ASİD GENEL BAŞKANI DR. YUSUF ZİYA YILDIRIM’IN YENİ YIL MESAJI

ASİD GENEL BAŞKANI DR. YUSUF ZİYA YILDIRIM’IN YENİ YIL MESAJI

Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, yeni yıl nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Dr. Yıldırım, yaklaşan yeni yıl heyecanın hiç bitmemesi temennisinde bulunarak, “Her yeni yıl, yeni umut ve beklentileri beraberinde getiriyor. Manevi değerlerine sahip çıkan, birbirine kenetlenen halkımız için bu yıl da birlik ve beraberliğin yoğun yaşandığı, huzur ve bereketin bol olduğu günleri barındırsın” dedi.

Dr. Yıldırım, “2018 yılının tüm dünyaya sağlık dolu, mutluluk, huzur ve başarılı günler getirmesini dilerim” diyerek, mesajını sonlandırdı.

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GAPSHOES’TE STANT AÇTI

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GAPSHOES’TE STANT AÇTI

Sani Konukoğlu Hastanesi 26’ıncı Uluslararası Ayakkabı, Terlik, Saraciye ve Yan Sanayi Yaz Fuarı’nda (GAPSHOES) stant açtı.

Ortadoğu Fuar Merkezi’nde düzenlenen fuara, yurtiçi ve yurtdışından pekçok firma yoğun ilgi gösteriyor. Özel Sani Konukoğlu Hastanesi standında, hastanede sunulan sağlık hizmetleri hakkında bilgiler verilirken, dileyen ziyaretçi ve katılımcıların kan şekeri ile tansiyon ölçümü hizmeti de ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Vali Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Milletvekili Nejat Koçer, Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, GSO Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğlu, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep Ticaret Odası Meclis Başkanı Settar Konukoğlu, OSB Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Köken, Gaziantep Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Ömer Küsbeoğlu ve Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz’ın katıldığı fuar, 16 Aralık 2017 tarihine kadar gezilebilecek.

FUAR HAKKINDA

GAPSHOES 26’ıncı Uluslararası Ayakkabı, Terlik, Saraciye ve Yan Sanayi Yaz Fuarı’na Gaziantep, Adana, Çankırı, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya, Samsun ve Şanlıurfa’nın yanı sıra, Suriye, Suudi Arabistan, Irak ve İran’dan toplam 300 firma 800 markayla katılıyor.

Ayakkabı ve Terlik sektörünün Türkiye’deki en önemli buluşma adresi olan GAPSHOES Fuarı’na Ortadoğu Ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere yurtiçi ve yurtdışından yaklaşık 35 bin ziyaretçinin gelmesi bekleniyor.

Fuar dört gün süreyle saat 10.00-19.00 arasında ziyaretçilere açık olacak.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

DÜNYA DİYABET GÜNÜ - PROF. DR. MEHMET BAŞTEMİR: “DİYABET GÖRÜLME SIKLIĞIYLA BİRLİKTE, SONUÇLARI İTİBARIYLA ÜLKEMİZDE DE ÖNEMİ ARTAN BİR HASTALIKTIR

DÜNYA DİYABET GÜNÜ - PROF. DR. MEHMET BAŞTEMİR: “DİYABET GÖRÜLME SIKLIĞIYLA BİRLİKTE, SONUÇLARI İTİBARIYLA ÜLKEMİZDE DE ÖNEMİ ARTAN BİR HASTALIKTIR"

DÜNYA DİYABET GÜNÜ

SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Baştemir, diyabetin görülme sıklığı ile birlikte, sonuçları itibarıyla Türkiye’de de önemi artan bir hastalık olduğunu söyledi.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı da olan Prof. Dr. Baştemir, “14 Kasım Dünya Diyabet Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, diyabetin, insülin hormonunun tamamen veya kısmen eksikliğine bağlı olarak, kan şekerinin normal sınırının üzerinde seyrettiği, bütün yaş gruplarında görülebilen ve hayat boyu süren rahatsızlık olduğuna dikkati çekti.

“Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında, özellikle hayat tarzı değişimi Tip2 diyabet görülme sıklığını artırmaktadır” diyen Prof. Dr. Baştemir, şöyle devam etti:

“Nüfus artışı, yaşlanma ve şehirleşme ile birlikte obezite ve fiziksel aktivitenin azalması da diyabetli hasta sayısını artırmakta ve yaş sınırı giderek düşmektedir. Ayrıca Tip1 diyabet sıklığı özellikle okul öncesi çağlarda daha belirgin olarak artış göstermektedir. Bu haliyle diyabet, küresel anlamda bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Diyabet sonuçları ve eşlik eden hastalıklar nedeniyle son derece ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Sağlık için büyük bir tehdit olması yanında, hem kişisel, hem de ülkeler açısından büyük maliyet gerektiren diyabet hastalığı ve komplikasyonlarından 2013 yılında, dünyada 5.1 milyon insanın hayatını kaybettiği rapor edilmiştir.”

GÖRÜLME SIKLIĞI

Diyabetin dünyada görülme sıklığına değinen Prof. Dr. Baştemir, “IDF, 7. Diyabet Atlası’na göre; 2015 yılı sonunda 415 milyon olduğu tahmin edilen 20 yaş ve üstü erişkin diyabetli nüfusun, 2040 yılına kadar yüzde 55 oranında artarak 642 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir” dedi.

Prof. Dr. Baştemir, 2015 yılında dünyada yüzde 8.8 olduğu varsayılan erişkin diyabet prevalansının (Prevalansprevalans hızı veya prevalans oranı, belirli bir nüfusta, belirli bir zaman dilimi içerisinde, çalışma kapsamında yer alan, belirli bir hastalık veya hastalıklara sahip tüm olguların oranıdır)  2040 yılında yüzde 10.4’e yükseleceğine vurgu yaparak, “Bir başka deyişle, 2015 yılında her 11 erişkinden 1’inde diyabet olduğu buna karşılık 2040 yılında her 10 erişkinden 1’inin diyabetli olacağı öngörülmektedir” diye konuştu.

Kontrol altına alınamayan diyabet hastalığının “Hiperglisemiye” yol açması ve zaman içinde böbrek, kalp-damar, sinir sistemi, göz başta olmak üzere bütün vücudu etkileyebileceğini anımsatan Prof. Dr. Baştemir, kardiyovasküler hastalıkların görülme sıklığı, insidansı (belirli bir nüfusta belirli bir zaman dilimi içerisinde belirli bir hastalık veya hastalıkların yeni olgularının sayısı) ve mortalitesinin (Mortalite oranı veya kaba ölüm hızı (bir hastalıktan veya genel olarak) genelde yıllık hesaplanan, her 1000 kişi başına ölümlerin sayısının oranıdır) diyabetli hastalarda, diyabetli olmayanlara göre 2-8 kat daha fazla olduğunun altını çizdi.

AĞIR BEDELLER ÖDENİYOR

Diyabetin gelişmiş ülkelerde en sık görme kaybı ve körlük nedenleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Baştemir, “Dünyada böbrek yetersizliği ve travma-dışı ampütasyon (iyileşmesi olanaksız görülen bir organı kesip atma) olgularının ilk nedeni diyabettir. Bu da bizleri diyabetli bireylerde alt ekstremite (vücudun kalçadan ayağa kadar olan kısımı)  amputasyon riskinin, diyabeti olmayanlara oranla 25 kat daha yüksek olması riskiyle karşı karşıya getirmektedir” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Baştemir, diyabetin doğrudan mali külfetinin yanında diyabetli bireyler açısından işteki verim kaybında düşüş, yaşam süresinde kısalma ve yakınlarının hastayla ilgilenmek durumunda kaldıkları zaman kayıplarından kaynaklanan maliyetlerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini anımsattı.

ERKEN TANININ ÖNEMİ

Her hastalıkta olduğu gibi diyabette de erken tanının büyük önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Baştemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diyabet hastalığının kişisel ve ülkeler açısından maliyetini azaltmak ve beraberinde getireceği farklı sorunlar için tanının erken konması ve uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Çalışmalar Tip2 diyabetin, prediyabetli bireylerde yaşam tarzının sağlıklı bir şekle çevrilmesiyle, yüzde 40-58 oranında önlenebileceğini göstermektedir. Diyabet hastası olan iki kişiden birinin tanısının konmadığı bilinmekle birlikte bu da kişilerin sakatlık yanında erken ölüme yol açan komplikasyonlarla karşı karşıya bırakmaktadır.  

Hareketli yaşam tarzı, sağlıklı beslenme, alkol, tütün gibi madde bağımlılığının önlenmesi konularına önem vermek, temel sağlıklı yaşam stratejimiz olmakla birlikte,  diyabetli hastaların komplikasyonlardan korunması ve tedavinin etkinliği açısından temel prensip olmalıdır. Diyabet ve komplikasyonları ülkeler açısından temel halk sağlığı sorunlarının önceliklileri arasındadır. Diyabetin önlenmesi ve azaltılması için kamunun, sivil toplum kuruluşlarının, üniversite ve özel sektörün katılım sağlayacağı, etkili bir politika geliştirilmeli ve kararlı bir şeklide yürütülmelidir.”

PROF. DR. KEMAL BAKIR, ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE

PROF. DR. KEMAL BAKIR, ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Bakır, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Patoloji ve Sitoloji Laboratuvarı’nda göreve başladı.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Patoloji ve Sitoloji Laboratuvarı’nda Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sökücüde görev yapıyor.

PROF. DR. KEMAL BAKIR

Nisan 1960’da Antakya’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini aynı şehirde tamamladı. Tıp eğitimine 1977 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine başladı. 1985 yılında mecburi hizmeti için Kastamonu-Araç ilçesinde görev yaptı. Patoloji ihtisası için 1987 yılında Ankara Numune Hastanesi Patoloji Bölümü’ne başladı.

Uzman olduktan sonra Ankara Onkoloji Hastanesi Patoloji bölümünde 6.5 yıl boyunca başasistan olarak çalıştı. Daha sonra 1996 yılında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak göreve başladı ve bu görevi emekli olduğu Mart 2017 tarihine kadar sürdürdü.

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevi sırasında 2003 yılında MD Andersen Cancer Center’da 5 ay Prof. Dr. Victor Prieto ile dermatopatoloji alanında “observer”  olarak çalıştı.    

Ağustos 2017’de SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’na göreve başlayan Prof. Dr. Kemal Bakır, mecburi hizmet sırasında tanıştığı ve daha sonra dermatolog olan meslektaşıyla evli olup, iki çocuk babası.

Patoloji Dernekleri Federasyonu ve TEPDAD yönetim kurullarında üye olarak yer alan Prof. Dr. Kemal Bakır, çiçeklerle uğraşmanın yanı sıra yaklaşık 15 yıldır bonzai tarzı ağaç yetiştiriciliği yapmaktadır. Sosyolojiye olan ilgisi, bu konularda kitap okumasını tetiklemektedir.

 

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ PATOLOJİ VE SİTOLOJİ LABORATUVARI

 

Laboratuvarda  servikovajinal smear (Pap Smear), sitolojik (hücresel) incelemeler, organların biopsi ve ameliyat materyallerinin incelemeleri yapılmaktadır. Bunların içinde sıklıkla  rahim ağzı (serviks)  biopsileri, küretaj spesimenleri, rahim, endoskopik mide, kolon ve bütün sindirim sistemi, deri, prostat, meme, safra kesesi, akciğer, baş – boyun, karaciğer, santral sinir sistemi ve tiroid gibi ameliyat ile alınan organların incelemeleri bulunmaktadır.

Laboratuvarda modern  teknikler ve cihazlar kullanılmakta, gerekli görülen vakalarda tanıya yönelik özel boyama (histokimyasal ve immünohistokimyasal) yöntemleri uygulanmaktadır.

 

PATOLOJİ VE SİTOLOJİ LABORATUVARINDA YAPILAN ANALİZLER

 

SİTOLOJİK İNCELEMELER:

 

- Servikovajinal Smear (Pap smear)        :Klasik Yayma Metodu, Sıvı Bazlı Sitoloji

- Vücut Sıvıları, Sekresyonlar                   :Pleura, Batın, Balgam, İdrar, vb.

- Brush ( Fırça ile)                                       :Bronkial, BAL, Endoservikal, vb.

- İnce İğne Aspirasyon Biopsisi                :Meme, Tiroid, Lenf nodülü, vb.

DOKU İNCELEMELERİ

 

Genel             : Meme, Deri, Ağıziçi, Larinks, Akciğer, Lenf nodülü, vb.

Küretaj           : PC, Endometrium, Endoservikal

Endoskopik   : Özofagus, Mide, Duodenum, Jejunum, İleum, Kolon

Jinekolojik     : Over, Endometrium, Serviks, Vagina, Vulva,

Ürogenital     : Mesane, Testis, Penis, Prostat (Çok kadranlı iğne, TUR)

Batın              :Karaciğer, Böbrek, vb

Kemik             :Kitle eksizyonu, küretaj

Kemik iliği

OPR. DR. AHMET ORHAN GÜRER: “ORGAN BAĞIŞINDA BULUNARAK,  YAŞAMA KATKIYI BİRLİKTE SAĞLAYALIM”

OPR. DR. AHMET ORHAN GÜRER: “ORGAN BAĞIŞINDA BULUNARAK, YAŞAMA KATKIYI BİRLİKTE SAĞLAYALIM”

-ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakil Merkezi Sorumlusu ve Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Orhan Gürer, “Organ bağışında bulunarak yaşama katkıyı birlikte sağlayalım” dedi.

Opr. Dr. Gürer, Organ Bağışı Haftası etkinlikleri kapsamında Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde düzenlenen “Organ Bağışı” konulu halka açık konferansta, organ bağışının tarihçesi ve önemine dikkat çekti.

“Ülkemizde kadavra nakillerle ilgili ciddi sıkıntılar yaşamaktayız. Bağışların yetersiz olması, nakil bekleyen hastalar açısından hayati önem taşımaktadır” diyen Opr. Dr. Gürer, kadavra nakillerin, akciğer, ince bağırsak, kalp ve son dönem organ yetmezliği olan hastaların hayatta kalmaları için son çare olduğunu söyledi.

Opr. Dr. Gürer, yılda yaklaşık 10 bin yeni diyaliz hastası nakil bekleyenlerin arasına katılırken, bir o kadar hastanın ise hayatını kaybettiğine vurgu yaparak, “Bunun tek çözümü öncelikle kadavra, ardından canlı bağış sayısını artırarak, organ naklidir” diye konuştu.

Türkiye’nin kullanılan teknoloji açısından diğer ülkelerden geri olmadığını ve Özel Sani Konukoğlu Hastanesinde çok başarılı nakiller gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını anlatan Opr. Dr. Gürer, “Ülkemizde gerçekleşen böbrek ve karaciğer nakilleri sonucu, yaşam süresi ve sağkalım açısından AB ve ABD ortalamalarının üstünde bir başarı sağlamış durumdayız” ifadelerine yer verdi.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl organ nakline ihtiyacı olan hastaların sayısında belirgin bir artış olduğuna vurgulayan Opr. Dr. Gürer, şöyle devam egtti:

“Kalp, akciğer, ince bağırsak, pankreas böbrek, karaciğer organları ile kornea, kalp kapağı, kemik, kemik iliği ve deri ülkemizde nakledilebilen dokulardır. Ölümden sonra toprakta çürümeye terk edilen organlarımız, aslında yepyeni yaşamlara birer umut. Her kadavra yaklaşık 6-7 kişiye hayata yeniden ‘merhaba’ deme şansı veriyor. Organ bağışı konusunda duyarlı olmalıyız. Halkımızın organ bağış ve nakli konusunda daha bilinçli ve daha duyarlı olması için elimizden geleni yapmalıyız.

Bir gün hepimizin organ nakline ihtiyacı olabilir. Bu konuda empati çok önemli. Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakli Merkezi olarak bugüne kadar pek çok hastanın sağlığına kavuşmasına katkı sağladık. Gerçekleştirdiğimiz nakiller bizim için birer gurur kaynağıdır. Akli dengesi yerinde olan, 18 yaşını aşmış herkese organ bağışında bulunmaya davet ediyorum. Organ bağışında bulunarak, yaşama katkıyı birlikte sağlayalım.”

Konferans Opr. Dr. Ahmet Orhan Gürer’in katılımcıların sorularını yanıtlamasının ardından, isteklilerin organ bağışında bulunmasıyla sona erdi.

ORGAN NAKLİ ANLATILACAK - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE “ORGAN NAKLİ” KONULU HALKA AÇIK KONFERANS VERİLECEK

ORGAN NAKLİ ANLATILACAK - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE “ORGAN NAKLİ” KONULU HALKA AÇIK KONFERANS VERİLECEK

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde Organ Bağışı Haftası etkinlikleri kapsamında, 11 Kasım 2017 tarihinde “Organ Nakli”  konulu halka açık konferans düzenlenecek.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakil Merkezi Sorumlusu ve Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Orhan Gürer tarafından verilecek konferansta, “organ naklinin önemi”, “nakil öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler” konularında bilgiler verilecek.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi toplantı salonunda, 11 Kasım 2017 Cumartesi günü saat 10.00’da düzenlenecek konferansa, dileyen herkes davetiyesiz katılabilecek.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

ASİD GENEL BAŞKANI DR. YUSUF ZİYA YILDIRIM’IN 10 KASIM MESAJI

ASİD GENEL BAŞKANI DR. YUSUF ZİYA YILDIRIM’IN 10 KASIM MESAJI

Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 79’uncu yılı nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Dr. Yıldırım, “Büyük Önder, Örnek Devlet Adamı ve Cumhuriyetimizin Kurucusu Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikali sadece Türk Milleti için değil, dünya için de çok büyük bir kayıptır” dedi.

