Toplumda çok sık görülen ve denge kaybı, mide bulantısı, kusma gibi belirtilerle de görülebilen Vertigo, ciddiye alınmadığı takdirde iş ve sosyal yaşamı durma noktasına getirebiliyor.
Baş dönmesinin en büyük nedeni olan Vertigo’yu “Hastaların dönme hissi olarak algıladığı, bazen de doğrusal hareket veya kayma hissi olarak tahmin ettikleri bir hareket illüzyonu” olarak tanımlayabiliriz.
Günümüzün önemli bir sağlık sorunu olan baş dönmesi kulak, beyin ve bunların dışında gelişen diğer nedenler olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.
Denge siniri iltihabının kulak uğultusu, kulak dolgunluğu ve işitme kaybı olmadan meydana çıkan baş dönmesi nöbetiyle kendini göstermektedir. Nöbetlerin genellikle sağlıklı kişilerde, uykudan uyanma sırasında birdenbire başlamaktadır.
Belirtiler arasında bulantı ve kusma da görülebilmektedir.
Akut denge siniri iltihabı, aslında bir taraflı veya iki taraflı kulak fonksiyonların tümüyle ortadan kalkmasıdır. Denge testinde tepkisizlik durumu saptanır. Olayın denge siniri ve kısmen de denge çekirdeği ile ilgili olduğu kabul edilmektedir. Üç hafta içinde hastalığın belirtileri kompanze edilir. Ancak hastanın şikayetleri iki aydan, iki yıla kadar uzayabilir.
Kulaklarda dolgunluk ve basınç hissi, kulak uğultusu ve pes tonlarda, iç kulak tipi işitme kaybı ve buna krizler halinde gelen baş dönmesi nöbetleri de eklenirse, Meniere Hastalığı meydana çıkar.
Meniere hastalığında baş dönmesi nöbetler halindedir. Bu nöbetler en az 20 dakika ve sıklıkla 24 saat sürer. Hastalığın nedeni endolenfin içindeki sıvının basıncının artmasıdır. Eğer basınç artması, sadece içkulak kanalına ilişkin ise dalgalı işitme kaybı belirtileri ortaya çıkar. Denge sistemini de içine alıyorsa, o zaman Meniere hastalığı söz konusu olur.
Endolenfatik kanaldaki ödemin meydana gelişinde iki olasılığı vardır. Bu olasılıklar salgılamada artma ve emilmede azalmaktadır. .
Meniere hastalığı diyabet, hiperlipoproteinemi, fazla tuz alınması, allerji, fazla sigara içilmesi ve sifilistirine (frengi) yol açabilmektedir.
Endolenfatik kesesi körlenmesi olan kişilerde, yukarıda sayılan hastalılar, emilme ve salgılama arasındaki nazik dengeyi bozar ve sonuç olarak, kohlear hidrops (İçkulak kanalı içindeki sıvının basıncının artması) meydana gelir.
Meniere hastalığının belirtileri, kulaklarda dolgunluk ve basınç hissi, kulak uğultusu, pes seslere ilişkin işitme kaybı, krizler halinde gelen baş dönmesi nöbetleridir.
Meniereli hastalarda tedavinin ilaç ve cerrahi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Tedavi Yöntemleri şöyledir:
İlaç tedavisi nöbet sırasında ve nöbetler arasında olmak üzere iki ayrı bölümde incelenmektedir.
Hasta hastaneye yatırılır. Serum içinde antihistaminikler, B ve C vitaminleri, vazodilatatörler (damar genişletici) verilir. Genellikle üç gün içinde nöbetler geçer.
Cerrahi yöntemi ilaç tedavisiyle sonuç alınamayan vakalarda uygulanabilmektedir.
Belli pozisyonlarda baş dönmesinin ortaya çıkmasıdır ve baş dönmesinde en sık rastlanan sebeptir.
