimde aydınlatın. Aşırı parlak ışık, gözünü alabileceğinden, bundan kaçının.
  1. Giriş Kapısı: Kapınıza ek bir kilit koyun ve daima kilitli tutun. Herhangi bir "kaçma" girişimini engellemek için, kapıyı duvarla aynı renge ya da desene boyayabilirsiniz. Doğal olarak, sokak giysilerini kapının arkasına ya da hemen yanına asarak, "kaçış" yolunun reklamını yapmamalısınız.
  1. Dışarda: Ev dışındaki tehlikelerin hepsini birden öngörebilmek, elbette olanaksızdır. Ancak, şunlar dikkat edilmesi gereken bazı hususlar olabilir.
  1. Bahçede: Kendi alanınızı terketmesini engellemek için bahçenizin çiti ve kapısı olmalı. Mangal, bahçe aletleri gibi tehlikeli olabilecek nesneleri ortada bırakmayın.
  1. Sokakta: Daima birlikte çıkın. İyi bildiği yollardan gitmeye özen gösterin. Trafiğin yoğun olduğu ve kalabalık yerlerden kaçının. Kimliğini, adres ve telefonunu belirten belgelerini yanına aldığından emin olun. Böylelikle, kaybolsa bile biri onu geri getirecektir.

Zorlu Seçimlerle Nasıl Başa Çıkmalı? :

Bellek, dil ve günlük yaşama uyum yeteneklerindeki bozulma, kendine yeterliliğini tehdit eder duruma geldiği zaman, anne yada babanız, akrabanız yada yakın arkadaşınızın evde yalnız başına kalmasından endişe eder olacaksınız. Artık yalnız başına yaşamanın mümkün olamayacağı noktanın gelip gelmediğini bir kaç soruyla anlayabilirsiniz; 

- İlaçlarını düzenli kullanıyor mu?

- Kaybolma ve kaza tehlikesine karşın dışarıda dolanıyor mu?

- Ocağı açık ya da üstünde yemek varken unutuyor mu?

Bu sorunu bir kaç şekilde çözebilirsiniz:

- (Sizin evinize !) taşınmaya zorlamak

- Bir bakıcı tutmak 

- Evde bakım hizmeti sağlamak

Para Konusunda Ne Zaman Yardım Edilmeli?

  1. Kısa süre içinde parasal işlerini halledemez olduğunda.
  2. Alışverişe giderken yanına az miktarda para verin.
  3. Sıkça gittiği dükkan sahiplerini, para kullanma konusundaki sorunları yönünde uyarın.
  4. Alışverişe birlikte gitmeye gayret edin ve para ödemesine yardımcı olun; ancak bu sırada küçük düşürmemeye özen gösterin.
  5. Bankada hesabı varsa avukatınız ile görüşün ve tavsiyelerini dinleyin.

Tedavi Ne Zaman Kesilmeli? :  

Hastalığın ileri aşamalarında tükenmiş olacaksınız ve herhangi bir tedavi seçeneğini uygulamak son derece güç gelecektir. Ancak her ne pahasına olursa olsun, tedavi kesilmemelidir. Bu konudaki ahlaki ve bilimsel görüş açıları farklı olabilir. Bu yüzden, besleyemediğinizde suçluluk duymayın, sadece su içirerek ya da dudaklarını ıslatarak ıstırabını azaltmayı ihmal etmeyin. Böyle durumlarda, doktorunuzun aile bireylerinin, arkadaşlarınızın önerilerini dinleyin. YALNIZ KALMAYIN !!! Böyle güç bir zamanda, sizi nasıl destekleyeceklerini bileceklerdir

Hukuki Sorunlar:

Bu, onun yavaş yavaş yitip gitmesine neden olan bir hastalık. Her gün biraz daha gerçeklikten uzaklaştırır. Vesayet ve mirasla ilgili hukuksal sorunlar hakkında ayrıntılı bilgi almak için bir avukata başvurmanız gerekebilir.