Büyük Önder’in aramızdan 79 yıl önce ayrılmış olmasına rağmen yerinin hala doldurulamadığına dikkati çeken Dr. Yıldırım, “Bugün bile onun mirası bizlerin en büyük rehberi ve servetidir” ifadelerini kullandı.

Dr. Yıldırım, Atamızın “Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geleceği Cumhuriyete inananlara, onu koruyanlara ve yaşatacaklara emanet etmek lazımdır” sözlerini anımsatarak, mesajında şu sözlere yer verdi:

 

“Vatan toprağımızda özgürce bir yaşamı bizlere armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve şükranla anıyoruz. Emanet birbirine kardeşlikle, sevgi ve saygıyla kenetlenen güvenli ellerde. Büyük Atatürk ruhun şad olsun.” 

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA  AÇIK KONFERANS

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS

- KALP VE DAMAR VERRAHİSİ UZMANI YRD. DOÇ. DR. MURAT YARDIMCI:

- “ÇOK SICAK SUYLA BANYO YAPMAK VARİSLERİN İLERLEMESİNİ HIZLANDIRIR. BU NEDENLE KAPLICA, SAUNA GİBİ SICAK ORTAMLARDAN UZAK DURMAK BÜYÜK ÖNEM TAŞIR”

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Yardımcı, çok sıcak suyla banyo yapmanın varislerin ilerlemesini hızlandıracağını, bu nedenle kaplıca, sauna gibi sıcak ortamlardan uzak durulmasının büyük önem taşıdığını söyledi.

Doç. Dr. Yardımcı, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde düzenlenen “Varis ve Tedavisi” konulu halka açık konferansta, toplardamarların (ven) temel görevinin, kanın oksijenlenmesi ve dolaşıma yeniden katılması için kalbe taşınması olduğunu belirterek, “Bacaklardaki kan, toplardamarlar içindeki kapakçıkların yardımıyla kalbe doğru itilir. Bu kapakçıkların çalışması bozulduğunda, kan yukarıya taşınamaz, damar içinde birikerek varis görüntüsünü oluşturur” dedi.

Varisli bacaklarda şişlik, ağrı, yorgunluk, gece krampları ve karıncalanma olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, “Ciddi varisli toplardamarlar, bacakların cildinde dolaşım bozukluğu ile cildin beslenmesini bozar, egzema türü şikayetlere yol açarken, bazen de yaraların açılmasına ve iltihaplanmalara neden olabilir" şeklinde konuştu.

Vücudun diğer bölgelerinin aksine, bacaklardaki toplardamarların kanı akciğere gönderirken yer çekimine ters yönde çalışmak zorunda olduğunu, bunun da, venöz dolaşım konusunda bacakların bir şanssızlığı olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: 

“Bu, iki mekanizma ile sağlanır: Birincisi günlük aktivitelerimiz sırasında bacak kaslarımızın kasılmasıyla toplardamarlar komprese olur ve ‘muskulovenöz pompa’ adı verilen bu mekanizma ile kan akciğerlere doğru gönderilir.

İkincisi ise bacak toplardamarlarında bulunan çok sayıda kapakçık (venöz valv) kaslarımız gevşediğinde kanın geriye dönmesine engel olur. Bu kapakçıklar, kan yukarı giderken açılır, geri dönerken kapanarak, kanın akciğerlere doğru tek yönde akmasını sağlarlar.

Ancak bu mekanizma, bazı bireylerde çeşitli nedenlere bağlı olarak zamanla bozulabilir. Bu bozulmada en önemli faktör yapısal-genetik yatkınlıktır. Buna, uzun süre ayakta kalma/oturma, sıcak iklimde yaşama ve hamilelik gibi edinsel faktörler de eklenince kapakçıklarda yetmezlik gelişebilir.”

Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, venöz yetmezlik olarak adlandırılan bu bozuklukta, bacak kaslarının kasıldığında kanın akciğerlere doğru gittiğini, ancak kaslar gevşediğinde kanın tekrar ayağa doğru aktığını söyledi.

Reflü adı verilen geri akımın, tutulan damarlarda basınç artışına (venöz hipertansiyon) yol açarak, bu damarlarda zaman içinde genişleme meydana geldiğini anımsatan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, “Genişleme en çok cilt altındaki gevşek yağ dokusu içinde yer alan yüzeyel toplardamar dallarında oluşur ve genişleyerek ciltten kolayca görülebilen varis adı verilen genişlemiş damarlar ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, varislerin aslında bir hastalık değil, venöz yetmezlik adı verilen bir hastalığın sonucu ve en “göze çarpan” belirtisi olduğunun altını çizerek, “Maalesef bir çok merkezde doppler ultrason yapılmadan yüzeyel varislere müdahale edildiğinden altta yatan asıl hastalık devam eder. Bu da halk arasında ‘’varis tedavi edilse bile tekrar eder’’ düşüncesinin yerleşmesine neden olmuştur” uyarısını yaptı.

NEDENLERİ:

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı da olan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, varisin nedenlerini şöyle sıraladı:

“Yaş: Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar.

Cinsiyet: Kadınlarda varis oranı yüzde 1 – 71, erkeklerde yüzde 2-56.

Doğum sayısı fazla olan bayanlarda görülme sıklığı daha yüksek.

Meslek: Doktor, hemşire, berber, öğretmen gibi ayakta uzun süre sabit kalan kişilerde daha sık izlenir.

Genetik: Aile hikayesi olanlarda yüzde 70 oranında çocuklarda da izlenir.

Vücut kitle indeksi: Kilo artışı ile görülme sıklığı artar.

Sedanter yaşam: Hareketsiz yaşam şekli, gelişmesini kolaylaştırır.”

Varisin bulgularını “Ağırlık hissi, ağrı, şişlik, uyuşukluk, gece krampları, yorgunluk, kaşıntı ve huzursuz bacak” olarak özetleyen Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, varis tiplerini şu alt başlıklarda açıkladı: 

“Telenjiektazi (damar çatlaması): 0,1-1 mm genişliğinde, parlak kırmızı, cilde yakın yerleşimli, ele gelmeyen damarlardır.

Kılcal varisler (spider venler): Ciltten çıkıntı yapmayan, çapları 1-3 mm olan kırmızı-mor renkli varislerdir. Çok sayıdaki bu varisler, genellikle küçük çaplı bir ya da birkaç yüzeyel toplardamardaki kapak yetmezliği sonucu oluşurlar.

Orta boy varisler (retiküler venler): Ciltten hafif çıkıntı yapan, yeşil renkli, çapları 3-4 mm arasında değişen varislerdir. Genellikle daha küçük bir yüzeyel toplardamardaki kapak yetmezliği sonucu oluşurlar.

Büyük varisler (variköz venler): Ciltten bariz çıkıntı yapan, çapları 4-15 mm arasında değişen  varislerdir. Olayın nedeni genellikle büyük bir ana yüzeyel toplardamarlardaki kapak yetmezliğidir.

TEDAVİ

Varis tanısı konmasında doppler ultrasonografinin kolay, ağrısız ve güvenilirliği yüksek bir test olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, şöyle devam etti:

“Venöz yetmezlikte tedavi prensibi, hastalarda olayın nedeni olan venöz yetmezliğin (reflü) giderilmesi, sonra da olayın sonucu olan varislerin tedavi edilmesidir. Venöz yetmezlik tedavi edilmeden direkt olarak varislerin tedavi edilmesi, hastalığın kendisinin değil sonucunun ya da belirtisinin tedavi edilmesi demektir.

Bu durumda, varisler ya yeterince tedavi edilemeyecek ya da tedavi edilse bile kısa sürede nüks edecektir. Tedavi seçimi hastaya, damar durumuna göre planlanır. Cerrahi, lazer, radyo frekans, skleroterapi, köpük tedavisi kliniğimizde uygulanan tedavi yöntemleridir.”

NELER YAPILMALI, NELER YAPILMAMALI

Varise karşı yapılması ve yapılmaması gerekenlere değinen Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, şu önerilerde bulundu:

“Uzun süre ayakta durmayı ya da oturmayı gerektiren işlerde çalışan kişilerin (özellikle kadınların), fırsat buldukları her an ayaklarını yukarı kaldırarak dolaşımlarını rahatlatmaları önerilir. Bunu yapamadıkları zamanlarda ise ayaklarını ileri-geri hareket ettirerek baldır kaslarını çalıştırmaları gerekir.

Varisten korunmak için uzun süre hareketsiz oturmaktan ve ayakta kalmaktan kaçınılması, düzenli olarak egzersiz yapılması, kilo almamaya dikkat edilmesi, sigara ve alkol tüketiminden kaçınılması ya da azaltılması varisi önlemede büyük rol oynar. Çok sıcak suyla banyo yapmak da varislerin ilerlemesini hızlandırır. Bu nedenle kaplıca, sauna gibi sıcak ortamlardan uzak durmak büyük önem taşır.”

Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, sunumunun ardından, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanları olan Doç. Dr. Gökhan Gökaslan ve Doç. Dr. Erkan Kaya ile birlikte katılımcıların sorularını yanıtladı.

ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: “CUMHURİYET BİR YÖNETİM ŞEKLİNDEN ÖTE, BİR YAŞAM BİÇİMİDİR”

ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: “CUMHURİYET BİR YÖNETİM ŞEKLİNDEN ÖTE, BİR YAŞAM BİÇİMİDİR”

Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Cumhuriyet’in ilan edilişinin 94’üncü yıldönümünü büyük bir gurur ve mutlulukla kutladıklarını kaydetti.

Dr. Yıldırım, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Egemenliğin millette olduğu Cumhuriyet, bir yönetim şeklinden öte, yaşam biçimidir. Cumhuriyet’le millet olunur, bağımsız vatanda yaşayabilir” dedi.

Cumhuriyet’in varlığını sürdürebilmesi için, mili birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde yaşamanın çok önemli olduğuna vurgu yapan Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:

“Tarihimizin en kara günlerini liderliğini Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı Kurutuluş Savaşı’nda bir olarak verdiğimiz mücadele sayesinde atlattık. Bu birlik ve beraberlik Türkiye Cumhuriyeti’ni dünya var oldukça yaşatacaktır.

Cumhuriyetin ilan edilişinin 94’üncü yılını büyük bir coşkuyla kutlarken, yaşadığımız bu güzel ülkeyi bizlere armağan etmek için canlarını hiçe sayan Büyük Önderimiz  Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyorum.”

18 EKİM DÜNYA MENOPOZ GÜNÜ - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ KADIN SAĞLIĞI HASTALIKLARI UZMANI YRD. DOÇ. DR. ÖZKAPLAN: “MENOPOZ BİR SON DEĞİLDİR”

18 EKİM DÜNYA MENOPOZ GÜNÜ - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ KADIN SAĞLIĞI HASTALIKLARI UZMANI YRD. DOÇ. DR. ÖZKAPLAN: “MENOPOZ BİR SON DEĞİLDİR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Esra Özkaplan, kadınlar için menopoz döneminin aslında yaşlanmanın başlangıcı değil, bir olgunlaşma ve hayattan keyif alma dönemi olduğunu söyledi.

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Öğretim Üyesi de olan Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, “18 Ekim Dünya Menopoz Günü” dolayısıyla bir açıklama yaptı.

Menopozun ortalama başlangıç yaşının 50 olarak kabul edildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, “Başlangıç yaşı 40 yaşından önce olabileceği gibi, 50'li yaşların sonunda da görülebilir. Bu süreç kalıtımsal olmakla birlikte, beslenme ve yaşam şartları menopozu geciktirebilir” dedi.

MENOPOZUN NASIL OLUŞUR

Menopozun nedenlerine değinerek Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, “Yumurtalıklar, 35 yıl olan ömürlerinde yaşlanmanın etkisiyle görevlerini yerine getiremez duruma gelir. Adet kanamaları gecikir ya da sıra atlamaya başlar” diye konuştu.

“Kanama miktarı azalırken, bazılarında aşırı kanama da görülebilir. Yumurtalıklar giderek daha az östrojen hormonu üretmeye başladığından, hormonal aktivitelerde belli belirsiz değişiklikler ve yeniden düzenlemeler olur” diyen Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, şöyle devam etti:

“Şanslı dediğimiz bir azınlığın ise adet kanamaları menopoza dönemiyle birlikte kesilir. Menopozun tipik özelliklerinden olan ani ateş değişiklikleri, östrojen seviyelerinin düşmesiyle başlayabilir. Hipofiz bezelerinin metabolizmasının değişmesiyle kan ve idrarda yüksek miktarlarda hormonlara (FSH) karşılaşılabilir. Adrenal ve tiroid bezlerinin hormonal dengesi de bozulabilir ancak bunlar her kadında fiziksel veya zihinsel rahatsızlıklara neden olmaz.”

MENOPOZA GİRİLDİĞİ NASIL ANLAŞILIR

Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, menopozun adet düzensizlikleri ve değişiklikler yanında belirtilerini şu şekilde sıraladı:

“Genellikle göğüste bir ısınma hissiyle ortaya çıkan ani ateş basması, boyuna, yüze ve bazen de tüm vücuda yayılır. Ateş hissine bazen iğnelenme de eşlik edebilir. Yüzde ateş basması sonucu ortaya çıkan kızarıklık, rahatlıkla başkaları tarafından da fark edilebilir. Geceleri uyku düzenini bozabilen ani ateş basması yanı sıra aşırı terleme veya üşüme de uykuyu bölebilir. Menopozdan hemen önce başlar, yaklaşık 2-3 yıl devam eder.

Menopozun belirtileri yanında, kaynağı menopozla ilgili olmayan baş ağrısı, gerginlik gibi rahatsızlıklar da görülebilir, yaşlanma endişesi ise bir takım rahatsızlıklara yol açabilir. Menopoz esnasında kadınların en çok yakındığı konulardan bir de kilo artışıdır. Nedeni genellikle azalan fiziksel aktiviteler ile aşırı yemedir. Bazen tiroid faaliyetlerinde azalma olabilir.”

Kısa bir süre öncesine kadar östrojen hormonunun menopoz belirtilerini azalttığı, damar tıkanıklığı ile osteoporozu yavaşlattığı kanısıyla yaygın olarak kullanıldığını anımsatan Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, östrojenin günümüzde rahim mukozası ve bazı meme kanserleri ile ilgili olabileceğinin düşünüldüğünü ve hormon tedavisi alanlarda kalp krizi ve inme riskinde artış olduğuna ilişkin veriler nedeniyle östrojen tedavisinin tekrar gözden geçirildiğin ifade etti.

PREMATÜRE YUMURTALIK YETMEZLİĞİ

Erken menopoz dönemini de değinen Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, 35 – 40 yaş altı kadınlarda kesilen adet kanamalarının “erken menopoz” olarak adlandırıldığını, bu durumla karşı karşıya kalan kadınlardan bazılarının kendiliğinden gebe kalabildiklerini, bazılarının ise yardımcı üreme tedavileri ile gebe kalabildiğine vurgu yaptı.

Kadının adet döngüsü bir yılı geçmiş ve bu süre içinde kanama olmamış ise menopoz tanısı konulabileceği uyarısını yapan Yrd. Doç. Dr. Özkaplan, “Normal menopozun, erken menopoz dışında, geri dönüşü ihtimali mümkün değildir” diyerek sözlerini tamamladı.

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ KADROSUNU GÜÇLENDİRİYOR - KALP VE DAMAR CERRAHİSİ UZMANLARI DOÇ. DR. GÖKASLAN VE DOÇ. DR. KAYA SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HASTA KABULÜNE BAŞLADI

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ KADROSUNU GÜÇLENDİRİYOR - KALP VE DAMAR CERRAHİSİ UZMANLARI DOÇ. DR. GÖKASLAN VE DOÇ. DR. KAYA SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HASTA KABULÜNE BAŞLADI

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanları Doç. Dr. Gökhan Gökaslan ve Doç. Dr. Erkan Kaya, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde hasta kabul etmeye başladı.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi güçlü ve başarılı hekim kadrosuna yeni isimler ekliyor.  Kalp ve Damar Cerrahisi Polikliniği’nde, Doç. Dr. Gökhan Gökaslan ve Doç. Dr. Erkan Kaya da görev aldı. Kalp ve Damar Cerrahisi Polikliniği’nde Doç. Dr. Gökaslan ve Doç. Dr. Kaya’nın yanı sıra, Yrd. Doç. Dr. Feragat Uygur ve Yrd. Doç. Dr. M. Murat Yardımcı da görev yapıyor.

Doç. Dr. Gökhan GÖKASLAN

1974 yılında Isparta' da doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini Isparta Anadolu Lisesi'nde tamamladı. 1991 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitime başladı. 1997 yılında tıp doktoru olarak mezun olduktan sonra, 1998-2004 yılları arasında Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği’nde Uzmanlık Eğitimi’ni tamamlayarak, 2008 yılına kadar aynı merkezde eğitim görevlisi ve operatör doktor olarak görev yaptı. Bu süreçte Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalında Kalp ve Dolaşım Fizyolojisi üzerine Doktora Eğitimi aldı.

2004 yılında Ankara’da ilk, Türkiye genelinde ise ikinci kez ekibi ile birlikte “varisli hastalarda lazer ile endovenöz ablasyon cerrahisi işlemi”ni gerçekleştirdi.

