Nüfusun yaşlanmasına paralel olarak giderek artmaktadır. Ancak hastalığı çok yaşlıların hastalığı olarak düşünmemek gerekir. Çünkü ellili yaşlarda da görülebilir.
Hastalığı iki gruba ayırabiliriz.
Hastalığa neden olabilecek bir dizi etken tartışılmaktaysa da hastalığın nedeni henüz bilinmemektedir. Ailenizde Alzheimer hastası varsa bu sizinde ileride hasta olacağınız ya da hastalığı çocuklarınıza aktaracağınız anlamına gelmez.
TANI:
Bu hastalığın belirtileri her zaman aynı değildir. Kişilik, fiziksel koşullar ve kişisel yaşam tarzının belirtiler üzerine etkisi olabilir. Bir uzman (nörolog, nöropsikolog, psikiyatr, geriatri, geropsikiyatr) bazı özel testleri de kullanarak bir klinik görüşme ile hastalığın tanısını koyabilir.
İlk belirtiler şunlar olabilir:
Bu belirtileri gördüğünüz eşiniz, anneniz, babanız ya da arkadaşınızda doktora başvurmanız gerekir.
Alzheimer hastalığının kesin tanısı ancak beyin biyopsisi kanıtlarıyla konulabilir. Yine de, yukarıda söz edilen testler aracılığıyla tanının doğruluk olasılığı oldukça yüksek düzeyde tutulabilir. Tanı koyarken aynı belirtileri verme olasılığı olan hastalıkları ekarte etmek üzere BBT, MR, tiroid testleri ve B12 düzeyi yapılmalıdır.
Bellek ve yönelim aşağıdaki zihin testi ile basit bir biçimde sınanabilir:
ALZHEİMER HASTALIĞININ EVRELERİ:
Evre Bir
Hafif ve genellikle ihmal edilen belirtiler:
Evre İki:
A.Belirgin bellek problemleri (Örneğin; aile üyelerinin isimlerini unutur)
B.Kendine yeterliğin azalması (Örneğin; yıkanma, giyinme gibi işlevlerde yardım
gerekir)
E.İşitsel ve görsel halüsilasyonlar
Evre Üç:
Evreler arasında uzun yıllar geçebilir. Bazıları evreye özgüyken, bir kısmı hiç çıkmayabilir.
Tedavi:
Bugün için tam düzelme sağlayacak bir tedavi yoktur. Yinede belirtileri azaltıp, hastaların yaşam kalitelerini yükseltecek bir dizi ilaç vardır.
Gündelik Yaşamda Alzheimer Hastalığı:
Alzheimer hastası, fiziksel ve zihinsel yeteneklerini koruyabildiği sürece, yaşam kalitesini de koruyacaktır.
İş görmesine yardım edin, onun yerine siz yapmayın. Böylelikle, kendine yeterliliğini bir ölçüde koruyabilecektir. Çocuk gibi davranan bir yetişkin o, fakat bir çocuk değil. Ancak hastanızı, yapamayacağı işleri yapmaya zorlamayın.
Eğer kendine bakımındaki azalmayı izlemek istiyorsanız, Günlük Yaşam Aktiviteleri (GYA ) ölçeğini kullanabilirsiniz.
Bir de, günlük yaşamda telefon gibi sıradan aygıtların kullanımını ya da sıradan faaliyetleri değerlendiren 8 puanlık Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri (EGYA) bulunmaktadır.
Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri (EGYA) :
8 PUAN = KENDİNE BAKIMDA TAM YETERLİLİK
Garip ya da alışılmadık davranış biçimi, Alzheimer Hastalığının (AH) başlangıç belirtilerinden biri olabilir. Hiç neden yokken, size, hayatının büyük bölümünü ona adamış olan kişiye saldırganca davranabilir. Alınmayın. Aslında öfkesi size yönelik değil, yalnızca, kendisini tüketen kafa karışıklığı ve sıkıntı hislerine tepki vermenin yegane yoludur.
Ne Yapabilirsiniz? :
Hastalık ilerledikçe insanlarla iletişim yeteneği azalacaktır. Bir gün söylediklerinizi anlayamadığını fark edeceksiniz. O an geldiğinde, sözcükler iletişimin temel biçimi olma özelliklerini yitirecekler. El ve yüz hareketlerinizi, aranızda ilişki kurabilecek ve birbirinizi anlamanıza yardım edecek her şeyi kullanmanız gerekecek. Dokunarak, okşayarak ve ona gülümseyerek ilişki kurmaya gayret edin. Artık sözsüz iletişimin zamanı gelmiş demektir.