Tıbbi Durumlarla Nasıl Başa Çıkmalı?  

1.Bol lifli diyet uygulayın (sebze),

2.Gün boyunca yeterince sıvı almasını sağlayın.

Kabızlığı engellemek için, şunları unutmayın: En azından yürümek gibi fiziksel egzersiz için teşvik edin.

Ağrı:

Ağrı gözden kaçırılamayacak bir belirtidir, ama öyle olabilir ki, ağrı duysa bile ondan yakınamıyordur. Eğer böyleyse, ne zaman ve ne derece acı çektiğini kestiremeyeceksiniz. Hastalık, yalnızca ağrı algısını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda ağrı uyaranına verilen tepkiyi de değiştirir. Bu nedenle, küçük bir ağrı bile bazen aşırı bir tepki uyandırabilir.

Yatak Yaraları Ya Da Basınç Yaraları:

Hastalığın ileri evrelerindeki en güç sorunlardan biri de yatak yaraları ya da basınç yaralarıdır. Bunlar, deride oluşan yırtılmalardır ve bedenin kan dolaşımının kısıtlandığı bölgelerinde görülür. Uzun süre yatakta kalmaya ya da oturduğu pozisyonu korumaya zorlandığı durumlarda, yatak ya da sandalye yüzeyi ile temas halindeki beden bölgelerinde ortaya çıkarlar. Bu tür yaralardan korunma, risk altındaki beden bölgelerinin kan dolaşımını temin ederek yapılır. Daima aynı durumda kalmasını önleyecek biçimde pozisyonunu sık sık değiştirmesini sağlayın.

Eğer, derisinin belirgin biçimde inceldiğini fark ederseniz, doktorunuza başvurun. İlaç uygulamak gerekebilecektir. Doktorunuz incelmiş derinin gerçek yaraya dönüşmesinin nasıl engelleneceğinin yollarını size gösterecektir.

Ağız Ve Dişler:

Ağız sağlığı, özellikle de diş sağlığı herkes için çok önemlidir. Dişimizle ilgili bir sorunumuz başlar başlamaz doğru dürüst yiyemez oluruz. Gerektiğinde dişçiye başvurma olasılığı fazla yüksek olmadığı için, diş bakımına özen göstermelisiniz. Günlük diş fırçalama düzeniyle diş çürümelerinin önüne geçmeye çalışın. Eğer, dişçiye götürmeniz gerekiyorsa, sorunu önceden anlamaya çalışın. Derdini kendi başına anlatmakta güçlük çekebilir. Sakinleştirici olarak kullanılan ilaçların birçoğunun normal tükürük salgısını bozarak, ağız sağlığını da olumsuz yönde etkilediklerini unutmayın.

Görme Ve İşitme:

Kendi kendine yeterli olabilme düzeyini yüksek tutabilmek için görme ve işitme bozukluklarının önlenmesi çok önemlidir. Bir işitme aygıtına ya da gözlük camlarının değiştirilmesine ihtiyacı olup olmadığından emin olmalısınız. Bunu anlamak güç olabilir,  çünkü size görmesi ya da işitmesi ile ilgili bir sorunu olduğunu muhtemelen söylemeyecektir. Ancak, daha sık takılıp tökezlemeye başladıysa ya da artık televizyonu izlemez olduysa, gözlük camlarını değiştirmenin zamanı gelmiş olabilir. Seslenildiği zaman cevap vermiyorsa, işitmesi bozulmuş olabilir. 

Bakımevi / Hastane:

Belli bir noktada, kendi kendinize "onu artık bir bakımevine yatırmanın zamanı geldi" diyebilirsiniz.

BAKIMEVİ:

Bunu, tükendiğinizi hissettiğiniz anlarda söylemeniz kaçınılmaz. Ancak, bilmelisiniz ki, hastane tedavisini gerektiren acil bir sorun ortaya çıkmadığı takdirde, ona bakabileceğiniz en iyi yer evinizdir.

SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi:2023-07-18 11:00:43