2005 yılında ilk 50 vakanın sonuçlarını Ulusal Damar Cerrahisi Kongresi’nde sunarak, ülkemizde de lazer ile kesi yapılmadan varis hastalıklarının tedavisinin yapılabileceğini gösterdi ve bu tedavi yönteminin ülkemizde yaygınlaşmasında Opr. Dr. Tolga Soyal ile birlikte öncü oldu.

2008 – 2011 yılları arasında özel sağlık kuruluşlarında görev yaptı. 2011 yılında Gaziantep Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda Yardımcı Doçent Doktor olarak çalışmaya başladı. 2014 yılında Doçent Doktor Unvanı aldı. 2012-2017 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Erişkin ve Çocuk Kalp Damar Cerrahisi Anabilim ve Bilim Dallarının Başkanlığını yaptı. Eylül 2017 itibariyle SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı olarak göreve başladı.

Gaziantep Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği'ndeki çalışma sürecinde çok sayıda “erişkin ve pediatrik  kalp cerrahisi vakası” gerçekleştirdi. Ayrıca Prof. Dr. Haşim Üstünsoy başkanlığında 6 kalp nakli, yaklaşık 40 yapay kalp yerleştirilmesi operasyonunda yer aldı ve ekibi dünyada en iyi yapay kalp  implantasyonu başlangıcı yapan merkez (FAST START AWARD) ödülünü aldı.

Çok sayıda ulusal ve uluslararası kongrede sunulmuş bilimsel bildiriler ve SCİ expanded yerli ve yabancı dergilerde basılmış makalelerinin yanı sıra  bir adet erişkin, bir adet çocuk kalp cerrahisi kitap yazarlığı ve editörlüğü mevcuttur.

İlgi alanları; kalp yetmezliğinde kalp nakli ve yapay kalp cihazlarının yerleştirilmesi, çalışan kalpte kalbi durdurmadan by-pass cerrahisi, kalp kapağı hastalıklarında hastanın kapağını değiştirmeden kapak tamiri, çocuk hastalarda doğumsal kalp hastalıklarının cerrahi tedavisi, aort damar hastalıklarının (balonlaşma veya yılması)  cerrahi ve stent ile tedavisi, arter (atardamar) hastalıklarının stent ile veya cerrahi olarak tedavisi, venöz sistem hastalıklarının (varis) kesi yapılmadan yapıştırıcı veya lazer ile tedavisi cerrahi ilgi alanlarını oluşturmaktadır.

Doç. Dr. Erkan KAYA

1976 yılında İzmir’de doğdu. Ortaokul eğitimini İzmir’de, lise eğitimini Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde tamamladı. 1994 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne başladı. 2000 yılında Tıp Doktoru olarak mezun olduktan sonra 2004-2009 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği’nde Uzmanlık Eğitimi’ni tamamlayarak, 2009 yılına kadar aynı merkezde Eğitim Görevlisi ve Operatör Doktor olarak çalışmaya devam etti.

2015 yılında Gaziantep Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda Yardımcı Doçent Doktor olarak çalışmaya başladı. 2017 yılında Doçent Doktor Unvanı aldı. 2015-2017 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Erişkin ve Çocuk Kalp Damar Cerrahisi Anabilim ve Bilim Dalı’nda öğretim üyeliği, akademi kurul üyeliği ve eğitim-öğretim sorumlusu görevlerini yaptı. Eylül 2017 itibariyle SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak göreve başladı.

Gaziantep Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği'ndeki çalışma sürecinde erişkin, pediatrik  kalp cerrahisi ve periferik vasküler girişim vakası gerçekleştirdi. Çok sayıda ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulmuş bilimsel bildiriler ve SCİ expanded yerli ve yabancı dergilerde basılmış makalelerinin yanı sıra 1 adet erişkin, 1 adet çocuk kalp cerrahisi kitap yazarlığı mevcuttur. Evli ve 2 çocuk babası olup İngilizce ve Almanca bilmektedir.

İlgi alanları; kalp yetmezliğinde kalp nakli ve yapay kalp cihazlarının yerleştirilmesi, çalışan kalpte kalbi durdurmadan by-pass cerrahisi, kalp kapağı hastalıklarında hastanın kapağını değiştirmeden kapak tamiri, çocuk hastalarda doğumsal kalp hastalıklarının cerrahi tedavisi, aort damar hastalıklarının (balonlaşma veya yırtılması)  cerrahi ve stent ile tedavisi, arter (atardamar) hastalıklarının stent ile veya cerrahi olarak tedavisi, venöz sistem hastalıklarının (varis) kesi yapılmadan yapıştırıcı veya lazer ile tedavisi cerrahi ilgi alanlarını oluşturmaktadır.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ KALP VE DAMAR CERRAHİ KLİNİĞİ

1996 yılında faaliyete geçen Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde hizmet veren Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği'nde ilk kalp ameliyatı 18 Eylül 1997 tarihinde gerçekleştirildi. Bu tarihten itibaren hedefini hasta memnuniyeti olarak belirleyen Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, sağlık alanında Türkiye genelinde saygın bir yer edinmiş ve bölgemizde de referans hastane konumuna gelmiştir.


Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, SANKO Üniversitesi ile ortak kullanım (afiliasyon) protokolü imzaladıktan sonra, 3’üncü basamak hastane statüsünde hizmet vermeye başlayacaktır. Bu süreçte cerrahi ekibe genç, dinamik ve akademik cerrahlar da eklenerek, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği daha da güçlendirilmiştir.

İlk günkü heyecanla ve özveri ile hastalarına şifa dağıtan klinikte dünya standartlarında cihaz ve malzemeler kullanılmaktadır.  Kalp ameliyatları laminar hava akımı olan HEPA Filtreli ameliyat salonlarında gerçekleştirilmektedir.

Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası tek kişilik ve lüks odalarda kalmaktadır. Tamamı tek kişilik olan odalar, hasta ve refakatçilerin her türlü ihtiyacına cevap verecek şekilde donatılmıştır. Hasta ve refakatçilerin tedavi sürecinde kendilerini evlerinde hissedebilmeleri için tüm odalarda her yöne hareket edebilen elektrik kontrollü hasta yatakları, direkt telefon, özel banyo tuvalet, kablolu TV yayını ve merkezi klima sistemi bulunmaktadır.


Klinikte Yapılan Ameliyatlar:

Re-DO cerrahisi: Daha önceden kalp ameliyatı geçiren ancak yeni ortaya çıkan hastalıkları nedeniyle tekrar kalp ameliyatı gereken hastaların cerrahisi.

Koroner arter bypass cerrahisi: Kalbi durdurmadan çalışan kalpte bypass.

Kalp kapak hastalıkları cerrahisi: Kapak değişim veya tamirinin yanı sıra küçük kesi ile kapak ameliyatları.

Doğumsal kalp hastalıkları cerrahisi: Çocuk ve erişkin hastalarda doğuştan gelen kalp hastalıklarının cerrahisi.

Aort damar cerrahisi: Aort damarının genişlemesi veya yırtılması durumunda gereken damar değişim ameliyatları.

Atar damar tıkanıklarının cerrahi tedavisi: Vücuttaki atar damar tıkanıklarının bypass veya stent ile tedavisi.

Varis ameliyatları: Her boyuttaki varisli damarların, ağrısız, ameliyatsız yapıştırıcı veya lazer ile tedavisi Varis Tedavi Merkezinde yapılmaktadır.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ HEKİM KADROSUNU GENİŞLETİYOR - GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI DOÇ. DR. MERAL UYAR GÖREVE BAŞLADI

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ HEKİM KADROSUNU GENİŞLETİYOR - GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI DOÇ. DR. MERAL UYAR GÖREVE BAŞLADI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi başarılı hekim kadrosunu genişletmeye devam ediyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Meral Uyar, hasta kabul etmeye başladı.

Doç. Dr. Meral Uyar, 1975 yılında doğdu. 1992 yılında Beyoğlu Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Aynı yıl başladığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1998 yılında mezun oldu. 1999 yılında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nde asistan olarak başlayan meslek hayatına 2004’te uzman, 2007’de yardımcı doçent ve 2012’de doçent olarak devam etti.

2017 yılında SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uyar, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniği’nde hasta kabul etmeye başladı.

11 yıllık uyku laboratuvarı deneyimi olan Doç. Dr. Uyar’ın, 50’nin üzerinde ulusal ve uluslararası bilimsel yayını bulunmaktadır.

Doç. Dr. Uyar, birçok koroda yer almış olup, Ege Üniversitesi Klasik Türk Müziği korosunun ilk koristlerindendir. Müzik dinlemek dışında kitap okumayı, araştırma yapmayı ve çiçeklerle ilgilenmeyi sever.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİ

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniği’nde, akciğer hastalıklarının tanı, tedavi ve takibine yönelik poliklinik ve yataklı tedavi hizmeti verilmektedir.

Solunum sisteminden kaynaklanan nefes darlığının teşhisi, tedavisi ve takibinde önemli rol oynayan solunum fonksiyon testleri ile ilaçlı solunum fonksiyon testleri (reversibilite) yapılmaktadır.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Bronkoskopi Ünitesi’nde, başta akciğer kanseri olmak üzere, bazı akciğer hastalıklarının erken ve kesin tanısına yönelik bronkoskopi işlemi de (solunum yollarının erken endoskopik incelemesi) gerçekleştirilmektedir.

Akciğer zarları arasında sıvı toplandığında, nedenini araştırmak için, bu sıvıdan örnekler alınarak tanıya gidilebilmektedir. Sıvı fazla miktarda ise; tedavi amacıyla bu sıvının boşaltılması işlemi de yine hastanede yapılmaktadır.

Günümüz teknolojisini yakından takip ederek, halkımıza sunan Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanları yönetiminde uyku laboratuvarı hizmet vermektedir. Uykuda solunum bozuklukları kardiyovasküler (hipertansiyon, aritmi, kalp yetmezliği, ani ölüm) ve serebrovasküler (inme) uyku hastalıkları içinde en önemli hastalıklardan biridir.

Obstrüktif uyku apne sendromu (uykuda solunum durması hastalığı) bu hastalık yelpazesi içinde en sık görülenidir. Horlama, uykuda nefes durması, gündüz uyku hali, sabah baş ağrısı, uykudan yorgun uyanma, dikkat bozukluğu en sık görülen belirtilerdir. Bölümümüzde uykuda solunum bozukluklarını araştırmak üzere uyku laboratuvarda polisomnografi (uyku testi) yapılmaktadır. Uyku Laboratuvarı 4 yatak kapasitelidir.

Bunların yanı sıra, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniği’nde insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden ve akciğer hastalıklarının temel sebeplerinden birisi olan sigarayı bıraktırmaya yönelik hizmetler de verilmektedir.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniği’nde, Doç. Dr. Meral Uyar’ın yanı sıra, Yrd. Doç. Dr. Nevhiz Gündoğdu da görev yapmaktadır.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

 

 

 

 

GRİP VE GRİP AŞISI

GRİP VE GRİP AŞISI

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİNDEN DR. REZAN HARMAN GÜNERKAN: “KIŞ AYLARINDA İNSANLARIN TAMAMINA YAKINININ YAKALANDIĞI, ANCAK ÇOK DA CİDDİYE ALINMAYAN GRİP, FARKLI HASTALIKLARI TETİKLEYEBİLECEĞİNDEN CİDDİYE ALINMASI GEREKEN HASTALIKTIR” “GRİBİN YAYILIMINI ÖNLEMEK AÇISINDAN GRİP AŞISI ÖNEMLİDİR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Rezan Harman Günerkan, kış aylarında neredeyse tüm insanların yakalandığı ancak pek de önemsenmeyen grip rahatsızlığının, birçok farklı hastalığı tetikleyebileceğinden ciddiye alınması gereken bir hastalık olduğunu söyledi.

Dr. Rezan Harman Günerkan, “İnfluenza adı verilen bir virüsün neden olduğu grip; ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan bir enfeksiyon hastalığıdır” dedi.

Çok kolay ve hızlı bulaşan grip hastalığının önemsenmesini ve önlem alınmasını isteyen Dr. Rezan Harman Günerkan, “Grip, influenza virüslerinin yol açtığı, akut üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları ile başlayan bir hastalıktır” diye konuştu. 

Diğer virüslerin yaptığı üst solunum yolu enfeksiyonlarına da toplumda grip denildiğini anlatan Dr. Rezan Harman Günerkan, bu durumun hastalığın diğer üst solunum yolu enfeksiyonları ile karıştırılmasına neden olduğuna dikkat çekti. 

GRİPİN TARİHÇESİ

Gribin tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu vurgulayan Dr. Rezan Harman Günerkan, şöyle devam etti: 

“Grip, Galya’da yerleşmiş Frankların konuştukları dilde ‘yakalanmak’ anlamına gelen ‘Gripan’dan köken alır. Gribin diğer bir ismi ‘influenza’dır. Influenza, İtalyanca bir kelime olan influentia difreddo’dan gelir. Bu sözcük astroloji kökenli olup, yıldızlardan geldiği varsayılan gizli bir kuvvet veya yıldızlardan akan eter tabiatında, insanların iş ve hareketlerine etki eden bir sıvı anlamına gelir 

Ayrıca 1889 – 1892 salgınında tuttuğu şahısları son derece bitkin hale getirdiğinden Anadolu’da bu hastalığa ‘paçavra hastalığı’ denilmiştir. Gribin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. M.Ö 415 senesinde Sicilya’da Atina orduları arasında bir grip epidemisinin olduğu Hipokrat tarafından kaydedilmiştir.”

GRİP AŞISI

Gribin yayılımını engellemek açısından grip aşısının büyük önem taşıdığının altını çizen Dr. Rezan Harman Günerkan, “Gribin ağır seyretme ihtimali olan risk gruplarını hastalıktan korumak, hastalığın şiddetini ve ölümleri engellemek, toplumda verilmesi gereken zorunlu hizmetlerin kesintisiz sürdürülmesini sağlamak amacıyla aşı uygulanmaktadır” ifadelerine yer verdi. 

Dr. Rezan Harman Günerkan, gebeler, doğum veya düşük yapmış ilk 15 gündeki kadınlar, 6-59 ay çocuklar, diyabet, kronik akciğer hastalığı, bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlar gibi kronik hastalık nedeniyle risk taşıyan 5-64 yaş grubu kişiler, okul öncesi, ilk ve orta öğretim ve üniversite öğrencileri, 65 yaş üstü kronik hastalığı olanlar, silahlı kuvvetler mensupları, kolluk kuvvetleri (Emniyet, Jandarma) ve 5-24 yaş arası geri kalan tüm nüfusun mutlaka grip aşısı yaptırması gerektiğini kaydetti. 

Dünyada halen üç tip aşı üretildiğini bildiren Dr. Rezan Harman Günerkan, bu aşıların “İnaktif adjuvanlı, inaktif adjuvansız ve canlı attenue (hastalık yapıcı etkisi zayıflatılmış) sprey aşı” olduğuna işaret etti. 

Dr. Rezan Harman Günerkan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun aldığı karar gereğince ülkemizde gebeler hariç tüm hedef gruplara adjuvanlı aşı uygulanacağını anımsattı.

ADJUVAN NEDİR?

Adjuvan’ı “Aşıların içine bağışıklık sisteminin verdiği yanıtı artırmak için eklenen yardımcı maddeler” olarak tanımlayan Dr. Rezan Harman Günerkan, bu maddenin bir doz aşıdaki virüs içeriğinin 2-8 kat azalmasını sağladığını ve 80 yıldan bu yana birçok aşıda kullanıldığını söyledi..

“Grip aşısı adjuvan olarak skualen içerir” diyen Dr. Rezan Harman Günerkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Skualen, insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde bulunan doğal bir maddedir. Balık yağında, zeytinyağında, kozmetiklerde ve bazı reçetesiz satılan ilaçlarda bulunur. Aşı üretiminde kullanılan skualen köpek balıklarından elde edilmektedir. Aşı yapıldıktan 8-10 gün sonra koruyucu etkisi başlar. İki hafta sonra da tam koruma sağlanır. Aşının 10 yaş ve üzerindeki kişilere tek doz olarak uygulanır. 6 ay ve altındaki bebeklere aşı uygulanmaz, emzirme döneminde aşı yapılabilir.”

GEBELİKTE AŞI UYGULAMASI

Grip aşısının gebelikte zararlı olup olmadığına yönelik çalışmalar yapıldığını hatırlatan Dr. Rezan Harman Günerkan, bu çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:

“Gerek canlı, gerek adjuvanlı veya adjuvansız aşılar ile hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda gebelik, bebeğin anne karnındaki gelişimi, doğum ya da doğum sonrası gelişimi üzerine doğrudan ya da dolaylı zararlı bir etkiye ilişkin kanıt saptanmamıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün aşı konusundaki Uzmanlar Komitesi pandemik A (H1N1) 2009 aşılarının gebelerde uygulanabileceğine ilişkin bir karar almıştır.

Grip aşısı 20’inci haftadan ileri gebeliklerde güvenilirdir. 20’inci haftadan erken gebeliklerde de herhangi istenmeyen bir etki tespit edilmemiştir. 20’inci haftadan önceki gebeliklerde aşı kişinin yazılı onayı ile uygulanır. Gebeler için adjuvansız aşı temin edilmesi öngörülmüştür. Gebelere adjuvansız aşı uygulamasına 2009 yılı Aralık ayında başlanmıştır.” 