Ne Yapabilirsiniz? :
Muhtemelen, "uyku düzeninin tersine çevrilmesi" denilen (yani, gecenin büyük bölümünde uyanıkken, gündüzleri uyuklamak) belirtileri gösterecek, ya da yemek yemek için sık sık uyanacaktır. Bu durumda, günün katmerlenerek artan işlerini göğüslemek için gereksinim duyduğunuz uykunuzdan geri kalabileceğiniz için yükünüz önemli ölçüde artacak.
Ne Yapabilirsiniz? :
Hastalığın ileri evrelerinde beslenme ile ilgili sorunlar sıklaşmaya başlar. Gerçekten de, davranışsal bozukluklar, sıklıkla sıvıları yutma güçlüğü, belli bir hareketi koordine etme güçlüğü ya da basitçe iştahsızlık gibi fiziksel sorunlarla ilgilidir.
Ne Yapabilirsiniz? :
Günün birinde evinin yolunu ya da ev içinde yolunu bulamayabilir. Bu noktada bir şeylerin geri dönüşsüz biçimde değişmiş olduğunu anlamalısınız.
Yönelim bozukluğu (dezoryantasyon), ortada dolanmak ya da bitmez tükenmez biçimde bir şeyler aranmakla ilişkilidir. Bu davranışın kesin açıklaması yoksa da, hissetmekte olduğu kafa karışıklığı ve dehşetin açık ifadesidir.
Ne Yapabilirsiniz? :
Zihninde bugün ve geçmiş karıştıkça, birilerini ya da bir şeyleri giderek daha fazla aranır olduğunu fark edeceksiniz. Bir şeyi saklayıp daha sonra bulamadığını, hatta sizi onu çalmakla suçladığını göreceksiniz. Cüzdanını kaybedebilecek, unutmayın ki bellek ve diğer yeteneklerinin kaybı, onu son derece güvensiz ve kararsız yapacaktır.
Ne Yapabilirsiniz? :
Hastalık ilerledikçe, kafa karışıklığı artacak, sizi gerçek olmayan şeylerle suçlayabilecek ya da algısal sorunları olabilecek. Örneğin sizi, eşyasını çalmakla, onu zehirlemeye çalışmakla ya da ona bilerek yardım etmemekle suçlayabilir. Psikiyatrik olarak bu duruma HEZEYAN adı verilir. Başkalarının işitmediği sesleri işitip, olmayan kişileri görüyor olabilir. Bu bozukluğa HALÜSİLASYON adı verilir. Sizin kırgınlığınız, onun güvensizlik ve korkusu, her ikisi de, şiddet gösterilerine neden olabilir.
Ne Yapabilirsiniz? :
Alzheimer Hastalığının zihin karışıklığı ve bellek kaybı gibi bazı belirtileri, hastanın kendisi ve çevresine zarar vermesini engellemek üzere çevresinin zorunlu olarak değiştirilmesini gerektirebilir.
Ne Yapabilirsiniz? :
EV İÇİNDEKİ GÜVENLİK:
Gazlı ocağı, elektrikli bir ocakla değiştirin ya da gaz kaçaklarını tespit edecek bir güvenlik düzeneği kurun. Gece yatmadan önce gaz vanasını kapatın. Kibrit yerine elektrikli çakmak kullanın. Mutfak robotu, kahve makinası gibi çok parçalı aygıtları yatmadan önce sökün. Suyunuzun ısısı ayarlanabiliyorsa, en fazla 37 C de tutun. AH, ağrı hissini belli ölçüde değiştirebileceğinden, hasta kaynayan suyun kendisini yaktığını anlamayabilir.
- Basamakları kaymaz bir malzemeyle kaplayın.
- İki taraflı trabzanlar olmalı.
- İlk ve son basamakları farklı renklerde boyayın
Zorlu Seçimlerle Nasıl Başa Çıkmalı? :
Bellek, dil ve günlük yaşama uyum yeteneklerindeki bozulma, kendine yeterliliğini tehdit eder duruma geldiği zaman, anne yada babanız, akrabanız yada yakın arkadaşınızın evde yalnız başına kalmasından endişe eder olacaksınız. Artık yalnız başına yaşamanın mümkün olamayacağı noktanın gelip gelmediğini bir kaç soruyla anlayabilirsiniz;
- İlaçlarını düzenli kullanıyor mu?
- Kaybolma ve kaza tehlikesine karşın dışarıda dolanıyor mu?
- Ocağı açık ya da üstünde yemek varken unutuyor mu?
Bu sorunu bir kaç şekilde çözebilirsiniz:
- (Sizin evinize !) taşınmaya zorlamak
- Bir bakıcı tutmak
- Evde bakım hizmeti sağlamak
Para Konusunda Ne Zaman Yardım Edilmeli?