Uzun süren kulak iltihabının bir sonucu olarak, orta kulak ile iç kulak arasında bir yol oluşmasıdır. Bu da baş dönmesine sebep olabilir.
Kronik otit komplikasyonlarına bağlı olarak oluşabilen iç kulak iltihapları da baş dönmesinin nedenlerindendir.
Belirtiler Görülme Sıklığı
Vertigo 48
Görsel halüsilasyon 10
Düşme atakları 10
Viseral algılar 8
Görme alanı defektleri 6
Çift görme 5
Baş ağrısı 3
Bazı ilaçlar denge sistemini etkileyerek baş dönmesi yapabilmektedir.
Ayrıca, boyuna yapılan travmalardan sonra, yumuşak doku hasarına bağlı olarak, baş dönmesi ve dengesizlik ortaya çıkabilir. Hastalar bu durumu başta hafiflik, hissi yüzme hissi, sallanma hissi, kesin olmayan şekillerde tarif edebilirler.
Boyun yumuşak dokularından, yalnızca boyun çevresi kaslar ve eklem kapsüllerinin denge çekirdeklere sınırlı bir uyarım gönderdiği unutulmamalı ve hastada mutlaka içkulak travması, psikolojik vertigo ve temarus ekarte edilmelidir.
Baş dönmesi şikâyetiyle hastanelerdeki kulak burun boğaz polikliniğine başvuran hastalara öncelikle tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapılır, hastadan iyi bir hikâye alınır. Hastanın verdiği hikâyede baş dönmesinin meydana geliş şekli, süresi, işitme kaybının olup olmaması, işitme kaybı var ise tek taraflı veya iki taraflı olması, birlikte bulantı ve kusmanın eşlik edip etmemesi gibi detaylar önemlidir.
Hastanın anlattıklarının hastalığın santral (beyin) veya periferik (kulak) merkezli olup olmadığı yönünde fikir verebilmektedir.
Eğer vertigoya, baş dönmesi, bulantı ve kusma eşlik ediyor ve baş dönmesi geldiği zaman uzun süre devam ediyorsa kulakla ilgili olma ihtimali yüksektir. Eğer vertigoya bulantı ve kusma eşlik etmiyor, baş dönmesi kısa sürüyor ve beraberinde nörolojik belirtiler de var ise beyin nedenli olabileceği düşünülür. Daha sonra hastaya, işitme testi incelemesi yapılır. Bu incelemede tek taraflı sinirsel tip işitme kaybı var ise beyin MR ile değerlendirilir.
Çünkü tek taraflı işitme kayıplarında, beyinsel neden göz ardı edilmemelidir. Ayrıca hastaya tam bir biyokimyasal inceleme, tam kan tetkikleri yapılmalıdır. Yine hasta kardiyolojik yönden incelenmeli (EKG ve EKO), tiroid fonksiyon testlerine bakılmalıdır. Kulakla ilgili denge testleri yapılmalıdır. Tüm bu incelemelere rağmen, baş dönmelerinin çoğunun nedeni bulunamaz. Bu arada baş dönmesinin psikolojik nedenlerinin de göz ardı edilmemesi gerekir.
Baş dönmesiyle gelen bir hastaya yaklaşırken, önce hastayı psikolojik yönden rahatlatmak gerekmektedir.
Örneğin loş bir odada hasta yatırılır, muhtemel nedenlere yönelik ilaçlar verilir. Bunlar damar genişletici ilaçlardır. Ayrıca bulantı ve kusması varsa kusmayı önleyen ilaçlar başlanır. Yine dramamine (mide bulantısını azaltan ilaç) tedavisi verilir. Eğer hadise kronik otit komplikasyonuna bağlı gelişmiş ise buna yönelik operasyon yapılır. Hadise menier hastalığına bağlı ise önce yukarıda belirttiğimiz tıbbi tedaviler denenir. Buna rağmen cevap alınamaz ise denge sinire yönelik cerrahi tedaviler denenebilir.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi:2024-01-11 10:23:30