AŞI KİMLERE UYGULANMAZ

Dr. Rezan Harman Günerkan, daha önce aşı yapıldı ise ve alerji geliştiyse, yumurtaya karşı alerjiniz varsa ve yüksek ateşiniz var ise aşı uygulanmayacağını ve ertelenmesi gerektiğini ifade etti. 

Aşının beklenen en sık yan etkilerine de değinen Dr. Rezan Harman Günerkan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Aşı uygulanan bölgede kızarıklık, şişlik, ağrı, morluk, vücut kırıklığı, yorgunluk, baş ağrısı, terleme, titreme, kas ağrısı gibi yan etkiler görülebilir. Ancak bu yan etkiler genellikle aşıdan sonraki birkaç gün içerisinde kendiliğinden düzelir.”

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GAPPLAST 2017 FUAR’INDA STANT AÇTI

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GAPPLAST 2017 FUAR’INDA STANT AÇTI

SANKO Holding’in sağlık sektöründeki yatırımı Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi’nde düzenlenen GAPPLAST 2017 Plastik, Ambalaj, Kimya Teknolojileri, Hammadde ve Ürünleri Fuarı’nda stant açtı.

Vali Ali Yerlikaya, Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, Sanko Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Güner Dağlı, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Meclis Başkanı Settar Konukoğlu, GTO Yönetim Kurulu Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz, Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Ömer Küsbeoğlu, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma ve Geliştirme Eğitim Vakfı Başkanı Yavuz Eroğlu ve Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Genel Müdürü Yusuf Ziya Yıldırım’ın katılımı ile açılan fuar, 30 Eylül 2017 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Fuar alanında kurulan stantta, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde sunulan sağlık hizmetlerine ilişkin bilgiler paylaşılırken, dileyen ziyaretçilerin ve katılımcıların tansiyon ve kan şekeri ölçümü ücretsiz yapılıyor.

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

SANKO HOLDİNG

SANKO Holding’in temeli 1904 yılında 7 dokuma tezgahı ile atıldı. Dördüncü ve beşinci kuşağın işbaşında olduğu SANKO’da yaklaşık 14 bin kişi istihdam ediliyor. Tekstil, enerji, çimento, ambalaj, tarım ve iş makinaları, bilişim, finans, sağlık, eğitim, AVM ve gayrimenkul olmak üzere 11 sektörde faaliyet gösteriliyor. 

OKULA UYUM İÇİN ÖNERİLER -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ UZMAN PSİKOLOĞU SÜYÜR: -“OKULLARIN AÇILMASI ANNE VE BABALAR İÇİN YENİ BİR DÜZENE GEÇİLECEĞİNİN, ÇOCUKLAR İÇİN SORUMLULUK DÖNEMİNİN BAŞLANGICIDIR”

OKULA UYUM İÇİN ÖNERİLER -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ UZMAN PSİKOLOĞU SÜYÜR: -“OKULLARIN AÇILMASI ANNE VE BABALAR İÇİN YENİ BİR DÜZENE GEÇİLECEĞİNİN, ÇOCUKLAR İÇİN SORUMLULUK DÖNEMİNİN BAŞLANGICIDIR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Uzman Psikoloğu / Çift ve Aile Danışmanı Melis Tümer Süyür, okulların açılmasının anne ve babalar için yeni bir düzene geçileceğinin, çocuklar açısından sorumluluk döneminin başlangıcı olduğunu söyledi.

Süyür, “Geziler, yolculuklar, ziyaretler, arkadaşlar derken çocukların kendilerini özgür hissettikleri dönem; yerini kısıtlı uyku saatleri, dersler, ev ödevleri ve yeni kurallar sorumluluklara bırakıyor” dedi.

Okulun açılış günü yaklaştıkça tüm ailenin gündemini okulların açılmasının oluşturduğuna dikkati çeken Süyür, “Çocuklar bir anda değişen bu sürece uyum sağlamakta ve en önemlisi okula mutlu başlamakta zorlanabiliyor. Ancak doğru bir iletişimle, çocukların okulun açılış gününü gergin bir şekilde değil heyecanla beklemesini sağlamak mümkün” diye konuştu.

 

BUNLARI DEMEYİN

 

Tatilin son günlerinde çocuklara okulun açılacağı zamanı hatırlatmanın önemine değinen Süyür, ancak bu haberin ifade edilme sayısı ve sıklığının büyük önem taşıdığını bildirdi.

Son haftalarda çocuklara sürekli okulu ve sorumluluklarını anımsatmanın onları rahatsız edebildiği gibi zorlayıcı da olabildiğine vurgu yapan Süyür, şöyle devam etti:

“Okulun başlayacağı bir kere konuşulduktan sonra bu konuyu sık sık anımsatmak, ileriki zamanın sürekli sorumluluklar ve sıkıcı aktivitelerle geçeceği korkusunu artırabiliyor. Özellikle ‘Sen bu saatlerde sitede oynamaya çok alıştın, bakalım okul açıldığında öğretmeninle mi oynayacaksın, dersler biriktikçe ne olacak?’ gibi esprili bir dille uyarıcı göndermeler yapmak çocukları duygusal olarak olumsuz etkileyebiliyor.

Yaz mevsimindeki rahatlığın, zamanı kolayca ve zevkli harcama konusundaki konforun okullar açıldığında sona ereceğini okul çağına gelmiş çocuklar zaten farkında. Bu nedenle bir kez yapılan ve sonrasında uygun hazırlık zamanında anımsatılan okul açılma haberi duygusal hazırlık için yeterli olacaktır. Çocuklara okuldan sürekli olarak bahsetmek uyum sürecini olumsuz etkileyebilir.

Eğitim, sorumluluk, rutin yatma ve yemek saatleri, kısıtlı oyun ve eğlence zamanları üzerine konuşmak hem aileler hem de okula gidecek çocuklar için oldukça tatsız. Bu nedenle çocuklarla bir sohbet havasında konuşmak, okulun sosyal ortamından, kulüp çalışmalarından, özlenen arkadaşlardan, yapılacak gezilerden, kutlamalardan bahsetmek, kısacası geçmiş okul yıllarına ait olumlu duygu yükü olan anıları hatırlatmak çocukların uyumunu kolaylaştırabilir.”

Yaz tatili bile olsa çocukların tamamen sorumluluk duygusundan uzak tutulması, sadece okula alışma sürecini değil, gelecekteki tutum ve davranışlarını da olumsuz etkileyebildiğini anımsatan Süyür, “Bu nedenle okulun açılmasına sayılı günler kala çocukların okula hazırlık dışında, sosyal hayata ilişkin alışkanlıklarının da geliştirilmesi büyük önem taşır. Evde kişisel hijyenin ve ev bakımının farkında olan, temizlikte, alışverişte ailesine yardım eden, evdeki tüm aktivitelerde faal olan çocuklar okul açıldığında da okulla birlikte gelen sorumluluklar karşısında yabancılık çekmiyor ve daha kolay adapte olabiliyor” uyarısında bulundu.

Süyür, uyum sorunu yaşayan çocuğa karşı korkutma, yargılama, tehdit, şiddet ve baskı uygulanmaması gerektiğini, aksi takdirde uyum sorununun okul fobisine dönüşerek, çocuğun okula gitmeyi reddetmesine yol açabileceğini vurguladı.

Çocukların ailesini zaman zaman okulda görmekten hoşlandığına dikkati çeken Süyür, “İlk günleri onunla paylaşmak, okulla işbirliğini sürekli hale getirmek önemlidir. Ancak ilgisizlik kadar fazla ilgi de sakıncalı. Gerektiği zamanlarda destek verip genel olarak kendi sorumluluğunu almasını öğretmek temel amaç olmalıdır” diye konuştu.

ÖNERİLER

Süyür anne babalara konuyla ilgili şu önerilerde bulundu:

“ -İyi bir okul uyumu için iyi bir okul öncesi hazırlığı planlanmalı.

-Öz bakım becerileri çocuğa erken dönemden itibaren kazandırılmalı. Kendi sorumluluklarını üzerine alması onun büyüme ve gelişme ile ilgili algısını olumlu etkileyecektir.

-Okul seçimi ve bu sürecin planlanması aşamasına çocuğu da dahil etmek güven ilişkisi ve uyum açısından kolaylaştırıcı olacaktır.

-Aile, çocuğun okula devam etmesini sağlamalı ve bu konuda kararlı olmalı. Alışma sürecinde kısa süre bile olsa mutlaka okula gitmek ve vedalaşmayı kısa tutmak ve kararlı davranmak doğru olacaktır. Çocuğa, bu sorunun tüm aileyi ilgilendirdiği, sadece çocuğun sorunu olmadığı hissettirilmeli.

-Arkadaş ilişkileri zamanla oluşmakla birlikte ilk günlerden itibaren okul dışı buluşmalar uyumu güçlendirir. Ev ziyaretleri ve eğlenceli organizasyonlar çocukların birbirlerini keşfetmelerini sağlayacaktır.”                    

ASİD BAŞKANI DR. YILDIRIM’IN KURBAN BAYRAMI MESAJI

ASİD BAŞKANI DR. YILDIRIM’IN KURBAN BAYRAMI MESAJI

Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Kurban Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Dr. Yıldırım, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden olan bayramların, sadece çocukluk anılarımızın bir parçası olarak geçmişte kalması değil, büyüdüğümüzde de çocuklarımızla yaşayacağımız ve onlar tarafından da yaşatılması gereken en büyük manevi miraslarımızdan olduğunu söyledi.

“Bayramlar, karşılıklı sevgi, saygı, anlayış ve hoşgörü çerçevesinde, birlik ve beraberlik içinde kenetlendiğimizde çok daha büyük anlam kazanıyor. Ulus olarak, manevi değerlere, birlik ve kenetlenmeye çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde bayramları fırsat olarak değerlendirmeliyiz” diyen Dr. Yıldırım, milletçe nice bayramları sağlık, huzur, birlik ve beraberlik içinde kutlama temennisinde bulundu.

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI -ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: “KENETLENMİŞ, BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR MİLLET OLMANIN ONURUNU YAŞIYORUZ”

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI -ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: “KENETLENMİŞ, BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR MİLLET OLMANIN ONURUNU YAŞIYORUZ”

Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı ve Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Genel Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Dr. Yıldırım, “İlk günkü heyecan ve gururla kutladığımız Büyük Taarruz’un 95. yıldönümünde, her zaman olduğu gibi kenetlenmiş, büyük ve güçlü bir millet olmanın onurunu yaşıyoruz” dedi.

Türk Milleti’nin en zor koşullarda bile var olma mücadelesini sürdürdüğüne dikkati çeken Dr. Yıldırım, “30 Ağustos tarihi aynı zamanda esareti asla kabul etmeyen bir milletin, bitti denilen noktada yeniden doğuşunu tüm dünyaya ilan ettiği gündür” ifadelerine yer verdi.

Dr. Yıldırım, mesajını şu sözlerle sonlandırdı: “Tüm dünyaya kahramanlıkları ve cesaretiyle örnek olan Türk Milleti, birlik ve beraberliğiyle de örnek olmaya devam edecektir. Bu güzel vatanı canları pahasına koruyan ve bizlere armağan eden Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, nice 30 Ağustosları milli birlik ve beraberlik içinde, huzurla kutlamayı temenni ediyorum.” 

ULUSLARARASI ANTEPFISTIĞI KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ FESTİVAL ALANINDA STANT AÇTI

ULUSLARARASI ANTEPFISTIĞI KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ FESTİVAL ALANINDA STANT AÇTI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi 10’uncu Uluslararası Antepfıstığı Kültür ve Sanat Festivali’nde stant açtı.

Şefler ve Gurmelerle Antepfıstığı Hasat Şenliği ve Paneli ile başlayan festival, Fıstık Park’ta birbirinden farklı etkinliklerle gerçekleşti. Birçok kurum ve kuruluşun stant açtığı festival alanında Özel Sani Konukoğlu Hastanesi standında kan şekeri ve tansiyon ölçümü yapılarak katılımcılar bilgilendirildi.

Hafta sonu Fıstık Park’ta gerçekleşen festival süresince ücretsiz olarak kan şekeri ve tansiyon ölçümü yapılan stant, yoğun ilgi gördü.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

GAPSHOES FUARI - SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GAPSHOES’TE STANT AÇTI

GAPSHOES FUARI - SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GAPSHOES’TE STANT AÇTI

Sani Konukoğlu Hastanesi 26’ıncı Uluslararası Ayakkabı, Terlik, Saraciye ve Yan Sanayi Yaz Fuarı’nda (GAPSHOES) stant açtı.

Ortadoğu Fuar Merkezi’nde düzenlenen fuara, yurtiçi ve yurtdışından pekçok firma yoğun ilgi gösteriyor. Özel Sani Konukoğlu Hastanesi standında, hastanede sunulan sağlık hizmetleri hakkında bilgiler verilirken, dileyen ziyaretçi ve katılımcıların kan şekeri ile tansiyon ölçümü hizmeti de ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Vali Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Milletvekili Nejat Koçer, Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, GSO Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğlu, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep Ticaret Odası Meclis Başkanı Settar Konukoğlu, OSB Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Köken, Gaziantep Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Ömer Küsbeoğlu ve Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz’ın katıldığı fuar, 16 Aralık 2017 tarihine kadar gezilebilecek.

FUAR HAKKINDA

GAPSHOES 26’ıncı Uluslararası Ayakkabı, Terlik, Saraciye ve Yan Sanayi Yaz Fuarı’na Gaziantep, Adana, Çankırı, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya, Samsun ve Şanlıurfa’nın yanı sıra, Suriye, Suudi Arabistan, Irak ve İran’dan toplam 300 firma 800 markayla katılıyor.

Ayakkabı ve Terlik sektörünün Türkiye’deki en önemli buluşma adresi olan GAPSHOES Fuarı’na Ortadoğu Ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere yurtiçi ve yurtdışından yaklaşık 35 bin ziyaretçinin gelmesi bekleniyor.

Fuar dört gün süreyle saat 10.00-19.00 arasında ziyaretçilere açık olacak.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

ASİD BAŞKANI DR. YILDIRIM’IN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI

ASİD BAŞKANI DR. YILDIRIM’IN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI

Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Ramazan Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Dr. Yıldırım, bayramların sevgi, saygı ve karşılıklı hoşgörünün bir simgesi olduğunu belirterek, “Bizler için kutsal bir ayın ardından başlayan Ramazan Bayramını, milli ve manevi değerlerimizi yaşatarak, birlik ve beraberlik içinde kutlamalıyız” dedi.

Bayram geleneğinin kuşaktan kuşağa hak ettiği şekilde aktarılması gereken büyük bir miras olduğunu belirten Dr. Yıldırım, “Toplumumuz sevgi, kardeşlik, birlik ve beraberliğin üzerine inşa edilmiştir. Sevgi, saygı, huzur ve sağlık dolu bayramlar geçirmeniz dileğiyle, Ramazan Bayramınız kutlu olsun” ifadelerine yer verdi.

LYS ÖNCESİ ÖNERİLER -UZMAN PSİKOLOG GÖKÇE DERTLİ: -“SINAVA GÜNLER KALA YORGUNLUĞA BAĞLI KAYGIYI AZALTMAK İÇİN SINAVI GÖZÜNÜZDE BÜYÜTMEMEK, YORGUNLUĞU AZALTMAK GEREKİR”

LYS ÖNCESİ ÖNERİLER -UZMAN PSİKOLOG GÖKÇE DERTLİ: -“SINAVA GÜNLER KALA YORGUNLUĞA BAĞLI KAYGIYI AZALTMAK İÇİN SINAVI GÖZÜNÜZDE BÜYÜTMEMEK, YORGUNLUĞU AZALTMAK GEREKİR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Uzman Psikoloğu Gökçe Dertli, “Sınava günler kala yorgunluğa bağlı oluşan kaygıyı azaltmak için sınavı gözünüzde büyütmemek, sınavı bir savaş gibi görmeyip moralli ve inançlı girmek, yani zihinsel ve fiziksel yorgunluğu azaltmak gerekir” dedi.

LYS’ye günler kala, sınava girecek öğrencilere ve ailelerine önerilerde bulunan Dertli, birçok öğrencinin sınava günler kala daha çok kaygı ve stres hissettiğini, yanlış yapılan her soruyu büyüttüğünü, eksiğinin çok olduğunu ve şimdiye kadar bir şey yapmadığını düşünerek yaptığı doğruları görmezden geldiğini söyledi.

Bunun en temel nedeninin yorgunluk olduğunu belirten Dertli, öğrencilere şu önerilerde bulundu:

- Denemelerdeki sınav stratejinizi netleştirin (eğer hala değişkenlik gösteriyorsa),

- Geçmiş yılların sınav sorularını çözmediyseniz çözün,

- Deneme sınavlarını ciddiye alın bunlar son provalar; denemelere girerken gerçek sınav gibi düşünerek girin,

- Hatırlatma kağıtlarınızı ve notlarınızı gözden geçirin,

- Son çalışmalarınız tamamen pratiğe yönelik olsun,

- Sınava 1-2 gün kala yeni şeyler öğrenmeye çalışmayın,

- Stresli ve yorucu faaliyetlerden uzak durun,

- Sınavdan bir önceki gün kesinlikle ders  çalışmayın,

- Sınava gireceğiniz okulu, sınıfı, sırayı önceden görün,

- Sınav anında çelişkili, zor soruları çözmek için dakikalarınızı harcamayın,

- Bir sorunun çözümüyle uğraşırken, önceki sorulara verdiğiniz cevapları aklınıza getirerek düşüncelerinizin yönlendirilmesine izin vermeyin,

- Sınav anında sınav sonrasını düşünmemeye çaba gösterin,

- Sınavda alacağınız puanı, sıralamanızı, ailenize ya da arkadaşlarınıza diyeceklerinizi düşünmeden size tanınan süreyi işlevsel bir şekilde sonuna kadar kullanın.