Tedavi Ne Zaman Kesilmeli? :
Hastalığın ileri aşamalarında tükenmiş olacaksınız ve herhangi bir tedavi seçeneğini uygulamak son derece güç gelecektir. Ancak her ne pahasına olursa olsun, tedavi kesilmemelidir. Bu konudaki ahlaki ve bilimsel görüş açıları farklı olabilir. Bu yüzden, besleyemediğinizde suçluluk duymayın, sadece su içirerek ya da dudaklarını ıslatarak ıstırabını azaltmayı ihmal etmeyin. Böyle durumlarda, doktorunuzun aile bireylerinin, arkadaşlarınızın önerilerini dinleyin. YALNIZ KALMAYIN !!! Böyle güç bir zamanda, sizi nasıl destekleyeceklerini bileceklerdir
Hukuki Sorunlar:
Bu, onun yavaş yavaş yitip gitmesine neden olan bir hastalık. Her gün biraz daha gerçeklikten uzaklaştırır. Vesayet ve mirasla ilgili hukuksal sorunlar hakkında ayrıntılı bilgi almak için bir avukata başvurmanız gerekebilir.
Tıbbi Durumlarla Nasıl Başa Çıkmalı?
1.Bol lifli diyet uygulayın (sebze),
2.Gün boyunca yeterince sıvı almasını sağlayın.
Kabızlığı engellemek için, şunları unutmayın: En azından yürümek gibi fiziksel egzersiz için teşvik edin.
Ağrı:
Ağrı gözden kaçırılamayacak bir belirtidir, ama öyle olabilir ki, ağrı duysa bile ondan yakınamıyordur. Eğer böyleyse, ne zaman ve ne derece acı çektiğini kestiremeyeceksiniz. Hastalık, yalnızca ağrı algısını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda ağrı uyaranına verilen tepkiyi de değiştirir. Bu nedenle, küçük bir ağrı bile bazen aşırı bir tepki uyandırabilir.
Yatak Yaraları Ya Da Basınç Yaraları:
Hastalığın ileri evrelerindeki en güç sorunlardan biri de yatak yaraları ya da basınç yaralarıdır. Bunlar, deride oluşan yırtılmalardır ve bedenin kan dolaşımının kısıtlandığı bölgelerinde görülür. Uzun süre yatakta kalmaya ya da oturduğu pozisyonu korumaya zorlandığı durumlarda, yatak ya da sandalye yüzeyi ile temas halindeki beden bölgelerinde ortaya çıkarlar. Bu tür yaralardan korunma, risk altındaki beden bölgelerinin kan dolaşımını temin ederek yapılır. Daima aynı durumda kalmasını önleyecek biçimde pozisyonunu sık sık değiştirmesini sağlayın.
Eğer, derisinin belirgin biçimde inceldiğini fark ederseniz, doktorunuza başvurun. İlaç uygulamak gerekebilecektir. Doktorunuz incelmiş derinin gerçek yaraya dönüşmesinin nasıl engelleneceğinin yollarını size gösterecektir.
Ağız Ve Dişler:
Ağız sağlığı, özellikle de diş sağlığı herkes için çok önemlidir. Dişimizle ilgili bir sorunumuz başlar başlamaz doğru dürüst yiyemez oluruz. Gerektiğinde dişçiye başvurma olasılığı fazla yüksek olmadığı için, diş bakımına özen göstermelisiniz. Günlük diş fırçalama düzeniyle diş çürümelerinin önüne geçmeye çalışın. Eğer, dişçiye götürmeniz gerekiyorsa, sorunu önceden anlamaya çalışın. Derdini kendi başına anlatmakta güçlük çekebilir. Sakinleştirici olarak kullanılan ilaçların birçoğunun normal tükürük salgısını bozarak, ağız sağlığını da olumsuz yönde etkilediklerini unutmayın.
Görme Ve İşitme:
Kendi kendine yeterli olabilme düzeyini yüksek tutabilmek için görme ve işitme bozukluklarının önlenmesi çok önemlidir. Bir işitme aygıtına ya da gözlük camlarının değiştirilmesine ihtiyacı olup olmadığından emin olmalısınız. Bunu anlamak güç olabilir, çünkü size görmesi ya da işitmesi ile ilgili bir sorunu olduğunu muhtemelen söylemeyecektir. Ancak, daha sık takılıp tökezlemeye başladıysa ya da artık televizyonu izlemez olduysa, gözlük camlarını değiştirmenin zamanı gelmiş olabilir. Seslenildiği zaman cevap vermiyorsa, işitmesi bozulmuş olabilir.
Bakımevi / Hastane:
Belli bir noktada, kendi kendinize "onu artık bir bakımevine yatırmanın zamanı geldi" diyebilirsiniz.
BAKIMEVİ:
Bunu, tükendiğinizi hissettiğiniz anlarda söylemeniz kaçınılmaz. Ancak, bilmelisiniz ki, hastane tedavisini gerektiren acil bir sorun ortaya çıkmadığı takdirde, ona bakabileceğiniz en iyi yer evinizdir.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi:2023-07-18 11:00:43