EBEVEYNLERE ÖNERİLER:

Dertli, ebeveynlere de, çocuklarına yardımcı olabilecek, sınav öncesi için şu noktalara dikkat etmelerini önerdi:

- Sınav öncesinde çocuğunuzun sınav yeri ve zamanını mutlaka teyit edin. Eğer sınav daha önce gitmediğiniz bir yerde ise sınavın yapılacağı yeri çocuğunuz ile birlikte görmeye gidin.

- Konuşmalarınıza özen gösterin. Çocuğunuza ne kadar çalışması gerektiği ile ilgili düşüncelerinizi söylemenin artık zamanı değil. Baskıdan kaçının.

- Çocuğunuzun sınavı hakkında endişeli olabilirsiniz, bu normaldir. Ancak yanında serinkanlı olmaya çalışın. Endişeniz çocuğunuzun da sınav ile ilgili daha fazla kaygılanmasına sebep olur.

- Birçok anne-baba dinlenmiş bir zihin ve bedenin önemini hafife almaktadır. Yorgun çocuk odaklanmakta güçlük çektiği gibi zorluklar karşısında kolayca allak bullak olabilir. Çalışmalar çocukların uykusu ve sınav performansları arasında anlamlı ilişki olduğunu göstermektedir. Ayrıca çocuğunuzun yatmadan önce birkaç saat dinlenmesine izin verin, bütün gece çalışmak çocuğunuz için stresli olabilir.

- Çocuğunuz ile sınav öncesinde olumlu şeyler hakkında konuşun. Araştırmalar olumlu duyguların daha etkin ve kişinin lehine çalışan beyin aktivitelerin başlamasını sağladığını göstermektedir. Eğer çocuğunuz sinirli ya da endişeli gözüküyorsa onu iyi hissettiren şeyler düşünmesini sağlayın.

- Çocuğunuzun sınav günü kahvaltı atlamasına izin vermeyin. Çalışmalar, yumurta gibi yağsız protein ile birlikte tam tahıllı gevrekler zengin bir kahvaltının çocuğunuzun enerjisini korumak ve sınav sırasında onu daha uyanık tutmak için kanıtlanmış olduğunu göstermektedir.

- Kendi kendine negatif konuşma yoğun kaygı yaşayan birçok öğrencinin yaptığı bir davranıştır. Kendi kendine negatif konuşma sınav öncesinde ya da sınav sırasında öğrencinin güvenini kaybetmesine ve sınavı bırakmasına neden olur. Negatif konuşmaların yerine pozitif konuşmaları yerleştirmenin öğrencinin hem rahatlamasına hem de kendine güvenmesine yardımcı olacak, sınav kaygısının da azalmasını sağlamaktadır.

“OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ BELGESİ” - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ BELGE ALDI

“OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ BELGESİ” - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ BELGE ALDI

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla, 1996 yılında Gaziantep ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sağlık hizmeti vermek amacıyla faaliyete geçen Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, gerçekleşen TSE Denetimi sonucu “OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi”ni de aldı.

Hasta memnuniyetinin ve sürekli gelişimin hedeflendiği bir yönetim anlayışı ile yönetilen hastane, 1998 yılında ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemleri Belgesini alan Türkiye’de altıncı, özel hastaneler içerisinde dördüncü hastane olarak önemli bir başarıya imza atmıştı.

Bu doğrultudan hareketle Özel Sani Konukoğlu Hastanesi çalışanları için, İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili yasal mevzuatın ışığı altında, varsa mevcut risklerin ortadan kaldırılması ya da en aza indirmesi, sağlıklı, güvenli bir çalışma ortamı oluşturması ve bu ortamın yönetilmesi amacıyla, 2016 yılında OHSAS 18001 Kalite Yönetim Sistemi çalışmaları başlatıldı.

Yönetimin taahhüdü ile başlayan bu çalışmalar, tüm çalışanların iş güvenliğini bir davranış biçimi haline getirene kadar devam etmesi ve kazanılan seviyeyi sürekli iyileştirmek,  sağlıklı ve güvenli çalışma hayatı oluşturulması felsefesi ile çalışmalarını tamamlayıp, TSE tarafından yapılan denetim sonucunda OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi’ni alan Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde, iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi ile entegre ederek kaynakların da korunması sağlandı.

RAMAZAN AYINDA NASIL BESLENMELİYİZ? -SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ BESLENME VE DİYET UZMANI ERÖZGÜR: -“GÜNLÜK ALINMASI GEREKEN ENERJİ, PROTEİN, VİTAMİN VE MİNERAL ORANLARI DEĞİŞMEZ”

RAMAZAN AYINDA NASIL BESLENMELİYİZ? -SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ BESLENME VE DİYET UZMANI ERÖZGÜR: -“GÜNLÜK ALINMASI GEREKEN ENERJİ, PROTEİN, VİTAMİN VE MİNERAL ORANLARI DEĞİŞMEZ”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Erözgür, Ramazan ayı, bayram, tatil ne olursa olsun günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranlarının değişmeyeceğini söyledi.

Erözgür, “Bu yıl oruç tutanlar günde 17 saat açlıkla karşı karşıya kalacak. Sağlık sorunu olmayan Müslümanların, iftar, sahur ve ara öğünlerde gerekli enerji, protein, vitamin ve mineralleri dengeli şekilde alabilmeleri için bir yol haritası hazırlamaları gerekir” dedi.

Ramazan Ayı’nın gelmesiyle birlikte oruç tutanların günlük beslenme şeklinin ve öğün sayısının değiştiğini anımsatan Erözgür, “Üç öğün olan günlük beslenme Ramazanın gelmesiyle birlikte, ikiye düşmekte, hatta bazı bireyler dikkat etmeyerek tek öğünle, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı, börek tüketimi artmakta, buna karşılık sebze, meyve ve beyaz et tüketimi azalmakta” uyarısında bulundu.

“Oruç tutmak isteyip riskli grupta bulunanların mutlaka hekimlerinden izin alarak bu ibadeti yerine getirmeleri gerekir” diyen Erözgür, riskli grupları ise şu şekilde sıraladı:

“- Kronik hastalığı olup sürekli ilaç kullanması gerekenler mutlaka ilaç saatleri ve dozuyla uzun süreli açlığı hekimlerine danışmalı.


- Şeker hastaları, özellikle insüline bağımlı olanların mutlaka hekime danışması ve ardından bir beslenme uzmanı tarafından günlük beslenme planını alması gereklidir.

- Çocuklar günlük enerji kullanımı ve gelişmekte olan vücut yapıları sebebiyle bu yılki sıcak havalar da göz önünde tutulduğunda oruç tutmak konusunda riskli gruptadır. Özellikle dokuz yaşın altındaki çocuklar oruç tutmamalıdır.

- Seyahatte olanlar, akli dengesi ve  psikolojik durumu bozuk olanlar da oruç tutmayabiliyor.

- Emziren anneler ve hamileler için uzun süreli açlık önerilmiyor.

- 65 yaş üzerindekiler, böbrek hastaları ve diyalize bağımlı olanlarla, kan şekerinde ani düşme (hipoglisemi) sorunu olanlar oruç tutma konusunda risk altındadır.

- Mide ve bağırsak gibi sindirim  sistemi rahatsızlığı olanlar, uzun süreli açlık ve ardından boş mideye yenilen  yemekler sindirim   güçlüğü yaratabilir.

-Yeni operasyon geçirmiş fiziki gücünü henüz sağlayamayanlar.”

 

SAHURDA UZAK DURULACAK BESİNLER NELERDİR?

Erözgür, uzun süreli açlık metabolizmanın yavaşlamasına neden olacağı için, Ramazan ayında 2 ana öğünden biri olan sahurun kesinlikle atlanmaması gerektiğine vurgu yaptı.

 “Sahurda kahvaltılık türünde, çok ağır olmayan fakat aynı zamanda tok tutucu besinler tüketmek gerekir” diyen Erözgür, şöyle devam etti:

 

“Tuzlu peynir, zeytin, salam, sucuk gibi gıdalar hem gün içerisinde susuzluk hissini arttırdığı, hem de yağlı olup kilo artışına neden olabileceğinden uzak durulması gerekir. Bunların yerine yağ ve tuz oranı düşük füme etler, zeytin yerine yağlı tohumlar ceviz, badem, fındık tüketilebilir.

Sahurda daha çok hafif kahvaltı, çorba, az yağ ile hazırlanmış zeytinyağlılar tercih edilmeli. Mide rahatsızlıklarının oluşmasını engelleyebilmek için özellikle yağlı besinlerden, kafein içeren kahve ve kakao tüketiminden kaçınılmalı ve yemeğin hemen üzerine uykuya yatılmamalı.”

RAMAZAN’IN SÜPER 5’LİSİ

Erözgür “Ramazanın süper 5’lisi” olarak adlandırdığı yumurta, süt/yoğurt, tam buğday ekmeği, salata ve baharatlarla ilgili bilgiler de paylaştı. 

Anne sütünden sonra en kaliteli proteine sahip olan yumurtanın tok tutmada en etkili besinlerden biri olduğunu ifade eden Erözgür, “Düşük kalorisi, yüksek protein içeriği, uzun süre tok tutuşu ve oldukça besleyici öğeler barındırması, yumurtayı sihirli besine dönüştürmektedir” diye konuştu.

Sahurda bir adet haşlanmış yumurta veya yumurta ile yapılmış menemen ya da omlet tüketmenin tokluk süresini uzatmada yararlı olacağına dikkati çeken Erözgür, “Yumurtanın demirini öldürmemek için yanında çok açık çay veya ıhlamur, papatya gibi kafein oranı daha düşük bitki çayları tercih edilebilir” ifadelerini kullandı.

Erözgür, süt ve süt ürünlerini sahurda bulundurmanın tokluk süresini uzatacağına işaret ederek, şunları kaydetti:

“İçerdiği yüksek protein ile çabuk acıkmanızı engellemektedir. Sahurda süte yer açmak, içerisinde bulunan kalsiyumun yağ yakıcı etkisinden faydalanmanız da çabası olacaktır. Sahurda  ekmeği tercih etmek uzun süre tokluk sağlamaya yardımcı olur. Ekmek karbonhidrat grubundan bir besin olduğu için sindirimi ağızda başlamaktadır. Siz sahurunuzu yaparken tokluk sinyallerini beyine göndermektedir. Çabuk doymanızı sağlayan esmer ekmek, uzun bir tokluk süresi de sağlayacaktır.

Zayıflamak ve tokluk süresini uzatmak isteyen herkesin sofrasının başköşesinde yer alan salata sahurda da kurtarıcı rolü üstlenmektedir. Salatalara katılan sirke ve limon, sindirimin daha da uzamasına neden olarak aç kalmadan oruç tutmanızı sağlar. Kilo alınmak istenmiyorsa salatada bir süre soslardan uzak kalınmasında fayda var.”

Baharatlara ilişkin değerlendirme yapan Erözgür, kan şekerini düzenleyen, metabolizmayı hızlandıran tarçının, mucize baharatlar arasında bulunduğunu ve tatlı krizlerini önlemek amacıyla şekersiz kakao ve tarçın tercih edilebileceğini anlattı.

Ramazan ayı süresince tarçını bol miktarda kullanmanın aç kalınan süre boyunca tokluk süresini uzatacağının altını çizen Erözgür, tarçına süt, yoğurt, su ve çayda, meyvelerin üzerinde yer verilebileceğine dikkati çekti.

SUSUZLUK GİDERİCİ MEYVE: KARPUZ, SALATALIK

Yaz mevsimine denk gelen Ramazan ayında açlıktan daha önemli bir konu varsa onun da susuzluk olduğuna işaret eden Erözgür, şu uyarılarda bulundu:

“Günlük 2 litre su tüketmeyi ihmal etmeyin. Susamamak için içtiğimiz bol suyun yanında su içeriği yüksek besinleri tüketmek de susuzluğumuzu bastırmamıza yardımcı olacaktır. Susuzluğumuzu bastıracak besinlerin kralı ise karpuzdur. Tam bir yaz meyvesidir. İçerdiği düşük kalori ile de kilo almanızı engeller.”

Erözgür’ün örnek Ramazan diyeti ise;

SAHUR:  

 Açık çay/bitki çayı(şekersiz)

Bir adet haşlanmış yumurta veya bir yumurta sarısı+iki yumurta beyazı ile yapılmış menemen ya da sebzeli omlet

İki parmak kalınlığında  büyüklüğünde beyaz peynir (az yağlı/light)

Üç adet tam ceviz içi veya 10 adet badem

Bol söğüş sebze ve yeşillik

Bir dilim karpuz veya bir adet şeftali

Bir kase yoğurt+bir çay kaşığı tarçın eklenmiş

İki - üç ince dilim esmer  ekmek (tam buğday ekmeği/çavdar ekmeği/yulaf ekmeği)

İFTAR

B su bardağı su+b adet medine hurması

Bir kase çorba (içtikten sonra 15 dakika beklenilmesi gerekmektedir)

Bi küçük tabak kıymalı sebze yemeği (susuz)

Bol salata (Bir yemek kaşığı zeytinyağı, sirke ve limon eklenmiş)

Bir su bardağı ayran/ bir kase cacık/ yarım kase yoğurt(yarım yağlı)

İki ince dilim ekmek (tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği, yulaf ekmeği)

ARA ÖĞÜN

Bir porsiyon meyve

Bir çay bardağı leblebi

SAĞLIKLI BESLEN, HAREKET ET - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ, TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI KAPSAMINDA MASAL PARK’TA STANT AÇTI

SAĞLIKLI BESLEN, HAREKET ET - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ, TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI KAPSAMINDA MASAL PARK’TA STANT AÇTI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı kapsamında, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin, "Sağlıklı Beslen, Hareket Et" sloganıyla düzenlediği "Obezite Farkındalık Haftası" etkinlik alanında Masal Park’ta stant açtı.

Stantta beslenme ve diyet uzmanları vücut / kitle indeksi konusunda bilgiler verirken, hemşire tarafından isteyen ziyaretçilere tansiyon ve kan şekeri ölçümü yapıldı, hastanede verilen hizmetler hakkında bilgiler paylaşıldı.  

SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyet Bölümü öğrencilerinin oluşturduğu Yaşam Rehberim Kulübü üyeleri tarafından stantta ayrıca segmental vücut analizi yapılarak, beslenme ve diyet konusunda bilgiler verildi.

HEMŞİRELER KAHVALTIDA BİR ARAYA GELDİ - SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE “HEMŞİRELİK HAFTASI” KUTLANDI

HEMŞİRELER KAHVALTIDA BİR ARAYA GELDİ - SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE “HEMŞİRELİK HAFTASI” KUTLANDI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde Hemşirelik Haftası kutlamaları kapsamında hemşireler sabah kahvaltısında bir araya geldi.

Çamlıca Köşkü Restoran’da düzenlenen kahvaltıya katılan SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Adil Sani Konukoğlu, “Allah emeğinizi boşa çıkarmasın. Hepinizin gününü kutluyor, ömür boyu mutluluklar diliyorum” dedi.

SANKO Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Güner Dağlı ise “Bir Afrika atasözünde ‘Hızlı gitmek istiyorsan yola yalnız çık, ileriye gitmek istiyorsan ekibinle çık’ der. Biz de hastanesiyle, üniversitesiyle, doktoruyla, hemşiresiyle bir ekibiz ve ileriye gitmeyi hedefledik, çok şükür gidiyoruz da” diye konuştu.

Sağlık sektöründe doktor kadar, hemşirenin, ebenin, fizyoterapistin, beslenme ve diyet uzmanının hatta güvenliğin de önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Dağlı, “Ekip olarak çıktığımız bu yolda, daha güzel hedeflere ve yerlere ulaşacağız. Hemşirelik ve ebelik gününüzü kutluyorum” ifadelerini kullandı.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Genel Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım da hem bir eş, hem bir anne olan hemşirelerin Hemşirelik Haftası’nı kutladı.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Başhemşiresi Ceylan Özyılmaz ise hemşireliğin sağlık bakımı sunumunun ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“En büyük amacımız hastalara kaliteli bakım vermektir. Hemşirelik, güç ister, emek ister, sevgi ister, şefkat ister. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Birlik ve beraberliğimizin devam etmesi dileğiyle haftamızı kutluyorum”

Kahvaltıya SANKO Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Can Polat Eyigün, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, SANKO Üniversitesi öğretim üyeleri, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Müdürü Hüseyin Söylemez, Hastane Yöneticisi Orhan Ahi,  hekimler, hemşireler ve aileleri katıldı.

Konuşmaların ardından yapılan çekilişle, hemşirelere altın hediye edilmesiyle kahvaltı sona erdi.

HEMŞİRELİK HAFTASI -SANKO ÜNİVESİTESİ VE SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE GÖREVLİ HEMŞİRELER ADINA SANMED ORMANI’NA AĞAÇ DİKİLDİ

HEMŞİRELİK HAFTASI -SANKO ÜNİVESİTESİ VE SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE GÖREVLİ HEMŞİRELER ADINA SANMED ORMANI’NA AĞAÇ DİKİLDİ

SANKO Üniversitesi ve Sani Konukoğlu Hastanesi’nde, 12 – 18 Mayıs Hemşirelik Haftası etkinlikleri kapsamında hemşireler adına SANMED Ormanı’nda ağaç dikimi gerçekleştirildi.

SANKO Üniversitesi’nde düzenlenen törende, Rektör Vekili Prof. Dr. Güner Dağlı, Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde görev yapan akademisyenlere sertifikalarını takdim ederek, başarılarının devamını diledi.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde düzenlenen törende ise Genel Müdür Dr. Yusuf Ziya Yıldırım ve Başhemşire Ceylan Özyılmaz tarafından bütün hemşirelerin hemşirelik haftası kutlanarak sertifikaları takdim edildi.

SANKO ÜNİVERSİTESİ

2013 yılında kurulan SANKO Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin Hemşirelik, Beslenme ve Diyetetik ile Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümlerinde lisans düzeyinde, Moleküler Tıp ve Hemşirelik alanlarında yüksek lisans eğitimi veriliyor.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen ve dünya standartlarında hizmet verilen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

 

HEMŞİRELİK HAFTASI - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ BAŞHEMŞİRESİ ÖZYILMAZ: -“HEMŞİRELER SAĞLIK BAKIMI SUNUMUNUN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR”

HEMŞİRELİK HAFTASI - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ BAŞHEMŞİRESİ ÖZYILMAZ: -“HEMŞİRELER SAĞLIK BAKIMI SUNUMUNUN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Başhemşiresi Ceylan Özyılmaz, Hemşirelik Haftası nedeniyle bir açıklama yaptı.

Özyılmaz, hemşirelerin sağlık bakımı sunumunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “Hemşirelik uygulamaları, hemşirelerin bakım kalitesini sağlamak için ne yaptıklarını göstermektir. Bu sağlık kaynaklarının tahsisinde önemli bir adımdır ve hemşirelik uygulamalarını sağlık bakımı içinde görünür kılmaktadır” dedi.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde hasta memnuniyetini en üst seviyede tutmanın hedefleri olduğunu dile getiren Özyılmaz, şöyle devam etti:

“Hemşirelerimizi, gelişen teknoloji ile birlikte daha iyiye ve hasta bakımı konusunda daha profesyonel olarak yetiştirmek amacımızdır. Her şart altında büyük bir fedakarlık örneği sergileyen sonsuz sabır, sevgi, gayret ve özveri ile insan hayatının kutsallığından ödün vermeksizin gece ve gündüz mesleklerini icra etmek için çalışan kıymetli meslektaşlarımın haftasını kutluyorum.”

İŞ VE İSTİHDAM  GÜVENLİĞİ FORUMU -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ FORUMDA STANT AÇTI

İŞ VE İSTİHDAM GÜVENLİĞİ FORUMU -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ FORUMDA STANT AÇTI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezi’nde düzenlenen İş ve İstihdam  Güvenliği Forumu’nda stant açtı.

Suriye Krizinin Güney Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki Etkilerinin Azaltılması projesi kapsamında gerçekleştirilen forumda, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi tarafından açılan stantta dileyen katılımcılara ve ziyaretçilere kan şekeri ve tansiyon ölçümü hizmeti sağlanıyor.

Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezi’nde düzenlenen forum, iki gün açık kalacak.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen ve dünya standartlarında hizmet verilen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

HEMŞİRELİK HAFTASI -ANADOLU SAĞLIK İŞLETMELERİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: -“HEMŞİRELER İÇİN İNSANİ DEĞERLER ÖN PLANDADIR”

HEMŞİRELİK HAFTASI -ANADOLU SAĞLIK İŞLETMELERİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: -“HEMŞİRELER İÇİN İNSANİ DEĞERLER ÖN PLANDADIR”

Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı ve Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Genel Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, hemşireler için insani değerlerin ön planda olduğunu kaydetti.

Hemşirelik Haftası nedeniyle bir mesaj yayınlayan Dr. Yıldırım, hemşirelik mesleğinin insanların elinden tutup, gözlerinin içine bakarak, yaşam enerjisi vermeye çalışan severek, isteyerek ve fedakarca yapılan, onurlu bir meslek olduğuna vurgu yaptı.

Her mesleğin kendine göre zorluklarının bulunduğunu, ancak söz konusu insan sağlığı olunca, aynı acıyı ve mutluluğu yaşayan hemşireler için mesleki zorluk dışında, insani değerlerin de ön planda olduğunu belirten Dr. Yıldırım, “Sağlık sektörünün fedakar ve onurlu savaşçıları, gülümseyen yüzleri hemşirelerimizin haftasını kutluyorum” dedi.

“31. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ FUARI” - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ FUARDA STANT AÇTI

“31. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ FUARI” - ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ FUARDA STANT AÇTI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, 31. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından, Gaziantep Şehitkamil Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda stant açtı.

Fuarın açılışına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Müsteşar Yardımcısı Mazhar Yıldırımhan, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GSO Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Köken ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Temsilcisi Numan Özcan katıldı.

Çok sayıda firmanın yer aldığı fuarda, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi tarafından açılan stantta İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları çalışmalar hakkında bilgi verirken, dileyen katılımcılara ve ziyaretçilere kan şekeri ve tansiyon ölçümü hizmeti sağlanıyor.

Şehitkamil Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuar, 7 Mayıs 2017 tarihine kadar açık kalacak.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen ve dünya standartlarında hizmet verilen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.


OPR. DR. FARUK AYKANAT HASTA KABULÜNE BAŞLADI

OPR. DR. FARUK AYKANAT HASTA KABULÜNE BAŞLADI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Polikliniği’nde Opr. Dr. Faruk Aykanat da görev yapmaya başladı.

Gaziantep’te 1982 yılında doğan Aykanat, orta ve lise öğrenimini Gaziantep Anadolu Lisesi ve Gaziantep Vehbi Dinçerler Fen Lisesi’nde tamamladı. 2000 – 2006 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim gördü. 2007 – 2012 yılında İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ihtisasını yaptı.

Zorunlu hizmetini Gaziantep’te tamamlayan ve diz cerrahisi ve spor yaralanmaları konusunda tezini tamamlayan Opr. Dr. Aykanat, bu konudaki çalışmaları ve güncel tedavi yöntemlerini takip ederek, çalışmalar yapmaktadır.

Opr. Dr. Aykanat, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde travmalarda kırık ve eklem çıkıklarında cerrahi tedaviler, diz ve omuz çevresi artroskopik cerrahi, diz ve kalça eklem kireçlenmelerinde protez cerrahisi uygulamalarını gerçekleştirmektedir.

Opr. Dr. Aykanat, halen Yrd. Doç. Dr. Cenk Cankuş ve Opr. Dr. Levent Bostancı’nın görev yaptığı Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Polikliniğinde 2017 yılı Nisan ayı itibariyle hasta kabulüne başlamıştır.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen ve dünya standartlarında hizmet verilen hastanede, acil servis, biyokimya, patoloji ve klinik mikrobiyoloji laboratuvarları, radyoloji, nükleer tıp, kardiyovasküler cerrahi, organ nakli merkezi, nefroloji, genel cerrahi, beyin cerrahisi, çocuk cerrahisi, dahiliye, gastroenteroloji, endokronoloji, kulak burun boğaz, pediatri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, üroloji, ortopedi ve travmatoloji, enfeksiyon hastalıkları, fizik tedavi ve rehabilitasyon, plastik rekonstrüktif cerrahi, göz hastalıkları, kadın hastalıkları ve doğum, nöroloji, psikiyatri, göğüs cerrahisi, dermatoloji ve üremeye yardımcı tedavi merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

 

 

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE TOPLANTI  -“DİZ ÇEVRESİ SPOR YARALANMALARI” KONUSU ANLATILDI

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE TOPLANTI -“DİZ ÇEVRESİ SPOR YARALANMALARI” KONUSU ANLATILDI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü tarafından düzenlenen Gaziantep Ortopedi ve Travmatoloji Toplantıları kapsamında “Diz Çevresi Spor Yaralanmaları” konusu ele alındı.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanlarına yönelik düzenlenen toplantıda, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Cenk Cankuş, diz çevresi spor yaralanmalarında en sık görülen ön çapraz bağ yırtıklarının cerrahi tedavisi hakkında güncel yöntemler konusunda bilgiler verdi.

“Son zamanlarda sportif faaliyetlerin artması nedeniyle sadece sporcularda değil, diğer hasta gruplarında da diz bağ yaralanmaları sık görülmektedir” diyen Yrd. Doç. Dr. Cankuş, bu tip yaralanmalarda yapılan artroskopik ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu ameliyatında yeni tekniklerle hastaların biran önce günlük hayatına, sporcuların sportif faaliyetlerine dönmesinin sağlandığını söyledi.

Artroskopik (kapalı cerrahi) yöntemle hastanın bir gün sonrası yürümeye başladığına dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Cankuş, “Hastanın daha sonra fizik tedavi ve rehabilitasyon görmesi ile 2-3 hafta içinde rahatlıkla yürümesi, 3 ay içinde sportif faaliyetlere dönmesi sağlanmaktadır” dedi.

Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Spor Hekimi Dr. Sabriye Ercan ise diz bağ yaralanmalarında, cerrahi dışı tedavi yöntemlerinin öneminden bahsetti.

Dr. Ercan, “Bu tip yaralanmalarda ameliyat öncesi dizi kuvvetlendirmek ameliyat sonrasında diz kas gücüne katkı sağlayacaktır. Bu da diz rehabilitasyonunda günlük hayata, sportif faaliyetlere dönüşte büyük zaman kazanmamamızı sağlar” diye konuştu.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Faruk Aykanat da, ön çapraz bağ yaralanmalarında sık görülen vakalardan örnekler üzerinden cerrahi tedavi ve cerrahi dışı tedavi yöntemlerinin avantaj ve dezavantajları konusunda bilgiler verdi.

Dr. Aykanat, fizik tedavi ve rehabilitasyonun diz bağ yaralanmalarında ameliyat olan hastalar kadar, ameliyat olmayan hastalarda da gözardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Gaziantep ve çevre illerden gelen ortopedi uzmanlarının katılımıyla her ay düzenlenen toplantının sonunda tüm hekimler, interaktif olarak cerrahi tedavi yöntemleri ve ön çapraz bağ yırtıkları konusunda fikirlerini paylaştı.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM HEMŞİRELİĞİ KURSU

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM HEMŞİRELİĞİ KURSU

ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: “ŞEHRİMİZDE YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ EĞİTİM SAYISI NE KADAR ARTARSA, VERİLEN HİZMETLER DE DAHA İYİ HALE GELİR. BÖYLECE ŞEHRİMİZDEKİ BEBEK ÖLÜM ORANLARI DA O KADAR AZALACAKTIR”

- İL SAĞLIK MÜDÜRÜ DR. YAZI: “HİÇBİR BEBEK ÖLMESİN, HİÇBİR ANNE BEBEĞİNDEN MAHRUM KALMASIN”

Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü ve Genel Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) işbirliği ile Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Toplantı Salonu’nda “Yenidoğan Yoğun Bakım Hemşireliği Kursu” düzenlendi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ASİD Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, yenidoğan yoğun bakım hemşireliği kursunun başlamasından büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.

Dr. Yıldırım, “Şehrimizde yenidoğan yoğun bakım hizmetleri ile ilgili eğitim sayısı ne kadar artarsa, verilen hizmetler de o kadar iyi hale gelir. Böylece şehrimizdeki bebek ölüm oranları o kadar azalacaktır” dedi.

“Avrupa ülkelerinde ve gelişmiş ülkelerde doğum sonrası bebek ölüm oranları daha düşük iken, ülkemizde bu oranlar yüksek seyretmekteydi” diyen Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:

“Ancak sizlerin gayreti ile bu oranlar düşmeye başladı. Umut ediyorum ki bu eğitimler sayesinde de bundan sonraki süreçte bu oranlar çok daha düşecektir. Bu eğitimin sizlere bu konuda büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Bu eğitimin sunulması noktasında İl Sağlık Müdürlüğümüze, eğitimcilerimize ve bu eğitim almak için burada bulunanlara çok teşekkür ediyorum. Umarım bundan sonraki süreçte de bu eğitimler devam eder. Hepimiz bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek suretiyle bebeklerimize çok daha büyük katkılar sunabiliriz düşüncesiyle, iyi bir eğitim olmasını diliyorum.”   

İL SAĞLIK MÜDÜRÜ DR. SADETTİN YAZI

İl Sağlık Müdürü Dr. Sadettin Yazı ise Türkiye ve dünyada, ülkelerin gelişmişlik kriterlerinden en önemlilerinden birinin anne ve bebek ölümleri olduğuna dikkati çekti.

Gaziantep’te Türkiye ortalamasının üzerinde olan bebek ölüm oranının, kamu ve özel hastanelerin işbirliği ile gerilediğini anlatan Dr. Yazı, şöyle konuştu:

“2016 yılında gerçekleştirilen bir çalıştayla belirlenen kriterlerden biri Gaziantep’te yeni doğanda çalışan hemşirelerimizin, yeni doğan hemşireliği konusundaki eksikliklerinin giderilmesi ve burada yetişmiş kalıcı hemşirelerin çalışması şeklindeydi. Bunun sonucunda ASİD Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım Bey ve diğer hocalarımızla yoğun çalışmalar sonucunda böyle bir eğitimi planladık.

Hastanelerimizin, yeni doğan yoğun bakım konusunda daha dikkatli çalışmalar gerçekleştirdiğini biliyoruz. Sonuçlara baktığımızda bebek ölümlerinin nedenlerindeki değişimler de bunu gösteriyor. Bildiğiniz gibi geçmişte bebek ölümleri en fazla enfeksiyon ve benzer konularda olurken şimdi ise bebek ölümlerimiz daha çok prematüre ve konjental hastalıklardan gerçekleşmekte. Bu da yenidoğandaki kalite artışının bir göstergesidir.”

“Bu eğitimin sizleri daha bilgili, daha donanımlı hale getireceğine inanıyorum, hemşirelik konusundaki gelişiminizle bunlardaki konjental hastalıklara bağlı bebek ölümlerinde de inşallah azalmalar olacaktır” diyen Dr. Yazı, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gaziantep’te ciddi bir düşüş sağladığımız bebek ölümleri, bu eğitimlerle daha da düşecektir. Türkiye ortalamasının altına inmiş bulunmaktayız ama biz hiçbir bebek ölmesin hiçbir anne bebeğinden mahrum kalmasın diyoruz. Ben bu noktada hem ASİD yöneticilerimize, hem de hastanelerimizin yöneticilerine ile hocalarımıza, katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu eğitimin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi ve bu tür eğitimlerin devam etmesini temenni ediyorum. Belirli periyotlarla hemşirelerimizi eğiterek bebek ölüm oranının daha da düşeceğine inanıyorum.”

Açılış konuşmalarının ardından Anka Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Sivaslı, Medical Park Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Doç. Dr. Servet Özkiraz, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ünal Sarıkabadayı, NCR International Hospital Neonatoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Selim Asker’in eğitimci olduğu kurs programı başladı. 

21 Nisan 2017’ye kadar devam edecek teorik eğitimin ardından, 24 – 28 Nisan ve 1 – 5 Mayıs 2017 tarihleri arasında pratik eğitimler gerçekleştirilecek.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS -PSİKİYATRİ UZMANI DR. KÜÇÜKTÜFEKÇİ DEPRESYONU ANLATACAK

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS -PSİKİYATRİ UZMANI DR. KÜÇÜKTÜFEKÇİ DEPRESYONU ANLATACAK

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde halka açık konferanslar kapsamında, Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Haydar Küçüktüfekçi tarafından “Depresyon” konusu anlatılacak.

Dünya Sağlık Günü nedeniyle, Halk Sağlığı Müdürlüğü ile birlikte düzenlenecek konferansta Dr. Küçüktüfekçi depresyon nedir, sebepleri nelerdir, nasıl anlaşılır, tedavisi konularında bilgiler paylaşacak.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Toplantı Salonunda, 7 Nisan 2017 Cuma günü saat 10.00’da düzenlenecek konferansa, dileyen herkes davetiyesiz katılabilecek.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE 14 MART TIP BAYRAMI KUTLANIYOR

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE 14 MART TIP BAYRAMI KUTLANIYOR

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi yönetimi, “14 Mart Tıp Bayramı”nda, hekimlerini unutmadı.

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Genel Müdür Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, SANKO Holding Yönetimi adına hekimleri tek tek ziyaret ederek gül sundu 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı.

Sağlığın olmazsa olmazı hekimliğin, özverili ve insani duygularla yapıldığını dile getiren Dr. Yıldırım, hekimlere daha uzun yıllar birlikte çalışma temennisinde bulundu.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ -ÜROLOJİ UZMANI OPR. DR. GÖKHAN ÇİL HASTA KABULÜNE BAŞLADI

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ -ÜROLOJİ UZMANI OPR. DR. GÖKHAN ÇİL HASTA KABULÜNE BAŞLADI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, Üroloji Polikliniği’nde Opr. Dr. Gökhan Çil de görev yapmaya başladı.

Almanya’da 1984 yılında doğan Opr. Dr. Çil, ortaöğrenimini Gaziantep Anadolu Lisesinde tamamladı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden 2008 yılında mezun olduktan sonra Gaziantep Üniversitesinde 2014 yılında Üroloji ihtisası yaptı.

Opr. Dr. Çil, 2016 yılında Adıyaman’ın Besni ilçesinde mecburi hizmet görevinin ardından, 2016-2017 yıllarında özel bir sağlık kuruluşunda görev aldı.

Opr. Dr. Çil, halen Yrd. Doç. Dr. Hatem Kazımoğlu’nun görev yaptığı Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde Üroloji Polikliniğinde 2017 yılı Mart ayı itibariyle hasta kabulüne başladı.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

 

14 MART TIP BAYRAMI -ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM:  -“TIP MESLEĞİ SEVGİ, FEDAKARLIK VE YOĞUN BİR ÇABA GEREKTİR”

14 MART TIP BAYRAMI -ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRIM: -“TIP MESLEĞİ SEVGİ, FEDAKARLIK VE YOĞUN BİR ÇABA GEREKTİR”

Merkezi Gaziantep’te bulunan Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği (ASİD) Genel Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, tıp mesleğinin sevgi, fedakarlık ve yoğun bir çaba gerektirdiğini belirtti.

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Dr. Yıldırım, “Hekimlik, uzun bir eğitim ve çalışma sürecinin sonunda elde ediliyor. Ancak mesleğe adım atmakla bu süreç tamamlanmadığı gibi öğrenme, yeniyi ve günceli takip etme, kendini mesleki anlamda geliştirme devam ediyor. Sevgi ve özveri ise mesleğimizin temelini oluşturan en önemli desteklerimiz olarak, hayat boyu bizlere eşlik ediyor” dedi.

Gençlerin meslek seçiminde tıbbın hala çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Dr. Yıldırım, “Sevgi, fedakarlık ve yoğun bir çabayla gerçekleştirilen, insani duyguların öncelikli olduğu bu mesleği yerine getiren tüm hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyor, hayatımızın her alanında ve sağlıkta şiddetin son bulmasını diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLANDI

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLANDI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi yönetimi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın personelini unutmadı.

Genel Müdür Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, hastanede görev yapan kadın personelin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak başarılı çalışmalarının devamını diledi.

Dr. Yıldırım, ziyaret ettiği sağlık ve idari kadın personeline karanfil takdim ederek, her şeyin gönüllerince olması temennisinde bulundu.

ANNEDEN OĞLUNA İKİNCİ HAYAT -SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE ANNESİNİN BÖBREĞİ İLE HAYATA TUTUNAN BÜLENT YAKARYILMAZ: “ANNEM BANA YENİDEN HAYAT VERDİ”

ANNEDEN OĞLUNA İKİNCİ HAYAT -SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE ANNESİNİN BÖBREĞİ İLE HAYATA TUTUNAN BÜLENT YAKARYILMAZ: “ANNEM BANA YENİDEN HAYAT VERDİ”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde gerçekleştirilen operasyonla annesinden nakledilen böbrekle ikinci kez hayata tutunan Bülent Yakaryılmaz, annesinin kendisine yeniden hayat verdiğini söyledi.

Osmaniye Bahçe’de yaşayan 13 yıllık evli iki çocuk babası Bülent Yakaryılmaz (40), bir yıldan beri böbrek hastası olduğunu belirterek, “Baş ağrısı ve yüksek tansiyon şikayetleri ile doktora gittiğimde yapılan tetkikler sonucunda doğuştan sağ böbreğimin gelişmediği belirlenerek ilaç tedavisi başlatıldı” dedi.

“İlerleyen süreçte ilaçlar yetersiz gelmeye başladı. Doktorum ya diyaliz tedavisine başlamam ya da nakil olmam gerektiğini söyledi” diyen Yakaryılmaz, şöyle konuştu:

“Bunu duyan annem böbreğini vermek istedi. Yapılan tetkikler sonucu dokuların uyduğunu öğrenince nakil için Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’ne yatışımızı ve nakil işlemini gerçekleştirdik. Çok şükür başarılı bir nakil oldu. Annem sayesinde diyalize girmeden tekrar sağlığıma kavuştum. Annem yeniden bana hayat verdi.”

Sani Konukoğlu Hastanesi’ni, gerçekleştirilen başarılı nakiller nedeniyle tercih ettiğini kaydeden Yakaryılmaz, “Operasyonu başarı ile gerçekleştiren Prof. Dr. Fatih Yüzbaşıoğlu, Doç. Dr. Selman Ünverdi ve Organ Nakil Merkezi ekibine teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Organ bağışı konusunda herkesin daha duyarlı olmasını isteyen Yakaryılmaz, uygun bulunursa, kendisinin de organ bağışında bulunacağına vurgu yaptı.

ANNE EMİNE YEŞİL

Ev hanımı olan 7 çocuk annesi Emine Yeşil (65) ise oğlunun ve torunlarının durumuna dayanamayarak, oğluna böbreğini vermeyi kararlaştırdığına dikkati çekti.

Doku uyumu olduğu saptanınca gerçekleştirilen operasyon sonucu oğlunun kurtulduğunun altını çizen Yeşil, organ bekleyen herkesin bir an önce sağlığına kavuşmasını diledi.

OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ -UZMAN PSİKOLOG SÜYÜR: “TAKINTILI DÜŞÜNCELERİN GÜNLÜK YAŞAMIMIZI ETKİLEYECEK, GÜNLÜK AKTİVİTELERİMİZİ KISITLAYACAK DÜZEYE GELMESİ DURUMUNDA OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK AKLA GELMELİDİR”

OBSESİF- KOMPULSİF BOZUKLUK VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ -UZMAN PSİKOLOG SÜYÜR: “TAKINTILI DÜŞÜNCELERİN GÜNLÜK YAŞAMIMIZI ETKİLEYECEK, GÜNLÜK AKTİVİTELERİMİZİ KISITLAYACAK DÜZEYE GELMESİ DURUMUNDA OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK AKLA GELMELİDİR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Uzman Psikoloğu - Çift ve Aile Terapisti Melis Tümer Süyür, birçok insanın zaman zaman çeşitli konularda evham, endişe ve takıntılara kapılabileceğini, ancak çoğu kez günlük yaşam içinde ortaya çıkan bu duygularla baş edebileceğini ve sorunların yaşamı etkileme noktasına varmadan çözüme ulaştırabileceğini söyledi.

Melis Tümer Süyür, “Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamımızı etkileyecek, günlük aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumunda Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) adı verilen ruhsal hastalık akla gelmelidir” dedi.

“Mantıksız düşüncelerin ve korkuların (takıntılar) insanı sürekli tekrar eden davranışlar sergilemesine zorlayan psikolojik bir hastalık olan Obsesif Kompulsif bozukluğun kadınlarda görülme olasılığı daha yüksektir” diyen Melis Tümer Süyür, bu hastalığın tanımı, kişilerde nasıl oluştuğu, kendini hangi belirtilerle gösterdiği gibi konulara açıklık getirdi.

OKB

Çok sıkıntı yaratan, gündelik işlevleri kısıtlayan bu hastalığın aklın ısrarlı ve kontrol edilemeyen düşüncelerle dolduğu ya da kişinin bazı davranışları tekrar tekrar yapmaya zorunlu hissettiği bir kaygı bozukluğu olduğunu belirten Melis Tümer Süyür, şöyle devam etti:

“OKB toplumun yüzde 2 ile 3’ünü etkilemektedir ve kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre daha yüksektir. Genellikle, hamilelik, doğum, aile çatışması, işte güçlükler gibi stres yaratan bir olaydan sonra erken yetişkinlikte başlar. Erken başlangıç erkeklerde daha sık gözlenir ve kontrol etme kompulsiyonları şeklindedir. Geç başlangıç kadınlarda daha sıktır, temizlik kompulsiyonları tarzındadır.”

Obsesyon:

Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerin obsesyon olarak tanımlandığını kaydeden Melis Tümer Süyür, “Bu düşünceler kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar” diye konuştu.

Kompulsiyon (Tekrarlayıcı davranış):

Melis Tümer Süyür, tekrarlayıcı davranışları “Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemler” olarak tanımladı.

Depresyonla- OKB Arasındaki İlişki:

Depresyon dönemi sırasında, hastalarda bazen OKB gelişebileceğini anlatan Melis Tümer Süyür, “Obsesif- Kompulsif hastaların çoğunun anlamlı derecede depresyonu vardır. Ayrıca Obsesif Kompulsif Bozukluk diğer kaygı bozukluklarıyla, özellikle panik ve fobilerle ve çeşitli kişilik bozukluklarıyla birlikte görülebilir” ifadelerini kullandı.

OKB BELİRTİLERİ NELERDİR?

Obsesyon ve Kompulsiyonların toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterebileceğini vurgulayan Melis Tümer Süyür, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ülkemizde ve tüm dünyada en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türleri; bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu, cinsel içerikli obsesyonlar, simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları, dokunma kompulsiyonları, biriktirme ve saklama kompulsiyonları vs. obsesyonların bazı türlerindendir. Örneğin bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonunu şu şekilde gözünüzde canlandırabilirsiniz: 38 yaşında ev kadını, eve gelen misafirlerin dışarıdan mikrop taşıyacağı şeklindeki obsesyonlarından dolayı evdeki tüm halıların ve koltukların kirlendiği düşüncesiyle misafirler gittikten sonra gece saat kaç olursa olsun hepsini silmeden uyuyamıyordur.”.

HER TAKINTILI DÜŞÜNCE YA DA DAVRANIŞ OKB MİDİR?

“Yukarıdaki örneği okuduğunuzda aklınızdan ‘temiz, tertipli ve düzenli olmanın, güvenlik amacı ile kapıları, pencereleri kontrol etmenin ne zararı var, bunlar hastalık mı sayılmalı’ şeklinde düşünceler geçiyor olabilir” diyen Melis Tümer Süyür, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Elbette bu davranışları günlük yaşamımızda yapıyoruz ve hastalık olarak sayılmamalıdır. Ancak tıbbi açıdan bu şekildeki düşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi olumsuz yönde ketlemesi ve kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olması gerekir.  Örneğin, bir ev kadınının temiz ve düzenli olması doğal olarak hastalık sayılmaz ama hemen her gün, günün her saatinde temizlik yapıyor, her gün çamaşır yıkıyor ve bu davranışları nedeni ile de çocukları ve eşi ile sağlıklı zaman geçiremiyorsa hastalık olarak düşünülmelidir.”

OKB’NİN NEDENLERİ NELERDİR?

Melis Tümer Süyür, genetik, beyin işlevlerinde bozulma, serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk, çocukluk çağı travmaları, kişilik özellikleri gibi nedenlerin OKB oluşumunda etkili olabileceğini bildirdi.

OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İlaç Tedavisi - Bilişsel-Davranışçı Tedavi:

“Davranışçı görüşe göre, OBK sonuçlarının pekişmesiyle öğrenilen davranışlardır” diyen Melis Tümer Süyür, şunları kaydetti:

“Korkuda azalma, sonuçlardan biridir. Hastalar genellikle kaygı verici düşüncelerden kaçmaya çalışırlar, kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmaktadır. Hasta yüzleşmekten korktuğu kaçındığı düşünce (obsesyonlar) ile karşı karşıya getirilir, bu karşılaşmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları engellemektir. Amaç rahatsızlık veren düşüncenin oluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını sağlamaktır. Bu şekilde yapılan tedaviye alıştırma tedavileri adı verilir. Bilişsel hataların belirlenmesinden sonra yeterince işlevsel olmayan bu düşüncelerinin (ellerinin kirli olduğunu düşünme vs.) daha gerçekçi ve işlevsel olanları ile yer değiştirmesi sağlanır.

Düşüncelerinin bir felaketle sonuçlanacağını düşünen hastalardan bu düşünceleri durdurmak yerine özellikle akla getirmeleri istenilir. Ardından korkulan sonuçların oluşmadığını görmeleri, tedaviye uyum sağlamalarında önemli yararlar oluşturmaktadır. İlaç tedavisi ile kombine olan BDT ile hastalığın nüksetmesi de önlenebilmektedir. İlaç tedavisi için psikiyatr gözetimi altında olan hastaya psikoterapi için uzman bir psikologdan destek alması istenebilir. Takıntılar yaşamı herkes için çekilmez hale getirir. Takıntılarınızdan kurtulduğunuzda yeni bir yaşama merhaba demiş olursunuz.”

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS -“TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE GÜNCEL GELİŞMELER” KONUSU ANLATILDI

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS -“TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE GÜNCEL GELİŞMELER” KONUSU ANLATILDI

-YRD. DOÇ. DR. ÖZDURAK, “TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE TEKNOLOJİK İLERLEMELERLE GÜNÜMÜZDE BİRÇOK ÇİFT ÇOCUK SAHİBİ OLABİLMENİN MUTLULUĞUNU YAŞAYABİLMEKTEDİR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum - İnfertilite ve Tüp Bebek Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Halil Özdurak, tüp bebek tedavisinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler ve teknolojik ilerlemeler sayesinde günümüzde birçok çiftin çocuk sahibi olabilmenin mutluluğunu yaşayabildiğini söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Özdurak, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde düzenlenen halka açık konferansta, “Tüp Bebek Tedavisinde Güncel Gelişmeler” konusunu anlattı.

Tüp bebek tedavisinin, oosit denilen kadın üreme sistemi hücresi ile eşinden alınan spermin özel bir mikroskop altında mikroenjeksiyon yöntemiyle birleştirilerek elde edilen embriyoların vücut dışında geliştirilmesi ve takiben en fazla 5 gün içerisinde anne rahmine transferi işlemi olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Özdurak, “Tüp bebek tedavisi ile günümüzde yüzde 50-60 oranında gebelik elde edilebiliyor. Tekrarlayan uygulamalar ile bu şans yüzde 70-80’lere çıkıyor dedi.

Yrd. Doç. Dr. Özdurak, “Evli çiftlerin yüzde 85’i ilk bir yıl içerisinde gebe kalırken, yaşı uygun hastalarda 2 yıl beklendiğinde ise yüzde 90’ı doğal yolla gebelik şansı elde edilebilmektedir. Ancak ne yazık ki evli çiftlerin yüzde 10’u yardımcı üreme tekniklerine ihtiyaç duymaktadır” diye konuştu.

NELER YAPILMALI

Tüp bebek tedavisinde başarıyı artırabilmek için yapılması gerekenlere de dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Özdurak, şöyle devam etti:

“Dikkatli bir hasta değerlendirmesini takiben yeterli sayıda yumurta elde etmek, kaliteli laboratuvar şartlarında embriyoların geliştirilmesi ve sonrasında bu embriyoların rahim zarı en uygun olduğu zamanda rahim içine transferi büyük önem taşımaktadır.

Son dönemde embriyoların dondurulması konusunda yaşanan teknolojik gelişmeler hem uygun zamanda kaliteli bir rahim zarı varlığında transfere olanak sağlıyor, hem de tek embriyo transferi yapılarak çoğul gebeliklerin önüne geçilebiliyor. Kalan kaliteli embriyoların dondurulması hastaya sonraki yapılacak uygulamalarda ilaç ve işlem maliyet ve zahmetine maruz kalmadan gebe kalmasına olanak tanımaktadır.”

Prenatal genetik tanı (PGD) yöntemleri ile ilgili de bilgiler paylaşan Yrd. Doç. Dr. Özdurak, bu yöntemlerin ileri yaş ve seçilmiş hastalarda başarıyı artırmada büyük önem taşıdığına vurgu yaptı.

Yrd. Doç. Dr. Özdurak, embriyolar transfer edilmeden önce genetik yapılarının incelendiğini, genetik olarak sağlıklı embriyoların transfer edildiğini, özellikle tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan ve ileri yaş hastalarda başarı şansının artırılabildiğine dikkati çekti.

“Yine embriyo transferi öncesi rahimdeki polip veya miyomların uzaklaştırılması veya hidrosalpenks (tüplerde sıvı birikimi) çıkarılması tüp bebeğin başarı şansını anlamlı olarak arttırmaktadır” diyen Yrd. Doç. Dr. Özdurak, şu uyarıyla sözlerini tamamladı:

“Tüp bebek tedavisinde dönem dönem medyaya yansıyan mucizevi şekilde başarı oranlarını artırdığı ve çocuk sahibi olamayan kimse kalmayacağını iddia edilen mikroçip, gebelik aşısı gibi yöntemler henüz bilimsel olarak kanıtlanmamış olup, bu yöntemlerin çocuk sahibi olamayan çiftlere mucize olarak sunulmasının doğru ve etik olmadığını düşünüyorum.”

Yrd. Doç. Dr. Özdurak, sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.  

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ PENTEX FUARI’NDA

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ PENTEX FUARI’NDA

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi’nde düzenlenen 6’ıncı Penye, Tekstil ve Teknolojileri (PENTEX) Fuarı’nda stant açtı.

Gaziantep Sanayi Odası (GSO), KOSGEB, Penye Konfeksiyon ve İmalat Hazır Giyim Derneği (PENKON) ile Moda ve Hazır Giyim Federasyonu destekleriyle, Akort Fuarcılık tarafından düzenlenen fuarın açılışına, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya,  Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, GSO Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep Ticaret Odası Meclis Başkanı Settar Konukoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sami Konukoğlu, Penye Konfeksiyon ve İmalat Hazır Giyim Derneği Başkanı Mehmet Haskaya ve Akort Fuarcılık Genel Müdürü Hülya Akkaya katıldı.

Fuar alanı girişinde açılan stantta, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde sunulan sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler paylaşılırken, dileyen katılımcı ve ziyaretçilerin tansiyon ve kan şekeri ölçümü ücretsiz olarak yapılıyor.

Çok sayıda firmanın katılımı ile OFM’de açılan ve yoğun ilgi gören fuar, 12 Şubat 2017 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen ve dünya standartlarında hizmet verilen hastanede, acil servis, biyokimya, patoloji ve klinik mikrobiyoloji laboratuvarları, radyoloji, nükleer tıp, kardiyovasküler cerrahi, organ nakli merkezi, nefroloji, genel cerrahi, beyin cerrahisi, çocuk cerrahisi, dahiliye, gastroenteroloji, endokronoloji, kulak burun boğaz, pediatri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, üroloji, ortopedi ve travmatoloji, enfeksiyon hastalıkları, fizik tedavi ve rehabilitasyon, plastik rekonstrüktif cerrahi, göz hastalıkları, kadın hastalıkları ve doğum, nöroloji, psikiyatri, göğüs cerrahisi, dermatoloji ve üremeye yardımcı tedavi merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

SANKO HOLDİNG

SANKO Holding’in temeli 1904 yılında 7 dokuma tezgahı ile atıldı. Dördüncü ve beşinci kuşağın işbaşında olduğu SANKO’da yaklaşık 15 bin kişi istihdam ediliyor. Tekstil, enerji, çimento, ambalaj, tarım ve iş makinaları, bilişim, finans, sağlık, eğitim, AVM ve gayrimenkul olmak üzere 11 sektörde faaliyet gösteriliyor. 

 

 

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS -YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM HALİL ÖZDURAK, “TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE GÜNCEL GELİŞMELER” KONUSUNU ANLATACAK

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE HALKA AÇIK KONFERANS -YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM HALİL ÖZDURAK, “TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE GÜNCEL GELİŞMELER” KONUSUNU ANLATACAK

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde halka açık konferanslar kapsamında Kadın Hastalıkları ve Doğum - İnfertilite ve Tüp Bebek Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Halil Özdurak tarafından “Tüp Bebek Tedavisinde Güncel Gelişmeler” konusu anlatılacak.

Yrd. Doç. Dr. Özdurak, konferansta, tüp bebek yöntemi, kimlere uygulanabilir ve tüp bebek tedavisinde güncel gelişmeler konularında bilgiler paylaşacak.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Toplantı Salonunda, 11 Şubat 2017 Cumartesi günü saat 10.00’da düzenlenecek konferansa, dileyen herkes davetiyesiz katılabilecek.

 

GAPTARIM VE GAPFOOD FUARLARINDA SAĞLIK HİZMETİ -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ, FUAR SÜRESİNCE ZİYARETÇİLERE VE KATILIMCILARA SAĞLIK HİZMETİ SUNUYOR

GAPTARIM VE GAPFOOD FUARLARINDA SAĞLIK HİZMETİ -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ, FUAR SÜRESİNCE ZİYARETÇİLERE VE KATILIMCILARA SAĞLIK HİZMETİ SUNUYOR

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi, 8. Tarım, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Fuarı (GAPTARIM)” ile ‘’13. Gıda Fuarı’nda (GAPFOOD) stant açtı.

Gaziantep Sanayi Odası tarafından, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Gaziantep Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Ziraat Odası, Gaziantep Ticaret Borsası ve Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri desteğiyle Akort Fuarcılık organizasyonuyla düzenlenen fuarların açılışı, Gaziantep Milletvekili ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Vali Vekili Halil Uyumaz ile Gaziantep Milletvekilleri Ahmet Uzer, Nejat Koçer, Abdulkadir Yüksel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkâmil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sami Konukoğlu, Akort Fuarcılık Genel Müdürü Hülya Akkaya ve çok konuğun katılımı ile eş zamanlı düzenlenen fuarda açılan stantta, dileyen ziyaretçi ve katılımcıların ücretsiz tansiyon ve kan şekeri ölçümü yapılıyor, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde verilen sağlık hizmetlerine ilişkin bilgiler paylaşılıyor.

Yaklaşık 200 firmanın katılımı ile Ortadoğu Fuar Merkezi’nde düzenlenen fuar, 29 Ocak 2017 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ

Sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen ve dünya standartlarında hizmet verilen hastanede, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Pediatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanıyor.

SANKO HOLDİNG

SANKO Holding’in temeli 1904 yılında 7 dokuma tezgahı ile atıldı. Dördüncü ve beşinci kuşağın işbaşında olduğu SANKO’da yaklaşık 15 bin kişi istihdam ediliyor. Tekstil, enerji, çimento, ambalaj, iş ve tarım makinaları, bilişim, finans, sağlık, eğitim, AVM ve gayrimenkul olmak üzere 11 sektörde faaliyet gösteriliyor. 

KÖTÜ KARNE GETİREN ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞILMALI

KÖTÜ KARNE GETİREN ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞILMALI

-SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ UZMAN PSİKOLOĞU – ÇİFT VE AİLE TERAPİSTİ SÜYÜR: “KARNESİNDE ZAYIF OLAN ÇOCUĞU SUÇLAMADAN ÖNCE, EBEVEYNLER KENDİLERİNİ SÜZGEÇTEN GEÇİRMELİDİR”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Uzman Psikoloğu - Çift ve Aile Terapisti Melis Tümer Süyür, yarıyıl tatilinin başlamasına az bir zaman kala, öğrencilerin ve ailelerin karne heyecanı yaşadığını belirterek, “Çocuklarımız karnelerini alarak, sömestr tatiline başlıyor. Karnesinde zayıf olan çocuğu suçlamadan önce, ebeveynler kendilerini süzgeçten geçirmelidir” dedi.

Ortada bir sonuç varsa, bu sonuç olumlu ya da olumsuz olsa da tek bir kişiyi suçlamanın doğru olmadığını ifade eden Melis Tümer Süyür, “Dönem boyunca iyi koordine olmak çok önemlidir. Bu da aile üyelerinin desteği ile olur. Karnenin çocuğun öğrenme süreçleri ve davranışlarının bir geri bildirimi olduğu bilinmelidir” uyarısını yaptı.

“Kişiselleştirme yapıp, karnesi zayıf gelen çocuğa, zayıf öğrenci muamelesi yapılmamalıdır. Çocuğun sadece karnesi zayıftır, kişiliği değil, kişiliğine genelleme yapılması doğru değildir” diyen Melis Tümer Süyür, şu bilgileri verdi:

“Kişiliğine yönelik olumsuz davranışlarla karşılan çocuk yalnızca, ‘başarılıysam değerliyim ve yeterliyim, başarısız olursam kimse beni sevmeyecek’ gibi işlevsel olmayan gerçek dışı düşünceler geliştirebilir. Bu durum çocukta, özgüven eksikliğine ve dolayısıyla ikinci döneme de motivasyonu düşük başlamasına neden olabilir. Ayrıca, ‘sadece başarılı olursam toplumdan onay ve değer görebileceğim’ inancı ile yalan söyleme ya da kaçınma davranışları gibi yollara başvurabilir. Kimi çocuk matematikte iyiyken kimisi resimde, el becerisinde iyi olabilmektedir. İlgi ve beceriler her çocukta farklıdır.”

YARIYIL TATİLİ

Melis Tümer Süyür, okul dönemi boyunca aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkan, düzenli ve tempolu bir çalışma içinde olan, her gün derslerine mutlaka çalışmak durumunda kalan öğrenciler için yarıyıl tatilinin çok büyük önem taşıdığını kaydetti.

Sömestr tatilinin, bir çeşit özgürlük gibi olduğunu, arada bir soluklanmak, disiplinden az da olsa uzaklaşma fırsatı yarattığını anlatan Melis Tümer Süyür, “Çocuklar kadar aileler için de sömestr tatilinin önemi büyüktür. Çocuklar için gerçek anlamda dinlendirici, rahatlatıcı ve motivasyonla ikinci döneme başlamalarını sağlamak ailelerin elindedir” ifadelerini kullandı.  

Her öğrencinin tatille ilgili beklentisinin farklı olduğunu vurgulayan Melis Tümer Süyür, “Kimi öğrenci 15 günlük tatilini, eksiklerini gidermek için ders çalışarak değerlendirirken, kimi öğrenci günlerini televizyon veya bilgisayar başında geçirmeyi tercih ediyor olabilir. Fakat sonuç her ne olursa olsun kötü karnenin tek sorumlusu çocuk değildir, çocukla bu sorumluluğu paylaşmak gerekir” diye konuştu.

OKULDA BAŞARISIZLIĞIN SEBEPLERİ

Çocuğun okul başarısızlığının nedenlerine değinen Melis Tümer Süyür, bunlardan bazılarının çocukların kendilerine has kişisel özellikler olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bilinmelidir ki her çocuk aynı değildir. Her çocuğun, şahsına özel becerileri vardır. Önemli olan okul ve aile arasındaki uyumdur. Her iki gözlemci de çocuğun neye yeteneği olduğunu gözlemlemelidir ve o alanda çocuklarımız desteklenerek, geleceğimizin mirasları, özgüvenli çocuklar yetiştirilir.

Başarısızlığın ikinci sebebi, aileden kaynaklanan sebeplerdir. Şöyle ki; anne-babanın sağlıklı model olması, kültürel seviyenin, ders çalışma ortamının sağlanması, ailenin disiplini, başarıyı olumlu etkileyen faktörlerdir.

Diğer bir sebep ise okuldan kaynaklı olabilir. Okuldaki eğitim ve öğretim programının, çocukların gelişim seviyelerine uygun zenginleştirilmiş programlar olmasına karşın çocuğun akademik başarısı beklenenin altında ise öncelikle bir araştırma yapılmalıdır.

Çocuk-ergen ve psikoloğundan yardım alınmalı, çocuğun gelişim düzeyini, öğrenme biçimlerini ve dikkat becerilerini anlamayabilmenize yardım edecek, birtakım çocuk değerlendirme testleri vardır. Çocuk-aile ve okula yönelik bir çalışma düzenlenmelidir. Bu üçgen kurulabilirse, sorunu çözmeye adım atmış oluruz.”

AİLELERE ÖNERİLER

Karne almakla birlikte, çocukların tatil heyecanını da beraberinde yaşadığını anımsatan Melis Tümer Süyür, ailelere şu önerilerde bulundu:

“Önemli olan karne heyecanını, karne sendromuna çevirmemektedir. Karne almak, çocuklara tatilin geldiğini çağrıştırmalıdır. Çocukların tatilde bol bol dinlenmesine ve tatilin keyfini çıkarmasına fırsat tanıyın. Tatil zamanını birlikte vakit geçirebileceğiniz, çocuğunuzun yeni dönem için enerji depolaması için bir olanak olarak görün. Çocuğunuz düşük notlar getirmiş olsa da onun da tatile, okul düzeninden uzaklaşamaya ihtiyacı olacağını unutmayın.

‘İyi’ notların olduğu karneler genellikle ödüllendirilir ancak çocuğunuz sadece iyi notlar aldığında ödüllendirildiğini hissetmemeli, mümkün olduğunca maddi değeri az olan veya manevi değeri olan (ailecek bir şeyler yapmak gibi) hediyeleri, gösterdiği çabası için vermeniz en uygunudur. Bu sebeple çocuğunuz elinden gelenin en iyisini yaptığında, düşük notu olsa bile ona da bir ödül vermeniz, onu motive edecektir. Böylece çocuğunuzun sizin ona vereceğiniz ödül için çalışma gerekliliği yerini “kendim için çalışmalıyım”a bırakır. Bu da çocuğunuzda özdisiplin gelişmesini sağlayacaktır.

Yine de bu tatil döneminde çocuğunuzu, kitap okumak, bulmaca çözmek gibi aktivitelerde bulunması için teşvik edin. Okulun açılmasına doğru, bir önceki dönemi hatırlatıcı çalışmalarla, ödül yöntemini uygulayarak, çocuğunuza destek olun. Çocuğunuzun size karşı yapmasını istemediğiniz, hiçbir davranışı siz de çocuğunuza sergileyemeyiniz. Unutmayın ki çocuk söylenenden çok, gördüğünü rol model olarak alır. Eğlenceli ve dolu dolu bir tatil geçirmeleri dileğiyle.”

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE BABADAN OĞLUNA İKİNCİ ŞANS -BABASININ BÖBREĞİ NAKLEDİLEN ALİ ÇAKMAK: “ORGAN BAĞIŞI KONUSUNDA HERKESİ DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM”

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE BABADAN OĞLUNA İKİNCİ ŞANS -BABASININ BÖBREĞİ NAKLEDİLEN ALİ ÇAKMAK: “ORGAN BAĞIŞI KONUSUNDA HERKESİ DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM”

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakil Merkezi’nde gerçekleştirilen operasyonla, babasının böbreği nakledilen Ali Çakmak, “Organ bağışı konusunda herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum” dedi.

Yavuzeli’nde yaşayan iki çocuk babası oğlu Çakmak (37), 3,5 yıl önce halsizlik, nefes darlığı ve öksürük gibi şikayetlerle doktora gittiğinde böbrek hastası olduğunu öğrendiğini ve diyaliz tedavisi görmeye başladığını söyledi.

Diyalize girdiği dönemde yaşadığı sıkıntılar nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kaldığını belirten Çakmak: “Diyaliz döneminde stres, herhangi bir şey yapamayacak kadar halsizlik, istediklerimi yiyip içememe gibi sorunlar oluyordu ve bu da hayatımı olumsuz etkilediği için işimden ayrılmak zorunda kaldım” diye konuştu.

Kadavra için iki yıl önce Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’ne kaydını yaptırdığını, ancak uygun kadavra çıkmadığını anlatan Çakmak, şöyle devam etti:

“Rahatsızlığım ilerleyince, yaşadığım sıkıntılara dayanamayan babam, böbreğini vermek istedi. Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’ne geldik ve gerekli tetkikler yapıldı. Dokular uyunca, nakil işlemi için hastaneye yatışımızı gerçekleştirdik. Başarılı bir nakil oldu. Yeniden sağlığıma kavuştum artık diyalize gitmiyorum ve o dönem yaşadığım şikayetler son buldu. Çok mutluyum. Babama da çok teşekkür ederim. Sayesinde hayata yeniden başladım.”

ORGAN BAĞIŞI ÇAĞRISI

Prof. Dr. M. Fatih Yüzbaşıoğlu, Doç. Dr. Selman Ünverdi ve Opr. Dr. Ahmet Gürer başta olmak üzere, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakil Merkezi hemşireleri ve çalışanlarına teşekkür eden Ali Çakmak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Herkesi organ bağışında bulunmaya çağırıyorum. Rahatsızlığım ortaya çıktıktan sonra araştırdım. İnsanlar tek böbrekle de yaşayabiliyor ve dinimiz de organ naklini destekliyor. Sağlıklı olsam, organlarımı bağışlamak isterdim. Organ bağışı bekleyen çok sayıda diyaliz hastası var. Aynı rahatsızlığı yaşadıktan sonra, hastaların bir umut da olsa, organ bağışına, nakil olmaya çok ihtiyaç duyduklarını gördüm. Sadece sağlıkla ilgili değil, farklı konularda da sıkıntı yaşıyorlar. Organ bağışında bulunarak bu sıkıntıların birçoğunun son bulmasına yardımcı olabilirsiniz. Organ bağışı konusunda, herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.”

Ali Çakmak, büyük bir titizlikle ve başarılı bir şekilde organ naklini gerçekleştiren Sani Konukoğlu Hastanesi’ni, nakil olmayı düşünen herkese önerdiğini sözlerine ekledi.  

BABA MEHMET ÇAKMAK

Yavuzeli’nde çiftçilikle uğraşan baba Mehmet Çakmak (60) ise dört çocuğundan birisi olan Ali’nin her geçen gün daha da artan ıstırabına dayanamayınca nakil için böbreğini vermek istediğini kaydetti.

Başarılı geçen böbrek nakli sonrasında kendisinin ve oğlunun sağlık durumunun iyi olduğuna vurgu yapan Mehmet Çakmak, “Oğlum hayata yeniden umutla bakabiliyor. Allah herkese bu mutluluğu yaşatsın. Evimize yeniden mutluluk ve huzur geldi. Organ bağışı konusunda herkes duyarlı olmalı. ‘Böbreğimi verirsem bir şey olur mu’ demesinler. Zaten riskli bir durumda doktorlar nakil işlemini gerçekleştirmiyorlar. Korkmalarına gerek yok. Ben nakilden 4 gün sonra normal hayatıma devam etmeye başladım” ifadelerini kullandı.

Sağlığı uygun olan herkesin korkmadan organ bağışında bulunabileceğine dikkati çeken Mehmet Çakmak, “Hayatların diyalizde çürüyüp, gitmesine izin vermeyelim, organ bağışıyla canlar kurtulsun” çağrısını yaptı.

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE GÖREVLENDİRME - HÜSEYİN SÖYLEMEZ, İDARİ DİREKTÖR OLARAK ATANDI

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE GÖREVLENDİRME - HÜSEYİN SÖYLEMEZ, İDARİ DİREKTÖR OLARAK ATANDI

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi İdari Direktörlüğü’ne, Hüseyin Söylemez atandı.

1974 yılında dünyaya gelen Söylemez, ilk, orta ve lise öğrenimini Gaziantep'te, yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi'nde tamamladı, Sağlık Kurumları İşletmeciliği alanında yüksek lisans yaptı.

Sağlıkta Birlik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği, Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği ve Beyazay Derneği Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olan Söylemez, Gaziantep Adliyesi Hukuk Mahkemelerinde Sosyal Güvenlik Hukuku ve Sağlık Bakanlığı Mevzuatı alanında bilirkişidir.

Sağlık sektörüne yönelik çeşitli dergi ve sitelerde makale ve yazıları da yayımlanan Söylemez, 1996 yılından bu yana Özel Sani Konukoğlu Hastanesinde çeşitli kademelerde yönetici olarak görev üstlendi.

Söylemez, evli ve 3 çocuk babasıdır.